10. Bölüm:Romantik ama kitaplarda
言霊"Tüm marşmelovları Jack Soo hyung yedi ama ya yeter gerçekten !" Hyunjin ince odun çubuğunu atıp çadırına doğru giderken Yeji arkasından gözlerini kısarak baktı kardeşine.
"Kendi yediklerini gözü görmüyor galiba salak." Diye mırıldandığında hala doymayan ve bir şeyler atıştıran Jack Soo'ya baktım.Ağzı asla durmuyordu.O sırada Jinyoung kamp yerinden ödünç aldığımız sandalyede ayak ayak üstüne atmış gözlüğünü takmış kitap okuyordu.Hatta Hyunjin marşmelov yediği dakikalarda da Jinyoung'u izleyip durmuştu bazen ise saçma sorular sormuş ve cevapsız kalmıştı.Eh tek izleyen de Hyunjin değildi Dahyun'lar da tam karşıda ikinci kamp ateşinde bize doğru bakıp bakıp konuşmuştular.Çok belli etmeseler de anlaşılıyordu gerçi Jaebeom baya belli ediyordu o ayrı.
"Jinyoung bir sayfa daha okursa kendimi ateşe atacağım." Jack Soo ayılıp bayılırken gözlerimi Dahyun'a çevirdim.Elini yumruk yapmış yanağına yaslamış Tzuyu'i dinliyordu.Tzuyu ve Sehun baya ateşli bi tartışmanın içinde gibiydi.Dahyun'un gülümseyen gözleri beni bulduğunda hiç bozmadı ifadesini.Uzun uzun bakmaya devam ettiğinde nefesimi verip kafamı bizim çocuklara doğru çevirdim.
"Dahyun biraz daha sana bakmaya devam ederse onun da seni sevmeye başladığını düşüneceğim." Diyen Jack Soo şişesinden büyük bir yudum aldı.Ben ise gözlerimi devirdim.
"Unnie ne kadar cesaretlisin gerçekten sevdiğin birine açılmak çok zordur sana çok imrendim." Yeji'nin kalp ısıtan cümlesinden sonra Ryujin de başını Felix'in omuzuna koymadan önce başını hiddetle aşağı yukarı sallamıştı.
"Eh çoğu kişi böyle düşünmüyor teşekkür ederim sözlerin için." Yeji gülümseyip elini koluma atıp sıvazladı.
"Unnie diğerlerinin ne düşündüğünü umursama önemli olan senin duyguların ve açıldığın kişinin duyguları." Felix de hak verircesine mırıltılar çıkardı.
"Bence Yeji biraz abartıyorsun benim de sevdiğim biri olsa ben de şak diye söylerim." Miyeon ellerini oynatarak konuştuğunda güldüm.Bugün onunla baya yakınlaşmıştık.Baya benziyorduk.
"Unnie hafife alma kolay bir şey değil hoşlandığın biri olunca anlarsın." Dediğinde Felix kaşlarını kaldırdı.Göz ucuyla Jinyoung'a yaklaşıp saçma sapan hareketler yapan Jack Soo'ya baktım.Tam bir salaktı.
"Ne o Yeji-sshi deneyimli gibi konuştun ?" Diyen Felix ile Yeji kaslarını kaldırıp gözlerini hafif büyüterek başını sağa sola salladı.
"Hayır hayır hoşlandığım biri yok." Ryujin gülmeye başlarken Yeji utanıp rahatsız olmasın diye sesimi yükselterek Jack Soo'ya sataştım.
"Jackie bırak Jinyoung'u artık çileden çıkartma insanı hadi !" Jack Soo bana dönüp gözlerini kıstı.
"Seninle mi uğraşmamı istersin badem gözlü japonum ? Hm?" Miyeon gözlerini büyüterek Jack Soo'ya hafifçe yaklaşıp gözlerine baktı.
"Vaah gözleri cidden çok güzel." Jack Soo ona dönüp göz kırptı.
"Lütfen kimse Jack Soo'ya herhangi bir iltifatta bulunmasın iyice şımarıyor." Diyen Jinyoung sonunda kitabını kapatmış bacaklarının üstüne koymuştu.
"Sonunda kitabını kapatabildin canım şimdi biraz benle ilgilen." Dediğinde başımızda üç kişinin dikilmesi bir olmuştu.Geldiklerini kimse hissetmemişti çünkü tüm gözler Jack Soo'ya odaklanmıştı.
"Selam Sana-sshi biz bu üçlü olarak biraz göl kenarında oturmaga gidiyoruz gruptan başka kimse gelmek istemedi ben de size de soralım istedim." Gahyeon Jaebeom ile Dahyun'un ortasında kollarına girmiş tatlı bir şekilde konuşurken Jaebeom Jack Soo'yu her an yumruklayabilirmiş gibi bakıyordu.Dahyun ise bana bakıyordu.Ben mi ben çoktan gerilmeye ve ter akıtmaya başlamıştım bile...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kotodama | Saida
Fiksi Penggemar"Japoncada kotodama diye bir söz vardır; kelimelere can veren ruh anlamına gelir.Bilmem farkında mısın sen de bana can veren ruh oldun." "Ne ? Sen ne saçmalıyorsun ?" 言霊