Merhabalar
Naber?
İyi bayramlar canlarım.. Sizinle ilk Bayramım.. Ehehh...dün yayımlıyamadım. Üzgünüm. Ama bu gen vakit bulup yayımladım.
İlk defa başka bir yerde hikaye yayımlıyom. Hadi bakalım. Şu velet çocukların yüzünden yb içime sinmedi.
İyi okumalar...
Yaşamayı seven insan yaşamalı dimi? Ben ne kadar acı çeksem de hala yaşamayı seviyordum.
Yaşamayı her insan sever. Bazen sıkıntı yaşadığında hayattan soğur. Ama bir anlık soğur. İçinde hala yaşam sevgisi kalır.
Yaşamayı seven insan hayatı doyunca yaşamalı. Ama bazı kötü insanlar o insanların yaşam sevgisini öldürür. Yani yaşamını sona erdirir. Öldürürler.Bunu yapmaları çok yanlış ama yapıyorlar işte. Ne yapa biliriz ki?
Ölümü hiss etmek nasıl bir duygu? Ben bilmiyordum. Ama az önce onu tatmıştım. Ölümüm gözümde canlanmıştı. O bıçağı karnıma sapladığını gözümün önüne getirmiştim. Aynı zamanda yüzüme attığı çiziğide. Yaptığını zann etmiştim. Ama bu beynimin bana oyunuydu. Korkudan bilinç altım bana oyun oynamıştı.
Ama o elinde bıçağı öylece tutmuş gözlerime bakıyordu. Düşüncelere dalmış gibi... Gözleri dolmuş şekilde. Bense hala derin nefesler alıp veriyor gözümden akan yaşlara engel olamıyordum.
Bakışları hala gözlerimdeydi. Sesizlikti...İç çekişlerimin sesinden başka bir şey duyulmuyordu. Hala yaşlı gözlerime bakıyordu... Sanki sinirleri yatışmış yumuşamıştı. O korkunç bakışları gitmişti. Neden dolmuş gözleriyle gözlerimde bir mana arıyormuş gimi bakıyordu?
Kafasını iki yana sallayıp kendine geldi ve gözlerini kaçırdı. Bıçağı yere atıp beni bıraktı. Uzaklaştığında derin bir nefes almıştım. Yeniden bana baktığını fark ettiğimde sulu gözlerimle ona bakmıştım.
Dudaklarını aralamış sakince konuşmuştu.
"aptalsın.. saf ve aptal. Burası sana göre değil. Oysaki seni güçlü biri sanmıştım. Bana inat yaptığın için. Uğraştığın ve korkmadığın için. Ama bakıyorumda sende korkaksın. Tamam özürünü kabul ediyorum. Ama bir şeye kalkıştıysan sonuna kadar git. Yarıda bırakıp dönme. Ve bir daha bana bulaşma."
Söyleyip arkasını döndü ve mutfaktan çıktı. Aptal ben değil oydu. Sinirle göz yaşlarımı silip elimle kendime hava yaptım. Az önce ne yaşadım ben? Ah cidden öleceğimi sandım. Biraz bekledikten sonra tabak alıp noodledan biraz aldım. Umrumda değil aptal herif.
Masaya oturacakken içerden gelen o tiksindiyim sesini duymuştum.
"bana da vdr. Acıktım..."
Gözlerimi sinirle kapatıp derin nefes alarak sessizce söylendim.
"Pislik... sanki ona yaptım.. Ama dur sen .. ben sana yapacağımı bilirim."
"duyamadım. Ne söyledin.."
"hiç... Tamam söyledim."
Yüzümdeki o sinsi gülüşle söylemiş dolaba yaklaşmıştım. Bana söylediği şeyler adeta iğne gibi batmıştı.
Ama konuyu değiştiğine de emindim. Yani gözlerime öyle bakması... Ve bir şey yapmaması... bunun altında başka b2i şey var.. Yoksa adam öldüremiyormu?
Yemeği tabağa alıp otuz iki diş sırıttım. Adım seslerini duyarak arkamı döndüm. Masaya oturmuş bekliyordu. Ne o acıktın mı psikopat herif...Görürsün sen...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnızlar~şehri
أدب الهواةBir siyah ve karanlık hayatın üzerine küçücük beyaz nokta düşerse nolurdu? Karanlık hayata nolurdu? Ve ya o küçücük noktaya nolurdu? Kim kiminle karışırdı? Hiç düşündünüzmü? Yaşadınızmı? Hayır.... yaşamadınız. Ama ben yaşadım. Siyah hayatıma düşen...