Geçen haftaki perşembe günü
Kai telefonundan saate baktı, şimdi evden çıkarsa arkadaşı Jisung ile tam anlaştığı saatte okula varırdı.
Ayağa kalktı ve telefonunu cebine attı. Odasından çıkıp annesinin oturduğu odaya girdi,
"Anne, ben bir dışarı gidip geliyorum."
"Nereye?"
"Bir eşyamı almak için, arkadaşımla buluşacağız. "
"Gitmeden çöpü de çıkar. "
"Ama acele..-"
"Eline yapışmayacak ya Kai, çöpü al at öyle yoluna devam edersin."
"Off.. olono Yopoşmoz Koi."
"Bir şey mi dedin??"
"Yok demedim bir şey, hemen atıyorum anneciğim. "
Annesi önüne döndü ve telefonu ile uğraşmaya devam etti, Kai de çöpü aldıktan sonra dışarı çıktı.
Kai'nin ağzından
En sonunda okula vardığımda bahçede temizlikle uğraşan iki oğlan görmeyi beklemiyordum. Kimseye burada görünmemek benim için en iyisiydi.
Usulca arkadaşımla buluşacağım yere doğru ilerlerken yakınımdaki sarı saçlı oğlanın titrediğini fark ettim.
"Hey, sen iyi misin?"
(Konuşmayı Merak edenler bknz. Bölüm 4: Ceza)
.
.
.Gecikmiştim, Arkamı dönüp hızlı adımlarla okul bahçesinin arkasına doğru ilerlerken bu çocuk için endişelenmemin çok yanlış bir hareket olduğunun çok sonra farkına varacaktım.
Ah bu iyi kalpliliğim zaten hep başıma dert açıyor.
Buluşma yerine vardığımda Jisung'un siniri yüzünden gayet güzel bir şekilde okunuyordu.
"Üzgünüm dostum..ben...önce annem sonra bahçedeki çocuk..-"
"Güneş batmadan gideceğim buradan, elini çabuk tutsan iyi olur. Ayrıca şu lanet telefonunun sesini aç! "
Telefonuma baktığımda Jisung'dan 8 cevapsız arama geldiğini fark ettim ve masumca gülümsedim.
"Tamam neyse acele edelim, bak işte şu pencerenin arasına kitap sokmuştum. Oradan gireceğim, şimdi iki elini benim için basamak yap hadi."
Kaşları çatık bana bakıyordu. Dediğim pozisyonu alırken homurdandı.
"Bir daha asla sana borçlanmayacağım."
"Canım arkadaşım, ben de seni çok seviyor..ığhh. İttirsene biraz ordan!"
Pencerenin tabanındaki yere tutunmuştum ama ayaklarım havada asılı kalmıştı ve kendimi yukarı kaldıramıyordum.
"Tamam.. Oğlum çeksene kendini yukarı doğru!.."
"Kaç kilosun ya sen!"
"Keşke ben çıksaydım ne beceriksiz çıktın sen de.."
Jisung söylenip dururken ben de en sonunda kendimi içeri atmayı başarabilmiştim. Arkamı dönüp Jisung'a sırıtarak "👍" işareti yaptıktan sonra tekrar önüme dönüp öğretmenler odasına yöneldim.
"Uu okulda kimse yokken koridorda yürümek güzel hismiş..
Biraz da korkutucu..."
Öğretmenler odasına vardığımda, derste sırf peluşuma sarılıp uyuyorum diye peluşuma el koyan yelloz karının dolabına yöneldim.
Dolaba bakıp başımı yana eğdim, peluşum dolapla neredeyse aynı boyutta olmalıydı.
"Yelloz kadın, eğer benim miniğimi sıkıştırmışsan dolabına tükürcem."
Dolabı açmaya çalıştığımda kilitli olduğunu fark ettim..
Ah cidden mi? Hangi öğretmen şu zamanda dolabını kilitliyor ki??
Neyse ki bu duruma hazırlıklıydım, cebimdeki tel tokayı çıkardım ve minik anahtar deliğine soktum. Oraya buraya oynattım ama pek açılacağa benzemiyordu..
Sinirle tel tokayı fırlattım, dolaba yapışıp peluşuma seslendim
"Merak etme, seni orada bırakmayacağım! "
Arkamı dönüp attığım tel tokayı tekrar aramaya başladım. Cidden ben niye fırlattım ki onu?..
Yerde emeklerken gözümle etrafı tarıyordum, masanın altında tel tokayı gördüğümde önümde duran sandalyeyi ittim ve tokaya uzanıp elime aldım.
O sırada karşı sandalyede duran peluşumu görmemle heyecandan çığlığı bastım. Bu yelloz kadının her zaman oturduğu sandalyeydi.
Hemen masanın altında emekleyip peluşuma uzandım ve onu kucağına aldım.
"HÜÜÖĞ özür dileriğm, bir daha asla seni yalnız bırakmayacağığm..AĞH!"
Masanın altından aceleyle çıkayım derken kafamı masaya vurmuştum.
Neyse, şu an hiçbir şey sinirimi bozamaz!
Birden telefonumun çalması ile telefonu çıkartıp arayan kişiye baktım, Jisung.. neden arıyordu ki?
"Aish cidden iki dakika sabredemedi bu da..!"
Telefonu açıp kulağıma götürdüm,
"Kai, hemen buraya gel! Müdür Yoongi ile edebiyatçı şu an bahçede..-"
"Onların ne işi var lan burda.."
"Ne bileyim ben, Acele et hadi!
Cidden normalde okul saatleri dışında bomboş olan bahçenin bugün adamla dolup taşası tuttu ya ne diyeyim.. Hayattaki şansıma tüküreyim...
Sandalyeleri hızlıca eski düzenine soktuktan sonra, buraya girdiğim zemin kattaki camın olduğu sınıfa gittim ve sağ sağlim aşağıya atladım. (Bir kaç cm ile Jisung'un üzerine düşmeyi sıyırdım.)
Peluşumu karnıma saklamış Jisung ile birlikte buradan giderken Müdür ile Edebiyat öğretmeninin burada ne aradığını düşündüm.
_____
Eveet, eski bir gizemin çözüm bölümü gibi bir şey yazmaya çalıştım. :)
Oy atmayı unutmayın pls♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FESTİVAL | Yeongyu
FanfictionBeomgyu'ya nefret dolu mesajlar yollayan Yeonjun, yazdıklarını okul müdürü Min Yoongi'nin okuduğundan habersizdir. Okuldan atılacağını düşünen Yeonjun, farklı bir teklifle karşı karşıya kalır. #1yeongyu #1sookai