🌵

78 2 0
                                    

Bade'den
"Uyanmıyor kesin öldü."
"Saçma sapan konuşma."
"Sabahtan beri bir üstüne oturmadığım kaldı. Ne yaptıysam bir türlü uyandıramadım."
"Ben sana dedim uykusu ağır diye. Yik ben uyandırırım. Bok uyandırdın Emir." Sabah sabah kulağımın dibindeki seslerle güne gözlerimi açtım. Emir ve Elçin başımın dibinde dikiliyorlardı.
"Uyandı yarabbi şükür." Emir ellerini yüzüne götürüp 'Amin' yaptı.
"Ne var be." Esnememin arasından onlara baktım.
"Çok kötü şeyler oldu." Dedi Emir merakımı arttırarak.
"Yoksa kampüs mü yandı?" Emir işaret parmağını yanağına götürüp dudaklarını büzdü.
"Aslında o daha kötüymüş. Ama bu farklı bişey."
"Sabahtan beri anlatmıyor. Tek tek gruptaki kızları topladı öyle anlatacakmış." Diye açıklama yaptı Elçin.
"Sona da sen kaldın badesu kalk hadi. Okula gidince çardakta anlatıcam." Sesli bir şekilde yataktan kalktım. Lavaboya ilerliyordum ki Emir'in gözünün altındaki çiziği görünce durdum.
"Nasıl oldu bu?" Yüzündeki çiziği kastettiği mi anlayınca sesli bir nefes verdi.
"Irmağı uyandırmaya gittiğimde oldu. Gazi oldum bu yaşta."
"İyi olmuş sana." Dedi ve odadan çıktı Elçin. İlerleyerek lavaboya girdim. Sonra da ben hazır olunca evden Elçin, ben ve Emir çıktık.
... "Emir artık anlatacak mısın?" Dedi Selin.
"Diğer göz altına da gelicek bir çizik anlat hadi." Dedi Irmak büyük bir öfkeyle. Emir tüm kızları toplamıştı ve hepimizin yüzüne üzgün gözlerle bakıyordu. Bişey anlatmadığı gibi gitmemize de izin vermiyordu. Kısa bir süre daha gözlerini üzerimizde gezdirdikten sonra başlıyorum beni sakın bölmeyin uyarısını yaptı ve başladı anlatmaya.
"Bir kız var.."
"Anladık onu." Dedi Irmak, Emir'in lafını bölerek.
"Lafımı bölme." Diye çıkıştı Emir. Irmak nefesini vererek arkasına yaslandı.
"Bir kız var. Yeni flörtümdü. Çok güzeldi. Biz baya eğleniyorduk. Kendisi manken 1.80 bacak boyu var. Anlatıyordu ajans anılarını."
"Ee ne güzel." Dedi Selin. Emir sağ elini kaldırıp başını kaşıdı.
"Hii.. Emir noldu sana?" Dedi Elçin Emir'in kolundaki tırnak izlerini kastederek.
"Harbiden lan, bunları ben yapmadım." Dedi Irmak ufak bir şaşkınlıkla.
"Şırfıntı yaptı ya."
"Durduk yere mi?" Diye sordu Selin.
"Yine bir boklar yapmıştır." Dedi umursamazca Irmak.
"Sen sus be. Alın bakın sabah mesaj attım. Buluşalım sinirliyim dedi, bende tamam dedim. Meğer bana sinirlenmiş." Telefonunu uzatınca alıp kıza attığı mesajı okuduk.
"Feysbukumda ekli misin?
Albümümde tagli misin?
Layk atmıyon sevgilim.
Yoksa bugün regli misin?" Yüzümü buruşturdum.
Mal, salak nidaları yankılandı kızlardan.
"Emir sen harbi salaksın"Dedi Selin.
"Nereden buldun bunu?" Diye sordum.
"İnternette gördüm hoşuma gitti. Ayrıca gayet güzel. Siz kızlar ne anlarsınız bunlardan."
"Emir sen mal mısın? Yok ya harbi malsın." Dedi Elçin.
"Kızlar komik olucam diye yapılan iğrenç espirilere gülmez iki katı sinir olur." Dedi Selin.
"Kız haklı hatta az bile yapmış ben olsam daha fazlasını yapardım." Dedi Irmak.
"He sen çok biliyon he." Dedi Emir. Irmak masada duran su şişesini Emire fırlattı. Emir son anda çekilince şişe tam arkadaki bankta oturan çocuklardan esmer olanına çarptı. Çocuk kafasını ovuşturduktan sonra sinirle kalkıp şişenin geldiği yöne yani bizim çardağa baktı. Bize doğru hızlı adımlarla gelince şakağındaki yarayı gördüm. Şişenin kapağı sert çarpmış ve kanatmıştı. Gelip tam önümüzde dikildi.
"Hanginiz attı lan." Daha çok Emire bakıyordu. Muhtemelen onun attığını düşünmüştü. Emir ellerini iki yana havaya kaldırdı.
"Ben atmadım ki canım." Dedi Emir. Korkudan sesi içine kaçmıştı. Çocuk canım kelimesine daha da bir sinirlenmişti.
"Hayırdır canım falan." Dedi sinirle.
"Ben attım çakma delikanlı. Ne yapacaksın?" Diye öne atıldı Irmak tek kaşını kaldırarak. Esmer çocuk iki adım öne gelerek Irmağa yaklaştı. Irmak da yerinden kalkıp tam karşısına dikildi. Birbirlerine sert bakışlar atıyorlardı.
"Bak kızım ben arızayım." Dedi esmer olan çocuk. Irmak histerik bir şekilde güldü ve ardından hemen ciddileşti. Biz pür dikkat onları izliyorduk.
"Bak çakma delikanlı, arızaysan kendine arızasın. Senin ağır abiliğin bana sökmez."
"Kendini zeki sanıyorsun ama değilsin. Hayatını kaydırmak için bir süikast yeter. Sen yine de dikkatli ol."
"Hadi ya sen mi kuracaksın o süikastı." Dedi Irmak yüksek bir tonda. Sakinliğinden eser yoktu, sinirlenmişti. Esmer çocuk pis bir şekilde sırıttı. Kavganın büyümesinden korktuğum için hemen ayağa kalktım. Çevreye bakındığımda hızlı adımlarla Arasın buraya geldiğini gördüm. Arkasından da telefonla konuşarak Kayra geliyordu. Arasın bakışları beni bulduktan sonra Irmak ve esmer çocuğu buldu. Arasın gelmesi bana güven vermişti. Gelip elini esmer olan çocuğun omzuna koydu.
"Hayırdır Cenk?" Sesi sorgular tondaydı.
"Arıza bir manyağın teki işte." Dedi adının Cenk olduğunu öğrendiğim esmer çocuk, Irmağı kastederek.
"Sensin arıza, p*ç." Dedi Irmak. Cenk sinirle öne bir adım atmıştı ki Arasın omzunda olan eli sıkılaştı ve öne atılamadı. Irmak şuan olayı büyütüyordu. Özür dileyebilirdi ve tüm mevzu kapanırdı.
"Kapatın konuyu." Diye uyardı Aras. Kayraya baktığımda bizden iki metre uzakta hala telefonla konuştuğunu gördüm.
Irmak tam ağzını açmıştı ki Selin öne atılıp kolunu tuttu.
"Yürü ırmak." Irmak debelense de Selin onu çekiştirerek uzaklaştırmıştı.
"O kız özür dilemeden gidemez." Dedi Cenk.
"Cenk unut mevzuyu sende." Dedi Aras konuyu kapatmaya çalışarak. Cenk bir şey söylemeden yanımızdan ayrıldı.
"Teşekkür ederim Aras. Konuyu kapattırdığın için." Dedi Emir. Aras ve Kayra dan biraz çekiniyordu.
"Eyvallah." Dedi Aras. O sırada çardağa Kayra da geldi. Aras Kayraya döndü.
"Büşrayı gördün mü?" Kayra başını onaylar anlamda salladı.
"Terasta seni bekliyor." Aras başıyla onu onaylayarak yanımızdan uzaklaştı ve kampüs girişine ilerledi. Sıkıntıyla yanaklarımı şişirdim. Aras en son Büşra bana iftira attığında okulda herkesin önünde Büşraya kızmıştı ve bir daha karşıma çıkma tarzında şeyler söylemişti. Bunu ben ağlarken raydan çıkanlar grubundan gelen mesajla öğrenmiştik. Peki şimdi Aras neden Büşra ile konuşmaya gidiyordu? O sözünü çiğneyen biri değildi ve birini kolay kolay affedecek de değildi.
Büşra kim bilir şimdi nasıl mutluydu. Bunu görmenin ve herşeyi öğrenmenin bir yolu vardı. Hızlı adımlarla yerimden kalktım.
Moodumun bir anda düştüğünü Elçin anlamıştı. Ayağa kalktı ve kolumdan tuttu.
"Nereye kanka?"
"Terasa." Dedim kendimden emin çıkan bir sesle.
"İnanmıyorum Bade onları mı dinleyeceksin. Benim tanıdığım bade böyle bişey yapmaz."
"Aşk Elçin, insana yaptırıyor. Hayvan gibi merak ediyorum ne konuşacaklarını. Arasın Büşra'ya bakışını, konuşmasını neler olup bittiğini merak ediyorum." Elçin yüzüme baktıktan sonra başını onaylar anlamda salladı.
"Haklısın sonuna kadar haklısın. Yaptığın yanlış değil. Git kanka." Gülümseyerek başımı salladım. Adımlarımı hızlandırıp kampüse girdim. Hızla merdivenleri çıktım. Herşeyi duyabilmek, geç kalmamak için dua ediyordum.
Terasın aralık olan demir kapısından içeri girdim. Etrafta büyük beyaz kolonlar vardı. Aras ve Büşra ise en uçta duruyorlardı. Teras büyük bir yerdi ve aramızda mesafe vardı. Kolonların arasında gizlenerek onlara daha da yaklaştım. Aramızda mesafe olucak şekilde durdum. Burada onlar ve benden başka kimse yoktu. Sesleri ise net bir şekilde duyabiliyordum.
"Benim en zor zamanlarımda yanımda sen vardın Aras. Sen olmasan ben o günleri atlatamazdım. Kaç senedir birbirimizi tanıyoruz. Bir kızı korumak zorunda kaldın ve sonra bizim seninle olan yakınlığımız bozuldu. Aramızı açtı bizim. O gelmeden önce seninle kavga bile etmiyorduk biz. Ne oldu bize, basit bir mevzudan dolayı neden böyle olduk şimdi?" Dedi Büşra. Bunların hepsini ağlayarak söylemişti ve beni kastediyordu. Aralarını bozan kız bendim onun tabiri ile. Aras, Büşra konuşurken onu sessizce dinlemişti. Sigarasının dumanını üfledikten sonra Büşra ya baktı.
"Mevzu atlı karıncalar değil dönen dolaplar..." Dedi Aras sigarasını çektikten sonra devam etti.
"Ben tüm dönen dolapların farkındayım. Kimse beni uyuttuğunu sanmasın. Küçük beyinlerinizle öyle bir oynarım ki durmam için dua edersiniz. O yüzden sende bundan sonra kimseye güvenme. Bugün sana can veren su, yarın seni boğabilir." Büşra yaşlı gözlerle Arasa baktı.
"Tüm bu söylediklerin zoruma gidiyor." Dedi Büşra.
"Doğru söz işine gelmeyenin zoruna gider. Bu böyledir." Dedi Aras kesin bir tavırla. Büşra biraz daha sessizce ağladı. O sırada Arasta sigarasını bitirmişti. Bir süre bişey konuşmadılar. Aras sigarasını söndürdükten sonra gitmek için bir adım atmıştı ki Büşra kalkıp kolunu tuttu.
"Beni bırakıp gitme. Lütfen aramız düzelsin. Beni affetmezsen seni bırakmam, lütfen. Ben tek başıma ne yaparım Aras? Beni bırakma." Büşra, Arasa yalvarmaya başlamıştı. Aras tahammülsüzce başını çevirip iki yanına baktı.
"Vicdanım var buna engel oluyor. Yoksa yaşattıklarını yaşatırdım. Bir daha da Bade hakkında hiçbir şeye dil uzatma." Büşra başını hızla onaylar anlamda salladı. Gülümseyerek Arasa sarıldı. Elleri Arasın kaslı sırtında gezinirken başını kaldırıp bana baktı. Göz göze geldiğimiz an pis bir şekilde güldü. Az önceye kadar ağlayan kız şimdi ağlamıyordu. Resmen Arasa duygu sömürüsü yapmıştı. Aras geri çekildi.
"Bir sıkıntında yanındayım. Kendini yalnız hissetme." Dedi Aras. Büşra başıyla onayladı.
"İyi ki varsın Aras." Dedi Büşra. Sonra yaptığı şey ile vücudum kaskatı kesildi. Büşra yaklaşıp Arasın yanağından öptü. Tam o anda gözlerim doldu ve birer birer yaşlar boşaldı. Adından bile tiksindiğim kız Arası öpüyordu. Bu basit bir öpücük gibi görünse bile bana göre şuan hiçte öyle değildi. Aras benim sevdiğim adamdı ve başkasına sarılması dahi canımı yakıyordu. Daha fazla burada durmak istemiyordum. Öne doğru bir adım attım. Attığım gibi de birine çarptım. Burnuma Arasın parfümünün kokusu dolunca gözlerimi kısa bir süreliğine kapattım. Bu kokuyu az önce Büşra da hissetmişti ve hatta kokusuna sarılmıştı.
Gözlerimi tekrar açtığımda Arasın kahverengileri ile göz göze geldim.

Canımın ArdıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin