Episode: ara bölüm - bir takım düşünceler

31 7 2
                                    

"Şu an sinirden kudurduklarına eminim." diyerek adımlarıyla İz'e yaklaştı Hena. Doğrusu keyfi, onların dengesini bozmakla yerine gelmişti.

Akıllı kadınlardı, biraz hırslı belki biraz da korkutucu. İstediklerini almadan herhangi bir şeyin asla peşini bırakmayı sokmazlardı düşüncelerinin arasına. Ezilmek, örselenmek onlara göre değildi. Suçlu olduklarında gereksiz hitapları alttan alamaz ve en çok birbirlerinden tedirgin olurlardı. Yeryüzünün en güçlü fakat bunu bilmeyen varlıklarıydı kadınlar. Birini ya kendi yada hemcinsi bitirirdi.

Cani ve vahşilerdi. Dünyanın düzeni bunu hak ediyordu.

'Erkek terörü' onlar izin verdikçe, bazıları hala dur demedikce varlığını sürdürecekti. Aşk vardı kadın da, acı, öfke, huzur ve tüm diğer duygular.

"Henüz işin çok başındayız." İz'in bu sözlerinin üzerine Hena bir kaç saniyelik şok haline girmesinin ardından onun yolunu keserek önüne geçti. Lanet olsun ki bu saatli bomba geriye sayarken bile etrafını parçalayacaktı.

"Etrafa saldırma. Bir amacımız var ve bunu bertaraf etmene izin veremem." Sesi duygusuzdu. Sadece emir veriyordu. Yaşamak için verilen bir emir, ölü birine ne kadar etki edebilirdi?

"Eğer senin aklına ihtiyaç olsaydı, baş savcı Barca beni değil seni gönderirdi bu işin başına. Hatırlıyorum ki şu pozisyona gelebilmek için bile ona yalvardın!"

Neydi bu? Yüzünde keyif alan bir ifade vardı. Her an laf yetiştirmek zorunda hissediyordu kendini sanki. Tek kelimeyle yaşattığını yaşa mıydı bunun da sonucu?

💦💦💦

Fethi Korhan, neyi benimsemesi gerektiğinden bir haberdi. Kendi kurallarıyla ilerlemek çevresine hiç de basit izlenimi vermeyen İz Barkınla fazla zor olurdu. Belki de kabullenmesi gerekirdi. Hayır! Hayat onun, ekip onun, iş onundu ve prensipleri vardı.

Kadın şifreli konuşuyordu. Her kelimesinde gizlenmiş ayrıntılar besliyordu. Sözünü armağan ettiği kişi etkisinden kurtulup biraz incelese farkına varabilirdi.

Geleni işlerinden diskalifiye edebileceğini düşense de bu sarışın o numaraları yemeyecek kadar oyunbaz bir akla sahipti. Odayı terk edetmesinin hemen ardından klavye de ritim çeken parmakları onu selim bilgilerle buluşturmuştu.

187! Bu o testlerden aldığı rakamdı. Neredeyse onunla aynıydı. Savant sendromlu olması da ayrı bir özelliğiydi. Rakibi akıl oyunlarını kolaylıkla yönetebilecek bir dahiydi! Yaşı henüz 21 olmasına rağmen emniyet mensuplarına müdahale ve düzenleme gibi bir mevkiye ulaşmıştı 4 kez sınıf atlayarak.

Kendine olan kininden vazgeçebilse çok güzel işler yapabilirdi. Sapyoseksüel oluşunu da göz önüne alırsak o sarışın afete aşık bile olurdu. Ahh hayır elbette Lavin'den sonra ihtiyaç gideren ilişkilerden başka kadın kavramına bir şey hissetmeyi düşünmeyecek kadar akıllandığını anlar olmuştu.

Hem daha önemli uğraşları vardı hayatta. Yanlış bir birlikteliğin beraberinde gelen oğluna aile yapısıyla ilgili hiç olmazsa bir kaç tane güzel anı bırakmak gibi. Ve Aras'a 'Özgürlük en büyük ödüldür.' Demeyi başarabilmek için o küçük kızdan kurtulmak.

Peki ya asıl soru; önce ki gün karşılaşmaları planlı mıydı?

Ekibin asıl ikinci demir başı Volkan'dı. Caner daha kıdemli olsa da kafası pek işe sabit kalan biri değildi.

Oda ilk kez işten önce tutacağı şeyler ekledi lugatına. Kalbini sarmalayan yakıcı halatların onu boğması, kan yerine kor pompalayan hayati organında kara çiçeklerin renklenmesi can sıkıcıydı. Ekibin başına gelen felaketten çok ellerinde ki davayı bitirip köşesine çekilmek, kafa dinlemek istiyordu. Düşünceleri o asil bale figürlerini bırakmış horon tepiyordu artık.

Verda ise onlara göre daha sakindi. Uğursuzluk getirdiğine inanıyor ve İz'in odadan çıkmadan önce söylediği şeylerin kafasını kurcalamasına müsade ediyordu. Bu sanırım cesaretini toplayıp anlamlarını ona sorana kadar devam edecekti.

Yazar: H. Melek İzci
İnstagram: melekkizci
Kitap alıntı paylaşım: melegin_kitaplariii
Bookstro destek hesabı: bookstrohaber


Ölüm EkseniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin