Agah
Kahvaltı masasında oturup diğerlerini bekliyordum tek tek herkes geldi Ceren oturunca yüzü hiç beklemediğim bir haldeydi sabaha kadar ağlamış ve uyuyamamış biraz garipti yani, bu gün ona diyecektim gerçekleri babasının mirası kime bıraktığını söyleyecektim ama o nasıl tepki verir bilmiyordum. İki lokma bir şey yiyip kalktı merdivenlerin önünde durup bize döndü.Cer; Iı Damla bu gün Umut'a bakabilir misin? Bir yere gitmem gerekiyorda... Acıkırsa Nurten'e söyle mamaya başlamıştı yapar.
Dam; Ay tamam tatlım ben bakırım yiğenime, git sen.
Kafasını olumlu anlamda sallayıp yukarı çıktı, yemekleri yiyip herkes dağılmıştı Nedim ve Cenk şirkete gitmişlerdi bizde Damla ile kahve içip sohbet ediyorduk merdivenlerden Ceren ve kucağında Umut ile indi yüzü kireç gibiydi merak ettim nereye gideceğini, Damla'ya torunumu verip gitti bende Cihangir'i çağırıp takip etmesini istedim. Ardından şirkete gidip olan işleri yapıyordum, imza işleri ve teklifleri gözden geçiriyordum gerçi şirket batmak üzereydi ve ne yapacağımı bilmiyordum Cihangir bir fotoğraf atmıştı.
(İki tane yan yana mezar olduğunu birde mezar taşlarının olduğunu düşünün)
Fotoğraf açılınca sandalyeye oturmuş başımı ellerimin arasına almıştım. Bu kız babası ve Seda annesinin mezarındaydı ve yıllar sonra ikinci kez gitmişti. Her şey o yılan yapmıştı, koynumda yılan beslemişim meğersem. Hem Nedim'i 20 yıl zehirlemişti hemde onun o halde olmasına sebep olmuştu, bir kızın duygularıyla oynamıştı bu...Bu nasıl iş lan? Cenk odaya girdip telefona baktığında kendime gelmiştim yüzü düşmüştü tabi kolay mı küçükken sevdiği kızı bu halde görmek? Değil hiç kolay değildi, akşam yemekten sonra odama çağırığ Ceren ile konuşacaktım. Cenk birden ayağa fırlayıp gitti camdan baktığımda ise arabasına binip uzaklaşmıştı.Ceren
Kahvaltıdan sonra Umut'u Damla'ya bırakmıştım, ilk işim babam ve Seda annemin hayır... Annemin mezarına gitmek olmuştu babam ve annemi bu mezara koyduktan sonra yanlarına hiç gitmemiştim üzülmüşlerdir. Küçükken geldiğim ama yolunu ezbere bildiğim o mezarlığın içindeydim, mezar taşlarını okşayıp aralarına oturdum, elleri varmış gibi toraklarına ellerimi koydum sanki onlar benim ellerimi tutuyorlarmış gibi hissetmiştim güçlerini hissettim, kokularını hissettim, yüzlerini hissettim, seslerini hissettim hiç değişmemişleridi sanki sonra kendi kendime konuştum onlar varmış ve beni duyup birşeyler diyorlar gibi hissettmiştim.Cer; Annem babam ben geldim, Işıl geldi, size haberlerim var annem babam, Cenk vardıya hani bizim bir bebeğimiz oldu, bebeğimin ağızı gözü çok güzel biliyor musınuz? Aynı cennet gibi kokuyor benim bebeğim, adı Umut, kaç kere buraya gelmek istedim ama yapamadım cesaret edemedim, size sarılmaktansa mezarınıza sarılmaya razı gelemedim çok özür dilerim ama geldim ben.
Ortalarına yatmıştım bir anneme sarılıyordum bir babama, canım çok yanıyordu ama alışmıştım
Cer; Cenk, Cemre'ye aşık olmuş 5 yaşında benimle evleneceğini söyleyen adam gitti yerine bana Cemre'ye aşık olduğunu haykıran adam geldi, ama olsun vazgeçtim ki hem ben, Nedim ile boşanırım bir ev alırı. Karaçay'lardan uzak bir yerde yaşarım iş bulup çalışırım oğlum ile güzel bir sayfa açarım ben demi baba? Demi anne?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zalim İstanbul
ChickLitHerşey Neriman ana'nın başının altından çıkmıştı, o büyüleyici sözleri ile kandırmıştı,gözü paradan başka bir şey görmez olmuştu âdeta. Umut ettirmişti,hayal kurdurmuştu,akıllarına girmişti belki de tek suçlu, tek günah keçisiydi.