"bitmiş bir aşk,solmuş bir
çiçek gibidir.""Günler akıyor,
ömrümüz bir çubuk daha azalıyor.
Dakikalar geçiyor ve biz onu hissetmeden saniyeler ile boğuşuyoruz.
Küçük çocuklar okula gidiyor,
koşuyor ve oyun oynuyorlar.
Gençler beraber takılıyor,anılarına birer birer yenisini ekliyorlar.
Yaşlılar vakti geldiğinde gözlerini kapatıyor ve uçsuz bucaksız bir evrene giderken solukları kesiliyor.
Arada kaynayan istisnalar ve genç yaşta ölen,hep çocuk kalan insanları saymıyoruz tabi. Çünkü onlar hep yaşar ve genç kalırlar."Okuduğu paragraftan oldukça etkilenmiş bir şekilde diğer sayfayı çevirdi Yoongi. Bir kitabının daha sayfaları bitiyor ve sonuna geliyordu. Koku almayı iyice unutmuş ve Jimin ile arası bozuk kalmıştı. Bazı kavgalar gereksiz uzardı ve bu da onlardan biriydi. İkisinden birinin alttan alması gerekliydi. Bunu ikisi de biliyordu fakat uygulayamayacak kadar tükenmişlerdi. Jimin Yoongi'den, Yoongi Jimin'den bıkmaya başlamıştı. Bitmek bilmeyen kavgalara ve sıkılan ruhlarına rağmen onları bir arada tutan tek şey sevgiydi.
Yoongi sessiz odasının boğuk atmosferinde elindeki kitabı okumaya devam etti. Bu sefer belki sevgilisi duyar o da etkilenir diye sesli okumaya başlamıştı. Özünde ikisi de masumdu.
"İki insanın birbirlerine karşı hissettiği o güzel hoşlantının birleşmesi ile oluşur 'aşk'. Tohumları yavaş yavaş yeşerse de oluşan bitki çok büyük hasar almadıkça asla solmazdı. Ne kışlar ne soğuklar ne de yüksek şiddetli fırtınalar onu solduramazdı. Solmasını istemek dünyaya hakaret, barışa karşı gelmek gibiydi. Fakat bir gün çok şiddetli hakaretlere ve sevgisizliğe maruz kalırsa yavaş yavaş yaprakları solardı bu bitkinin. Yavaş yavaş ölür ve yavaş yavaş ortalıktan kalkardı. Etrafında yalnızca solmuş yaprakları ve çürümüş bedeni bir de onu yarım bırakan partneri kalırdı."
Yoongi biten kitabına ve son sayfadaki solmuş gül resmine baktı uzunca. Beyninde okuduklarını tartı ve birbirlerine neler yaptıklarını fark etti. Onlarda birbirlerine hakaret etmiş, üzmüştü. O halde şimdi onlardan hangisi solmak üzereydi. Kitabı yere fırlatarak hızlıca çıktı odasından. Bütün cümleleri duyan ve ağlayan Jimin'in sesini takip ederek yanına gitti.
Çömelerek yüzlerini eşitledi ve güldü.
Çünkü Yoongi gülerse ve onu severse Jimin'in dünyası huzur bulurdu. Kafalarını birbirlerine yapıştırdı iki aşık ve koridora çömeldiler yavaş yavaş. Hiçbir şey demeden ağlayan Jimin ve çömeldiği yerde sevgilisini gözyaşlarından öpen Yoongi.Dışarıdan bakılınca çizilmiş mükemmel bir tabloydu aslında. Fakat kim bilebilirdi ki onları çizen kişinin solmuş boyalar kullanarak, hayallerini öldürdüğünü?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölüm nasıl kokar,yoonmin ✔︎
Fiksi PenggemarÖlümün kokusunu alamıyor musun? "Bunun için Tanrı'ya küsmelisin çünkü seni de diğerleri gibi normal yaratmış. Bir avuç gözyaşı ve umutlardan ibaretsin." •Smells like,yoonmin Algosia © 2020,Aralık