where is your home

333 36 31
                                    

"100 dolar." Jackson BamBam'le girdiği iddianın miktarını arttırmıştı. Konu ise BamBam Yugyeom'a onu sevdiğini söylediğinde karşılık alıp almamasıydı. Jackson alırsını savunuyordu.

Dersten çıkmış bahçede çıkış kapısına doğru yürüyorlardı.

"Yaa 100 dolar ne? Abartmıyor musun?" BamBam emin değildi ama gerçekten karşılık almak istiyordu.

"Denk gelmiş olabilir ama cidden sana bakarken gördüm onu. Hem de kaç defa." BamBam bunların gerçek olmasını istiyordu.

"Neden üstümüze iddiaya girdik kii?" Jackson'ın koluna vurmuştu.

Jackson güldü. "Para kazanmak için." İki elini BamBam'in omuzlarına koyup yüzünü ona yakınlaştırdı. "Hadi BamBam 100 dolarımı yarın getirirsin." Alnını öpüp büyük adımlarla uzaklaştı ondan.

"Eeğ hyung dua et." Dedi BamBam. Yüzünü ona dönmeden bir elini kaldırıp barış işareti yaptı. Bu edicem anlamına geliyordu, gülümsedi BamBam.

Jackson cebinden telefonunu çıkardı. Sahildeki o geceden sonra birbirlerini kaydetmişlerdi Jinyoung'la.

Parkı Peach Siz

Nerdesin??

Ne kadar odaklanmışsın
fark edemedin beni :(

Aa bak saçmaladın. Bu-
layım seni bekle

Vee

💚

Kalp Jinyoung'u gülümsetmişti. Liseli ergenler gibi tepki veriyordu Jackson'a ama elinde değildi. Fazlasıyla düşmüştü ona.

Etrafa bakınıp onu arayan Jackson çok zaman harcamadı bulmak için. İlerdeki bankta oturmuş gülümseyerek ona bakıyordu.

Önüne geçip yukardan baktı ona. Jinyoung kafasını kaldırmak zorunda kalmıştı.

"Yine kıskanıldım galiba?" Jackson bir kaşını kaldırıp sormuştu. Bir eli yavaşça Jinyoung'un saçlarının arasına girdi. Onlarla oynamaya başladı.

"Dedim kıskanç olduğumu." Kafasını saçları arasında olan elden uzaklaştırdı ama gözlerini ondan ayırmadı.

Jackson az önceki gibi ellerini onun omzuna koydu. "Bunu kıskandın?" Jinyoung hayır anlamında kafasını sağa sola salladı. "O zaman bunu?" Diyip Jackson dudaklarını onunkine bastırdı. Jinyoung'un çok hoşuna gitmişti ama oynamak istedi. Jackson'ı bir kolundan çekip yanına oturttu.

"Burada öpemezsin çok tehlikeli." Birbirlerine doğru dönüp oturdular.

"Neden, sahilde ay şahit oldu güzelliğine. İnsanlar görse ne olur?"

"Romantik konuşmalarda hep böyle başarılı mısın sen?" Elini yavaşça Jackson'ın kolunda gezdirmeye başladı.

"Romantiklik buysa sanmıyorum. Öpüşmede özellikle de sevişmede daha başarılıyım."

"Oho patavatsızsın da sen." Elini boynundan saçına çıkardı, bu sefer o oynamaya başladı.

"Nasıl geçti günün?" Başını Jinyoung'un eline yasladı hafiften gözlerini kapayıp huzurlu hissettiğini ona da yansıttı.

Hafif düşünür gibi gökyüzüne baktı. "Arkadaşımla sütümü içti diye tartıştım sonra sinirlenip buraya geldim. Sonra seni gördüm başka bir çocukla sonra daha da sinirlendim. Sonraa yanıma gelince her şeyi unuttum kokuna odaklandım." Başını boynuna yaklaştırıp daha da yoğun gelen kokusunu içine çekti.
"Seninki nasıldı?" Başını uzaklaştırıp yüzüne baktı. Jackson keşke dedi keşke biraz daha orada dursaydı.

"Şu an bir güzelleşmeye başladı." Diyip yan gülüşüyle ona baktı.

"Hmm, daha da güzelleştirmek isterim. Boş musun?" Yan bir bakış atmıştı. Saçlarındaki elini boynuna göğsüne ve karnına sürterek penisinin üstüne getirdi. Yüzünden hareketlerini kontrol ediyordu. Hafifçe elini bastırınca Jackson'ın nefesi kesilmişti. "Eve atmak istiyorum seni."

Beklemeden cevap verdi "Nerede evin?"

teach (m)e • jinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin