Merhabalar canlar...Nasılsınız bakiiimm???
Evet. Karşınızda ben...
Bu kitabın ilk bölümden bu kadar ilgi göreceğini tahmin etmemiştim. Teşekkür ederim.
Yorumlarınızı okumak çok güzel ve eğlenceli. Lütfen bol bol yorum yapın.
Ve sizden bir ricam olucak. Bu kitabımı tanıta bilirmisiniz? Yani arkadaşlarınıza önerip onlarında okumasını tavsiye ede bilirmisiniz? Ben emek veriyorum ve emeğimin güzel sonu olsun istiyorum. Şimdiden teşekkürler.
Medyadaki şarkıyla okuyun ballarım...♥ Komik ve eğlenceli giriş için...
İyi okumalar...
Soğuk bedenimi saraken
gözlerimi açtım... Sabah olmuştu...
Ve ben dün geceden beri bu bankta uyumuştum... Soğuktan yanaklarımı ve ellerimi hiss etmiyordum. Kafamı kaldırmak için haraketlendiğimde kıpırdayamadım... Boynum çok acıyordu. Tutulmuştu sanırım... Bu soğukta sabaha kadar böyle uyursam olacağı buydu. Boynumu kıpırdattıkça acıtıyordu."Tamam Hesu... sen güçlüsün.. 3 deyince kaldırıyorsun... hadi be kızım.. 1...2...3..."
Sayıp aniden kafamı kaldırdım... Kaldırmamla beraber bağırmam bir olmuştu.
"AAAAAYYYY ANNECCİMM...."
Boynumu oynatarak söyleniyordum.
Galiba fena bağırmıştım.. sesim yankılanmıştı sokakta... Ama napiyim yani çok acıdı. Evet güzel bi sabahla başladın Hesu... Hayırlı olsun.. akışına bakalım... Umarım kötü bir şey olmaz... Söylenerek banktan kalktım. Ellerimi bir birine sürtüp nefesimi üfledim...Ahh çok soğuk... Bavulumu alıp telefondan saate baktım... Oha saat sabah 5..Bir ekrana bakıp birde etrafıma baktım. Derin nefes alıp dudaklarımı salladım. Midemden gelen sesle suratımı buruşturup elimi karnıma götürdüm...
Offf şimdi kafeler açık olmazki... Kurt gibi açım. Bavulumu alıp umutsuzca gitmeye başladım... Ah şu şanssızlığım benim... Cidden ne zaman hayat bana gülümseyip el sallayacaktı?? Rüyamda ola bilir bence. Bir saat tanımadığım sokaklarda yürüyordum. Açlıktan bayılıcaktım. Ama sabah yürüşü yaptım sayılır.. Dimi.. Pozitif düşünelim... Ahh ben kimi kandırıyorum acaba?
Aslında burada bir şey dikkatimi çekmişti... Karşıma çıkan her kimse hepsi yalnız, tek tük kişilerdi.. Ne bir sevgili... ne bir karı koca görmüştüm. Her kes yalnızdı... Çoğunlukta siyah giyiniyordu. Bende palyaço gibi rengârenk giymiştim. Garip hiss ediyordum.
Şehir de rengarenk değildi. Çok garipti... neden bu şehir ölü gibi... Sanki burada insan değil, ruhlar umutsuz vakalar yaşıyormuş gibiydi. Her kes yalnız ve mutsuz...
Sessizdiler...Böylece yürüyerek, insanlara bakarak, onları süzerek sokaklarda yürüyordum. Saate baktığımda bir saat geçmişti.. Sonunda açık bir kafe gördüm. Hemen hızlanıp içeri girdim. Ayy sıcacıktı... Etrafa bakınmaya başladım.. Çok garipti.. İçerisi de çok rengsiz ve sessizdi.
Masalarda tek kişi oturuyordu.Bende boş masaya geçtim ve hahvaltı sipariş verdim. Garsonda hiç mutlu değildi.. Zorla çalışıyormuş gibiydi. Burası neden böyle ki.. hiç bir şey anlamıyordum. Ben nerdeydim? Neden her kes böyle?
Etrafa bakınmayı kesip karşımdakileri yemeğe başladım. Bitirdikten sonra hesabı ödeyip yeniden kendimi yollara bıraktım...
Kızmasalar akşam oluncayadek orada otururdum. Ama beni bence kovarlardı. Otel aradım buuralarda... ama yoktu... Motel vardı... Ama doluydu... Hem buranı iyi tanımıyordum. Napıcam şimdi ben? Bilet almak içinde yer yok... Bu günde mi bankta uyuycam..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnızlar~şehri
FanfictionBir siyah ve karanlık hayatın üzerine küçücük beyaz nokta düşerse nolurdu? Karanlık hayata nolurdu? Ve ya o küçücük noktaya nolurdu? Kim kiminle karışırdı? Hiç düşündünüzmü? Yaşadınızmı? Hayır.... yaşamadınız. Ama ben yaşadım. Siyah hayatıma düşen...