"Hayır yani,cidden büyük saçmalık."
Oflayarak nefesimi dışarı baktım.
Hayatımda karşılaşmış olduğum en garip,en saçma,en..en en değişik,en kötü tesadüftü bu resmen!
Nasıl aynı okuldaydık...aklım ermiyordu.
Böyle şans da olmaz olsun."Ay abartma Su."
Gözlerimi devirerek başımı anlamayacağını bilerek sağa-sola salladım.
Nasıl "Ay abartma Su" ya !
"Abartmıyorum Yağmur."
"Hııı belli belli,"
Bir kez daha oflayarak tekrar yoluma döndüm.
Onun için bir problem yoktu ki zaten.
Anlamaması da normaldi.
Sonuçta kendisinin yarım yamalak hatırladığı şeyleri kendinden daha çok bilen kim olduğu bellirsiz birisi ile aynı ödevi beraber yapacak olan bendim.
Aslında korkmamam gerekirdi.
"Ya bak,"
Diye söze atıldı sanki düşüncelerimi duymuş gibi,Yağmur.
Ona dönmemle devam etti;
"Onunla tek olmayacaksın ki.Yani ne bileyim sonuçta bir kaç grup halinde yapılacak bir ödev bu."
Haklıydı.
Bu tedirginliğim saçmaydı bir nevi...
Tüm şehri içime çekip ciğerlerime dolduracak kadar büyük bir şekilde iç çektim.
Sonunda siteye girdiğimizde daha normal hissediyordum,en azından iyi olduğum söylenebilirdi.
"E görüşürüz o zaman?"
"Görüşürüz kanka."
Yağmur'la birbirimize sırtlarımızı dönüp evlerimize doğru adım atmaya başladık.
Binaya girip asansörü beklerken aklıma telefonum geldi.
Sonunda çantamdan çıkartıp telefonu açtığımda bildirimlerle yüzümde büyük bir sırıtma oluştu gözüm ekrandan ayrılmadan kapısı açılan asansöre girdim 5.kat düğmesine bastım ve dijital ortamıma döndüm.
Kapı daha tam kapanmadan bir anda tamamen açılınca irkilip kaldım.
"Pardon."
Nefes nefese kalmış kız gülümsemeye çalışırken önemli olmadığını belirtmek adına onun tersine içtence gülümseyip başımı aşağı yukarı salladım.
Hiç bir düğmeye basmadığını görünce biraz yüzüne baktım fakat sonra umursamamamın daha doğru olduğu konusuna varıp sanal flörtlümle olan saçma ama komik sohbetime döndüm.
Asansör durunca kız benden önce inince hafiften kaşlarım çatıldı daha önce onu hiç görmemiştim.
"Sanırım misafir falandır."
Anahtarımı sonunda kapı deliğine takabildiğimde anahtarı çevirip kapıyı açtım.
Aynı anda adını bilmediğim sarışın kızda eve girdiğinde göz göze geldik.
Asansörde yaptığım gibi dostça ve samimi görünen ama aslında içten olmayan gülüşümden oluşturdum yüzüme.
Aynı şekilde o da gülümseyince kapıyı kapattım ve çantamı direkt olarak yere bıraktım.
Annemin eve gelmesi en az 3-4 saat bulurdu ve bu durum beni pek rahatsız etmiyordu.
Ellerimi yıkadıktan sonra üstümü değiştirip rahatlamama izin verdim.
Kendimi yatağa bırakarak sırt üstü uzandım.•romeo
Hadi ama! gerçektende sadece seninle konuşuyorum,bana inanmak zorundasın."Niçin ısrar ediyor ve inkâr ediyor anlamıyorum.Hayır yani bir tek benimle konuşma gibi bir zorunluluğu yok,bir şey de demiyorum.Sonuçta bende sadece onunla konuşmuyorum fakat niçin yalan söylüyor ki acaba kendinin umrumda olduğunu mu sanıyor?"
Salak flörtümün saçma olup,yalan içeren mesajına sesli bir şekilde kendi kendime cevap verdim.
Sanırım artık ondan sıkılmıştım.
Zaten onunla konuşmamın tek nedeni kullanıcı adıydı.
"Özür dilerim çakma Romeo!"'Gönder'e tıkladıktan sonra 2 saniye kadar ekrana baktım.
'Yazıyor..'
Yazmasın.
İçimdeki dürtüyle hiç şüphe duymadan onu engelledim.
İnsanlar bu yaptıklarımı saçma buluyordu çünkü bir kaç kişiyle birden sosyal medyasan flörtleşmem yanlıştı.-onlara göre- oysaki bence mantıklı ve eğlenceliydi.
Hem ilişki becerimi geliştiriyor hemde insanları biraz daha tanıyordum.
İlk başlarda sadece bir kişiye değer verir onunla konuşurdum ama onların benim gibi yapamadığını öğrenince yıkılıyordum.
Bu nedenle de kim olursa olsun gereğinden fazla samimi olmuyordum ve kendim gibi davranmıyordum.
Bazende abaza çıkıyorlar bunlarda psikolojimi etkiliyor.
Böyleleri için tek yapmam gereken içimi rahatlatacak kadar küfür sonrasıda da engel.
Ve yapıyorumda.
Yatakta doğrulup oturdum derin bir nefes aldıktan sonra ayağa kalkıp mutfağa ilerledim.
Buzdolabının kapağını açtığımda gözüme en sevdiğim meyve çarptı.
Çilek!
Gözlerimin içinin parladığına eminim açıkçası.
Plâstik kutudaki çileklerden bir kâseye doldurup yıkadım.
Çikolata ve çilek mi yapsam..
Kısa bir süre iç sesimle düşündüm.
Tek çilek daha iyi.
Çünkü fazla tatlı şeyleri sevmiyordum örneğin;şeker,şerbetli tatlılar..
Ayrıca çikolata çileğin tadını bastırıyordu.
Telefonumu alıp sevdiğim şarkılardan birini açtım.
Şarkı eşliğinde sakince çileğime odaklanmış onu yiyordum.
Sözlerini mırıldanarak çilek ağzımda dolanırken anın tadını çıkarıyordum.
Çileği hızlıca çiğneyip yuttuktan sonra şarkıya eşlik ettim.
"Ben başıboş boş bi boşlukta
Meczup gibi sarhoş gezerdiim."
gelen mesaj bildirim sesini duyunca ağzıma bir çilek atıp telefonu elime aldım.
Şarkı çalmaya devam ederken,kaşlarım çatık bir şekilde kim olduğunu bilmediğim numaradan gelen mesajı okudum.05*********
"Koş koş kurtar kendini dedi.
Bana kalsa düzene küfrederdim.."Şuan dinlediğim şarkının sıradaki sözü.
Ağzımdaki kırmızı lezzeti boğazımdan aşağı gönderdikten sonra sanıyorum ki refleks olarak ayağa kalkıp etrafıma baktım.
Zinkk!
Zink!
Zink..
Aynı bildirim sesi bir kaç defa yineleyince telefonumu koltuktan alıp baktım.05*********
"Seninle"05*********
"iddiaya"05*********
"girmek"05*********
"istiyorum."Kaşlarım-sanki daha çok çatılabilirmiş gibi-biraz daha çatıldı.
Ellerimin titremesine aldırmamaya çalışarak tek tek klavyemdeki harflere tıkladım. |Sude|
"Kimsin?"05*********
"Kaan Acar."
Kaan Acar.
Kaan Acar da kim oluyordu bilmiyorum ama şuan bildiğim bir şey varsa o da umursamaz olamadığım ve ellerimin uyuşması,titremesini durduramamamdı.
|Sude|
"Kaan Acar?"05*********
Evet.Hani şu okulda bileğini tutan,05*********
arkadaşların gelince ondan kaçtığın.05*********
Hani sırıta sırıta el salladığın.|Sude|
"Ay yeter"
|Sude|
Anladık Kaan'sın.05*********
Evet,Sudeciğim adımı daha çok duyacaksın ;)Ne olursa olsun Kaan benden uzak olsun.
.... . . . . . . . . .
🥀
Selamlar.
01:28"Bizimle kalın satırlarda buluşalım♧.."
Düşüncelerinizi bekliyorum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAAF
ChickLitSude, sırların ortasında doğmuş ve büyümüş bir kızdı. Hatıraları onun peşini bırakmazken o umursamamakta kararlıydı. Fakat ne kadar başarılı olmuştu? Duman , Sude'nin hayatının en zor zamanında varken Sude bunun farkında bile değildi. Sude'yi tüm bi...