💛

81 5 3
                                    

Bade'den
"Yangın!" Diye bağırmamla herkesin bakışları o tarafa döndü. Eda kesik çıkan sesiyle
"Abi." Dedi.
"Korkma güzelim. Korkma abicim. Hızlı olun koşalım." Kayra hemen Elçin'i kucağına aldı. Bedenini sarsmamaya çalışıyordu ama canı yanmış olacakki Elçin acıyla gözlerini sıkıca yumdu.
"Melih, Melis sana emanet. Kılına zarar gelmeyecek." Dedi bağırarak Kayra.
"Tamam abi." Deyip Melisle koşmaya başladı Melih. Kayra da kucağındaki Elçinle koşuyordu. Bora Eda'nın elini tutup koşmaya hazırlandığında Eda'nın bedeni titreyerek yere düştü. Tam alevlerin yanına. Ağzımdan küçük bir çığlık firar etti. Aras öne atılarak Eda'nın yanına dizlerinin üzerine çöktü. Boranın gözlerinde acı vardı. Aras Borayı alevlerin yanından çekip geriye bana doğru savurdu.
"Bade Borayı al ve koşun." Kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Bade Hadi!"
"Hayır Aras. Yapamam."
"Bora'yı götür bade!" Yanımda şok içinde olan Bora'ya baktım. Onu kolundan çekerek sürüklemeye başladım. Kayra Elçin Melis ve Melih hemen ilerideydiler. Ambulans gelmişti ve Kayra Elçin'i ambulansa koyuyordu.
"Bora ambulansa git." Melih de koşarak gelip şokta olan Bora'yı alıp ambulansa taşıdı.
Arkamı Aras ve Edayı görmek için döndüm. Ama alevlerden görünmüyorlardı.
"Aras. Eda." Bağırarak alevlere biraz daha yaklaştım. Daha ileri gidemiyordum. Kayra gelip kolumdan tuttu.
"Bade yaklaşma." Beni geri çekip kendi alevlere yaklaştı. Gözyaşlarımdan dolayı etraf bulanıklaşmıştı. Onları göremiyordum. Dumanlar oldukça rahatsız ediciydi. Hem öksürüyor hem de sessizce ağlıyordum. Çok geçmeden kucağında Edayı taşıyan Arası gördüm. Saçları dağılmıştı ve ciğerleri yakan dumandan dolayı öksürüyordu. Kayra ise Arasın omzuna elini koymuş sıkıyordu. Birbirlerine belli belirsiz bir şekilde gülümsediler. Arasın kahverengileri beni bulunca gözlerime uzun ve derin bir şekilde baktı. Yorgun gözüküyordu. Gözlerinin içleri kırmızıydı. Olumsuz anlamda kafasını salladı.
"Hiç akıllanmayacaksın Ateş." Omuzlarımı yukarı kaldırıp indirdim. Yanımdan geçerek Edayı ambulansa doğru götürdü. Arkasından yanaklarımda ki göz yaşlarımı silerek yürümeye başladım. Ambulansın içini göremiyorduk. Kapıda duran sağlık görevlisine "Elçin nasıl?" Diye sordum.
"Zehrin bir kısmının vücuttan atılmasını sağlamışsınız. Büyük tehlike geçti ama bedeni yorgun. Kendini toparlaması için serum alıyor."
"Teşekkürler." Diye mırıldandım.
"Abi bu halde eve gitmeyelim." Dedi Melis Kayraya bakarak.
"Elçin ve Eda'nın serumları bitsin de bu gece buradaki dağ evinde kalırız." Dedi Kayra.
"Abi bizde kalıcak mıyız?" Melih korkarak sormuştu.
"Tabi oğlum. Sizde kalırsınız." Dedi Kayra.
Melis ve Melih tebessümle birbirlerine baktılar.
O sırada Bora'yı gördüm. Bizden biraz uzakta sırtı bize dönük bir şekilde yere çömelmişti. Elleriyle de yüzünü kapatmıştı. Aras'a baktığımda o da Bora'ya bakıyordu. Boranın yanına gidip elimi omzuna koydum. Yere çömelip yanına bağdaş kurarak oturdum.
"Üzülme artık kurtuldu Eda." Ellerini yüzünden çekti ama başı hala yere eğikti. Başını olumsuz anlamda salladı. Gözleri ve göz altları kızarmıştı.
"Ben Aras abiye ondan vazgeçmem demeseydim beni buraya getirmezdi ve Eda da burada olmazdı."
"Senin bir suçun yok. Sevmek suç değil. Sakın böyle düşünme." Başını çevirip kırmızı gözleriyle bana baktı. Burukça tebessüm ettim. Bir anda gözleri dolmaya başladı.
"Ben onu çok seviyorum. Ben istiyorum ki o hep gülsün. Çok güzel gülüyor. Ama az önce onu öyle görmek kalbimi acıttı." Sol gözünden bir damla yaş düştü.
"Acıtır tabi. Onun canından çok yanar senin canın. Ama hayatta hep güzel şeyler olmuyor. Güldüğümüz kadar da ağlatıyor hayat bizi. Bu yüzden onunla hep mutlu olmayı bekleyemezsin. Hayatta ne olacağı hiç belli olmuyor. Onunla enkazın altında kalmayı da öğrenmelisin. İşte o enkazı evin bildiğin zaman bütün olay bitiyor."
"Ama bu zaman alır. Çok zor." Dedi Bora.
"Öyle. Ya batıcaksın ya çıkacaksın ama vazgeçmeyeceksin." Bunu söyleyen yanımıza ne zaman geldiğini anlamadığım Arastı.
"Ben ondan vazgeçmem Aras abi." Dedi Bora. Aras ellerini cebinden çıkarmadan konuştu. "Bakacağız vazgeçmeyecek kadar seviyor musun?"
"Çok sevenler mi vazgeçmez?" Diye mırıldandım. Bora ayağı kalkıp bir kaç adım geriledi. Aras ise yere yanıma oturdu ve sigarasını çıkardı.
"Vazgeçmekten kastın ne?"
"Terkedip gitmek mesela." Dudakları alayla iki yana kıvrıldı.
"Terkedip gidiyorsa çok sevmiş değil, piçin sevmeye yüreği yetmemiş demektir. Ama gitmek zorunda kaldıysa asla terk etmiş olmaz. Taraflardan biri böyle bilir sadece. Her an nefret eder durur ondan. Oysa vazgeçmek zorunda olan, giden asıl mahvolur." Diyip bana baktı. Arasın bunları yaşamış gibi konuşması beni şaşırtmıştı. Şaşkınlığımı atıp konuşmaya başladım.
"Gitmek korkaklık bence. Madem gideceksin hiç gelme. Gitmek için gelinmez ki."
"Gitmekle gitmiş olmazsın."
"Yine de hikayenin böyle bitmesi saçma."
"Hikayeler mutlu sonlarla değil gerçeklerle biter." Bir süre bakışlarımız birbirimizde kenetlendi. Bakışlarımı ilk çeken ben oldum. Karşıya bakarak konuştum.
"Sende resmen Bora'yı vazgeçmesi için zorladın."
"Bizi de vazgeçmek zorunda bıraktılar. Sıkıntı yok." Gayet rahat bir tavırla konuşmuştu.
"Sen kimden vazgeçtin?" Diye mırıldandım. Kahverengileri gözlerime her zaman baktığı gibi uzun ve derin baktı. Dudaklarını araladığında Kayranın sesi duyuldu.
"Aras gidelim artık. Kızların serumları bitti." Aras başıyla onaylayıp ayağa kalktı ve Eda'nın yanına yürümeye başladı. Bende ayağa kalkıp Elçine doğru yürümeye başladım. Arasın cevabını merak ediyordum ama şimdilik öğrenememiştim. Elçinin yanına geldiğimde bileğindeki lastikle dağılan saçlarını toplamaya çalışıyordu.
"Dur elçoşum ben yaparım." Lastiğini alıp uzun kahverengi saçlarını elimle düzelttim. Yukarıdan sıkı olmayan bir at kuyruğu yaptım.
"Teşekkür ederim bebeğim."
"İyisin değil mi elçoşum? Bacağın da ağrı falan var mı?"
"Biraz ağrıyor ama çok değil merak etme. Yine iz kalıcak bacaklarımda. Bir yara iyileşiyor yerine yenisi açılıyor."
"Bu izler geçer kardeşim. Çok şükür sana bişey olmadı." Kollarımı boynuna doladım. O da ellerini belime sardı. Bir süre sarıldık. Geri çekildiğimde Kayra gelmişti.
"Elçin'i arabaya bindireyim. Bade Aras da arabada seni bekliyor." Başımı onaylar anlamda salladım ve geri çekilip Elçin'i alması için yolu açtım.
"Ben yürüyebilirim ya." Diye mızmızlandı Elçin.
"Elçin olmaz Kayra alsın işte kucağına." Elçinin bişey demesine kalmadan Kayra onu kucağına aldı. Ambulanstan indik. Kayra ve Arasın arabaları yan yana duruyordu. Kayra ya ön kapıyı açıp Elçin'in oturmasında yardımcı oldum. Arabanın arkasında olan Melih ve Melise gülümseyerek Arasın arabasına ilerledim. Kapıya yaslanmış bir şekilde bana bakıyordu. Ön kapıyı açıp oturduğumda o da kendi tarafından bindi. Arkaya dönerek Eda'ya baktım. Bora'yla aralarında mesafe olacak şekilde oturuyorlardı.
"Daha iyi misin canım?" Gülümsedi.
"İyiyim Bade abla." Gülümseyerek önüme döndüm.
"Başın dönüyor mu hala abicim?" Diye sordu Aras. Dikiz aynasından Eda'ya bakarak.
"Yok serum iyi geldi abi." Aras başıyla onaylayıp göz ucuyla bana baktı.
"Bade orada ilaç var. Suyla birlikte Eda'ya uzatır mısın?"
"Arabada Eda'nın ilaçları mı var?" Merakla sordum. Arkadan Eda'nın gülme sesi geldi.
"Benim panik atağımın nerede tutacağı belli olmadığı için abim bütün arabalara, evlerimize ve çantalarıma birer kutu koyuyor." Şaşkınlıkla Aras'a baktım. Kardeşine bu kadar ilgili olması çok güzeldi. İlaç ve suyu Eda'ya uzatarak önüme döndüm. Yaklaşık on dakika sonra tek katlı ahşap bir evin önünde durduk. Arabadan inip hepimiz eve girdik. Ev dışarısı gibi soğuktu. Kayra Elçin'i koltuğa oturtup ayağını uzatmasını sağladı.
"Kayra bu evde battaniye falan var mı?" Dedi Aras. Kayra başıyla onayladı.
"Koridorun sonundaki oda da var. Melih sen gel biz onları alıp kızlara getirelim."
"Tamam Kayra abi." Deyip ayağa kalktı Melih.
Arasta evden çıkıyordu ki onu durdurdum.
"Nereye?"
"Şömine için odun kesicem." O sırada Bora ayaklandı.
"Bende sana yardım edeyim abi." Aras başıyla onaylayınca onlarda dışarı çıktılar. Elçinin ayak ucuna geçip oturdum.
"Ağrın var mı elçoşum?"
"Yok bade. Merak etme olduğunda ilk sana söyleyeceğim. Yeter artık." Diye yakındı Elçin.
"İyi be. Kabahat bende merak edip soruyorum." Kollarımı bağlayıp önüme döndüm.
"Tamam bebeğim öyle de demek istemedim. Bade bacağımın hatrına yüzüme bak bari. Bade!... Ayy ölüyorum."
"Elçoş." Elçine baktığımda sırıtıyordu.
"Çok kötüsün elçoş ya trip bile atamadım şurada."
"Bana trip atamazsın bebeğim." Elçin kısa bir kahkaha atınca bende kıkırdadım.
"Sizde bizim gibi best friendsiniz." Dedi Eda bize hayran gözlerle bakarak.
"Biz en iyi arkadaştan da öteyiz canlar." Deyip öpücük attım ikisine.
"Kardeşiz biz kardeş." Sözcükleri baskılayarak söylemişti Elçin. Eyvallah gibisinden elimle kalbime vurdum. Melis ve Eda ise bizi gülerek izliyorlardı.
"Keyifler yerine gelmiş." Dedi Kayra solona girerken. Bir battaniyeyi Melis ve Eda'ya diğerini ise Elçin ve bana uzatmıştı. Battaniyeyi alıp elçinin ve kendimin üzerine örttüm. İçime aniden gelen ürpertiyle titredim.
"Isınırız şimdi." Dedi fısıldayarak Elçin. Başımla onaylayıp battaniyeye daha da sokuldum. Aras ve Bora da ellerinde odunlarla salona girdiler. Aras kapüşonlu hırkasını çıkarmıştı ve üzerinde sadece karın ve kol kaslarını belli eden tişörtü vardı. Sesli bir şekilde yutkundum ve bakışlarımı ondan çektim. Donmuyor muydu bu adam yahu? Şömineyi de hemen yakınca battaniyeden çıkıp yanına ilerledim. Battaniye ısıtmamıştı ama şömine daha iyi gelebilirdi. Arasın sorgulayıcı bakışlarını es geçerek ellerimi şömineye doğru uzattım.
"Üşüyorsun." Başımla onayladım. Yanımdan uzaklaştı. Yaklaşık bir dakika sonra tekrar geldiğinde elinde hırkası vardı. Hırkayı şömineye doğru tutup ısınmasını sağladı. Sonra ise hırkayı açıp giymem için tuttu. Arkamı döndüm ve hırkayı giydirmesine izin verdim. Kollarımdan geçirdi ve omuzlarımdan beni kendisine döndürdü. Hırkanın fermuarını da sonuna kadar çekip şapkasını başıma geçirdi. Daha iyi hissediyordum.
"Şimdi üşümezsin." Gülümsedim. Geri dönüp tekrar elçinin yanına oturdum. Arasta koltuklardan birine oturdu. Herkes oturuyordu ve kimse konuşmuyordu. Melih ve Melis birbirlerine kaçamak bakışlar atıp gülümsüyorlardı. Eda ve Bora ise bakışlarını birbirlerinde kenetlemiş sırıtıyorlardı. Onların bu haline gülümsedim. Adeta dünyadan soyutlanmış gibi bir halleri vardı. Aras uyarır tonda boğazını temizledi. Melis, Eda, Bora ve Melih farketmeyince bu sefer Kayra sesli bir şekilde öksürdü. Hala farketmediklerinde Aras sinirle tısladı.
"Çekin lan gözlerinizi kızlardan. Eda sende önüne dön." Kayra da uyarır bir tonda "Melis." Demişti. Kızlar abilerine korkulu gözlerle baktıktan sonra önlerine döndüler. Aras ve Kayranın tahammül süreside bu kadardı. Kızlar şanslıydı. Onları seven ve canı pahasına olsun koruyan abileri vardı. Benim bir abim bile yoktu. Olmasını, tek çocuk olmamayı isterdim. Bu durum Elçin için daha da zor. O abisini kaybetmişti. Benim abim olmamıştı ama onun olmuştu. Anılarını bana anlattığına göre birlikte çok iyi anlaşırlarmış. Ben bu duyguyu bilmiyorum ama kardeşim bu duyguyu bir zamanlar biliyordu ve en sevdiği insandan da mahrum kalmıştı. Ama artık bu zor günleri atlatmıştı.
"Benim uykum gelmeye başladı." Diye esnedi Eda.
"İlacının yan etkisi. Battaniyeyi üzerine ört ve uyu abicim." Dedi Aras. Eda başıyla onayladı ve koltukta yüzünü Bora'ya dönerek başını koltuğa yasladı. Melisin de başı Melihin omzuna düşmüştü. Kayra yerinden kalktı ve kapıya ilerledi. Çok geçmeden elinde eczane poşeti ile içeri geldi. Kremi kutusundan çıkarıp dizlerinin üzerine yere eğildi. Yerimden kalktım.
"Kayra gel buraya otur. Daha rahat sürersin." Kayra da başıyla onaylayıp yerime oturdu ve kremi Elçinin bacağına sürmeye başladı. Karşı koltukta Arasın yanında boşluk olduğu için oraya doğru adımlayıp yanına oturdum. Gözlerim yorgunluktan kapanmaya başlayınca başımı koltuğa yasladım. Çok rahatsız olduğu için bu sefer başımı diğer tarafa çevirip Aras'a baktım.
"Aras benim uykum geldi." Uykulu sesimle mırıldandım.
"Uyu Bade." Dedi fısıldayarak.
"Başımı omzuna koysam. Koltuk çok rahatsız o yüzden yoksa yanlış anlama." Ağzımdan bir esneme firar etti. Eliyle başımı hafifçe göğsüne yerleştirdi. Koltuktan bin kat daha rahattı ama kaslarından dolayı da sertti. Gözlerimi tamamen kapattım. Kendimi uykunun huzurlu kollarına bırakmadan önce, son duyduğum ses Arasın fısıltıyla çıkan sözcükleriydi.
"Rüyalarda buluşuruz o zaman gülgüzeli."

Canımın ArdıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin