Yutkunmaya çalıştım.
Belki de ben yanlış duymuştum.
Kafamın daha fazla karışmasına izin vermeden oradan ayrılıp okula girdim.
Fakat olmuyordu..
Kafamda sürekli aynı cümle yankılanıyordu.
"Ama ben seni kesin öperim."
Dudağım kıvrılmış bir şekilde koridorda yürürken ne kadar da büyük saçmaladığımın farkına vardım.
Kendime gelerek yüzümü normal haline getirdim ve duruşumu dikleştirdim.
Sınıfın kapısından girecekken bileğimdeki elin beni geri çekmesiyle sınıfa giremedim.
"Kimsin sen?"
Asıl sana "kimsin sen(?!)"
Allah Allah ya
"Sanane." Diyerek kısa ve soğuk bir cevap verdim.
Sırıttı.
Ve ben o an kustum.
Yani mecazi anlamda ama kusmuş kadar iğrenç hissettirdi.
"Vay bir de asi çıktı."
"Bıraksana bileğimi çocuk salak mısın nesin."
"Ha bir de çocuk. Güzel güzel oldu bu iş."
Kaşlarım çatıldı.
"Hangi iş?"
"Benimle bir anlaşma yapacaksın."
Yok daha neler!
"Ne saçmalıyorsun sen?"
"Fazlasıyla ciddiyim."
Gözlerimi siyah gözlerinden ayırmadan karşısında duruyordum.
Gerçektende ciddi görünüyordu.
Ve o an bir şey oldu.
Benim kurtarıcım,
Böbreğimden kıymetlim,
Çocukluğum,
Derttaşım,
Çok övdüm.
Gereksiz çok.
Yağmur geldi işte ya.
"Sude?"
"Efendim kuşum."
"Sabahtan beri seni arıyoruz kızım neredesin sen?"
Şuan tam zamanı.
Hadi Sude!
Yağmur'u kolundan tutarak sınıfa doğru ilerletmeye başladım.
Adını bilmediğim çocuğun bakışlarında anlam yükleyemediğim bir ifade vardı.
Sevimli olmayı umarak dişlerimi göstererek güldüm ve el salladım.
Sınıfa girdik.
"Oh"
Diyerek rahatlıkla nefes aldım.
"Ne oluyor?"
"Kanka neler olmuyor ki,"
"Bilmiyorum işte."
"Tenefüste anlatırım."
"Tamam."
İkimizde sıralarımıza ilerledik,
Aklıma gelen düşünceler kafamı karıştırıyordu.
Kim olduğunu bilmediğim bu çocuk neyden bahsediyor olabilirdi?
Bu düşünceleri kafamdan atmak adına yanımda oturan İsmail'e döndüm.
"Ders ne?"
"Edebiyat."
Gülümsemeye çalışarak başımı salladım.
İlk dersin edebiyat olması beni gerçekten mutlu etmişti.
Önceki okulumdaki edebiyat hocam iyi olduğumu söyler ve beni severdi.
Umarım burada da aynı şekilde olur.
"Ya şey,"
Omzumdaki elin varlığını hissedince elin sahibine döndüm.
İsmail hafif bir gülümsemeyle gözlüğünü düzeltti.
"Efendim."diyerek gözlerimizi buluşturdum.
"Sude derste konuşmazsın falan,değil mi?"
Bu nasıl soru lan(!)
Konuşur muydum?
Yok ya ne konuşacağım.
"Yok konuşmam."
"Tamam sağol."
Kapı açılıp hoca içeri girdiğinde tüm sınıf olarak ayağa kalktık.
"Oturabilirsiniz çocuklar."
Edebiyat öğretmenimizin yerine oturmasıyla bütün öğrencilerde yerlerine oturdu.
Hoca sınıfa göz gezdirirken bakışları benim suratımda durdu.
"Sen yeni mi geldin?"
Göz temasımızı bozmadan ayağa kalktım.
"Ben mi?"
"Herhalde."
"Evet hocam,yeniyim."
Sınıftan yükselen fısıltılara kulak asmamaya çalışsamda nedenini anlamadığım bir şekilde ellerim titriyor ve avuç içlerim terliyordu.
"Sanırım iki kişiydi..bu sınıfa gelecek öğrenci sayısı."
Hoca'ya başımı sallayarak onu onayladım.
Yağmur'a döndüm.
Bana baktığında sanırım konuşmadığım halde beni anlamıştı.
Ayağa kalktı.
Evet anlamış.
"Diğer yeni öğrenci de ben oluyorum hocam."
Yağmur'un cevabıyla beni anladığından emin bir şekilde gülümsedim.
Hocaya dönerek tekrar eski yöne bakmaya başladım.
"Adın ne canım?"
"Yağmur."
"Senin adın ne?" Diyerek bana baktığında bende, "Sude"diyerek adımı söyledim.
"Hoş geldiniz kızlar.Ben Ayla Meşe yeni edebiyat öğretmeninizim.Edebiyatla aranız nasıl?"
Direktmen konuya atıldım.
"Beni çok iyi hocam en iyi oldugum ve en sevdiğim derstir kendisi."
"Buna çok sevindim.Peki,senin nasıl Yağmurcuğum?"
"Parçalı bulutlu."
"Neden peki?"
"Pek aldığım söylenemez onun dışında işlerken zevk aldığım bir derste değil."
"Umarım ilerleyen zamanlarda görüşün değişecektir diye umuyorum."
"Ben pek öyle ummuyorum ama.."
Yağmur'un kısık sesli söylediğini duymamla yeni önüme dönmüş olmamı takmadan tekrar ona döndüm.
"Anlamadım."
Boşverin Ayla Hoca'm anlamamanız çok güzel olmuş.
İç sesim dış sesimle hemfikirhaldeydi.
"Hiç, hiç bir şey demedim hocam."
"Tamam Yağmurcuğum.Bu arada artık yerlerinize otursanıza kızlar. "
Ah sağolun..
Sınıftan yükselen minik çaplı fısıltıların ana karakterlerinin Yağmur ve Ben olduğunu anlayabiliyordum.
Birisi;
"Şu tiplere baksana kesin bunlar kavgaya falan bulaşmışlardır."
Diyor.
Başka birisi ise;
"Tenefüste bir tanıtalım kim neymiş bu okulda."
Diyordu.
Her bir konuşlanı duyamasamda bazılarını duyuyordum.
Yinede onlara kulak asmama kararı aldım ve Ayla Hoca'nın söylediklerine odaklandım.
"Bu hafta bir projemiz, etkinliğimiz var."
Gelir gelmez bir projeye dahil edilir miyim?
İçimdeki soruyu susturdum ve Ayla Hoca sözlerine devam etti.
"Ve bunun için önce üst sınıflardan bir iki kişiyi çağrışmamış lazım çünkü onlarla birlikte yapacağız arkadaşlar."
Gözleriyle sınıfı tararken bir noktada durdu.
Yağmur.
"Yağmur."
"Efendim hocam."
"Yanıma gel."
Yağmur sırasından kalkarak öğretmen masasının yanına gitti.
Ne konuştuklarını deli gibi merak ediyor olsamda elimden bir şey gelmiyordu.
Bir kaç saniye Aylin Hoca Yağmur'a bir şeyler söyledi ve sonrasında Yağmur önümden geçerek sınıftan çıktı.
Yağmur'un sınıftan çıkışının ardından kapanan kapıya bakarken Aylin Hoca sayesinde gözümü kapıdan almayı başardım.
"Bu sınıftan projeye katılacak 2 grup yapacağım."
Dedi ve devam etti.
"Birinci grupta;Yağmur, İsmail , Sude."
Ben mi?
Acaba başka Sude var mıdır?
İç sesimle olan konuşmam bölündü.
"Ve üst sınıflardan bir iki kişi. İkinci grupta ise;Zeynep,Damla,Ayça ile birlikte yine üst sınıflardan bir iki kişi olacak."||||||||||||||||||||||||||||||||||
Etkinlik hakkında bir fikri olan var mı ?Hepiniz çok değerli insanlarsınız💛
"Bizimle kalın satırlarda buluşalım.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAAF
ChickLitSude, sırların ortasında doğmuş ve büyümüş bir kızdı. Hatıraları onun peşini bırakmazken o umursamamakta kararlıydı. Fakat ne kadar başarılı olmuştu? Duman , Sude'nin hayatının en zor zamanında varken Sude bunun farkında bile değildi. Sude'yi tüm bi...