Kygo & Selena Gomez - It Ain't Me
5. Bolüm Yüksek Umutlar
言霊
Elimi yanağıma yaslarken arkadaşlarımın gelmesini bekliyordum.Sabahın erken saatleri sandviçimi yedikten sonra buraya gelmiş ve Siyeon'a, Jack Soo'ya ve Jinyoung'a mesaj atmıştım.Önümde ki sıcak kahvenin dumanlarını izlerken ceketimin cebinde hala varlığını koruyan şekere elimi attım.
''Sana-chan !'' Siyeon'un yüksek neşeli sesiyle elimi cebimden çıkarıp ayaklandım ve sıkıca sarıldık birbirimize.
''İlk ben gelmişim vay canına.'' diyerek karşıma oturduğunda güldüm.Normalde gecikenler sınıfında yer alırdı...
''Dün bir sürü şey yaşamışsınız hemen anlat.'' dediğinde yanaklarımı şişirdim.
''Her şey salak Jack Soo'nun basketbol oynamak istemesiyle başladı.Sonra bir baktık Dahyun ve arkadaşları oradalar ve erkekler de basketbol oynuyordu.Jack Soo da Jinyoung'u peşinden sürükleyerek maça kendilerini de dahil ettirdi.Sonra Jaebeom Jinyoung'a çarpınca Jinyoung yere düştü ve düşerken bileğini de burktu.'' dedikten sonra omuz silktim.
''Ahh şimdi iyi mi peki ?'' dedi Siyeon kaşlarını çatarken.Gülümsedim ve başımla onayladım.Yurda döner dönmez Jinyoung'u aramıştım zaten; ciddi bir durum olmadığını, krem aldığını ve daha iyi olduğunu söylemişti.Açıkcası bir nebze içim rahatlamıştı.
''Bir de şey var...'' dedim yanağımı içten ısırırken.Siyeon tek kaşını kaldırdı.
''Dahyun bana şeker verdi.'' diyerek ceketimdeki şekeri çıkarıp gösterdim.
''Ne ?!'' gözlerini büyüterek baktı.Daha sonra beş parmağı açık elini havaya kaldırdı.
''Dur bir saniye.'' burun kemerini parmaklarıyla tutarken gözlerini tekrar büyüttü.
''Bu çok güzel bir şey bunu Jinyoung'un yaralanmasını anlatmadan önce söylemeliydin salak !'' dedi heyecanla ben bile bu kadar delirmemiştim.Belki de hala bir rüya olduğunu düşündüğüm için delirmemiştim ya da fırtınayı içimde yaşıyordum.
''Hey güzel kızlar !'' Jack Soo yanında Jinyoung ile içeri teşrif ettiğinde gülümseyerek bize doğru yürüyordu.Jinyoung da burkulan bileği hala tam olarak iyileşmediği için ayağını yere belli belirsiz basıyordu hafif topallayarak.
''Eee ne konuşuyordunuz ?" Dedi Jack Soo göz kırpıp yanıma otururken.Jinyoung da Siyeon'un yanına geçmişti.
"Dahyun'un Sana'ya şeker vermesini konuşuyorduk." Dedi. Siyeon hâlâ sesinde heyecan kırıntıları vardı.
Jinyoung kocaman açtığı gözlerle bana döndü.
"Dahyun sana şeker mi verdi ? İyi de neden ?" Dedi şaşkınca omuz silktim.
"Sen bileğini burkunca ve elimden bir şey gelmeyince üzüldüm elini omzuma koyup gülümseyerek şeker uzattı." Dediğimde Siyeon elini kalbine koyarak kendini geriye doğru attı yaslanarak.
"İnanılmaz demek ki o da sana karşı ilgili." Dedi Jack Soo kaşlarını kaldırmış garsonu çağırıp sipariş verirken.Bu çocuk bir çok şeyi aynı anda yapmayı nasıl başarıyordu anlamıyordum...
"Saçmalamayın.Kendimi böyle düşüncelere alıştıramam.O sıra sadece kötü bir ruh halinde olduğum için her insanın yapabileceği bir davranışta bulundu o kadar." Dediğimde Jinyoung başıyla onayladı.
"Sana'ya katılıyorum.Eğer kesin olmayan düşüncelere kapılırsa sonradan en çok üzülen kişi o olur." Dedi Jinyoung bana bakıp gülümsedi hemen ardından.Ben de ona gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kotodama | Saida
Fanfic"Japoncada kotodama diye bir söz vardır; kelimelere can veren ruh anlamına gelir.Bilmem farkında mısın sen de bana can veren ruh oldun." "Ne ? Sen ne saçmalıyorsun ?" 言霊