Biliyorum ona aşık deilim. Ama ne yapayım bu bana çok koymuştu.
"Bebeğim mi? "
Bunu söylediğim gibi onur arkasını dönüp şaşkın gözlerle bana bakıyor.
"Aşk aşkım"
Kekeliyor. Beni aldattığı belli yani.
"Bunu nasıl yaparsın"
"Canım açıklıyabilirim"
"Neyini açıylıkcan len neyini"
Çom sinirliyim. İhanete uğramak o kadar kötü ki.
"Onur her şey bitti. Şimdi defol git"
"Bu kadar çabuk mu?"
"İsterseniz akşama ayrılalım onur bey ya mal mısın sen ya! Beni al dat tın "
Bağırarak söylüyorum bütün bunları.
"Peki ama ben seni gerçekten sevmiştim"
Sevmişmiş salak niye aldattın o zaman
"Aldatmasaydın k zaman onur"
"Dinlemiyeceksin ki"
"Bunun açıklaması yok çünkü şimdi defol git "
" Hoşçakal" onur camdan atlayıp gidiyor. Kapım hala daha kilitli çünkü.
Gittiği gibi ağlamaya başlıyorum. Ne olduğunu bende bilmiyorum. Ama içim acıyor. Kaldıramıyorum. Hiçbir şey umursamadan üstüme eşortman ve bor tişort giyip camdan çıkıyorum. Nereye gittiğime dayir en ufak bir bilgim olmadan koşuyorum.
En sonunda kendimi furkan ile geldiğim kumsalda buluyorum.
Ağlıyorum, bağırıyorum. Ama istemsiz bir şekilde furkan'ı aradım.
15 dakika sonra furkan geliyor.
"İyi misin?"
Diyor. Bana doğru gelirken.
"Sence?"
"Üzülme be prenses"
"Ya nasıl yapar bunu bebeğim dedi ona benim odamda ya benim odamda"
"Takma kafana hem o kaybetti kendine bir baksana"
"Kendini beyenmiş ukalanın tekiyim. Annem ve babam benim yürümden ayrılacak. Sonra çevrem herkezi yaralıyorum. Benim amacım sadece birilerine acı çektirip kendime övgü toplamak"
Bunları daha önce kimse duymamıştı. Ama gerçekten benim amacım zarar vermek ve bunu fazlasıyla yapıp sonunda üzülüyorum.
"Saçmalama"
"Öylemi zengin bir ailenin götü kalkmış kızlarından olabilirsin lafını kim demişti sence bana"
"Tamam da nasıl biro olduğunu bilmiyordum"
"Keşkede bilmeseymissin çünkü tarifinden de fazla kötüyüm"
"Salak salak konuşma sen sadece güçlüsün. Ya kimi sırtından bıçakladın ki de bunları söylüyorsun"
"Herkezi"
"Emin misin?"
"Fazlasıyla herkezi üzüyorum ; kendim sevinmek için"
"Ama yeter kalk gidiyoruz"
"Nereye?"
"Seninle cehennemin dibine"
"Sen git ben gelmiycem"
"Bal gibide geleceksin"
Beni belimden tutup kucağına alıyor. Arabaya bindirip direksıyonun başına geçıyor.
Gidiyoruz. Ne ben ne de o kimse bir şey söylemiyor.
Nereye gittiğimizi bilmiyorum ama ormanlık bir alana girdik. Korkuyorum gibi çünkü koybolmuşa benziyoruz. Kimse yok.
Dayanamıyarak soruyorum artık
"Nereye geldik? Kimse yok burda"
"Bunu söylemekten utanıyorum ama galiba koybolduk"