are you good at fencing¿

306 26 51
                                    





Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





Dersten çıkmışlar, kampüste yürüyorlardı. Gördüğü çizimle enerjisi artan Jackson'ın Jinyoung'a sırnaşmasıyla yavaş yürüyorlardı tabii.

Jackson onun sağında, yanındaki eliyle belini sarmış diğer elini onun tişörtünden içeri sokup kassız ama düz karnını elliyordu. Başını onun omzuna yaslamıştı ama her attıkları adımda rahatsız oluyor, başı yerinden oluyordu.

Jinyoung da sağ elini Jackson'ın saçlarına atmıştı. Diğer elinde kitapları vardı. Sessizliği o bozdu.

"Spor salonuna gitmeyecek miydin?"

"Bugün salon boş yani acelem yok. Önce seninle vakit geçirmek istiyorum." Elinin daha yukarı çıkarmaya başladı.

"O zaman biraz burda zaman geçirelim. Fazla uzaklaşmayalım." Onu yeşil çimlerin olduğu geniş alana sürükledi. Karşılıklı bağdaş kurup oturdular. Dizleri birbirinkine değiyordu. "Dinlemedin mi dersi?" Yan bir gülüşle ona baktı. Biliyordu ama konuyu sürekli ona bakışına getirmek istiyordu. Hemen bundan bahsedeceğinden de emindi zaten.

Jackson kafasını hafif öne eğip gözlerini yukarı dikti ona bakabilmek için. Sapıkça bir gülüş yerleştirdi dudaklarına ve parmaklarını onun bacaklarına sürtmeye başladı. Resmen cilveli bir tavır takındı. "1 saniye bile seni izlemekten alıkoyamadım kendimi."

"Hadi ya hiç farketmedim." Kucağında dolanan ellerini ellerinin arasına aldı. "E o zaman sıra bende." Diyip yüzünü Jackson'ınkine yaklaştırdı ve ona bakmaya başladı. İkisi de genişçe gülümserken ayrılmalarını onları görünce arkadaşlarından müsaade isteyip yanlarına gelen BamBam sağlamıştı.

Yalandan elleriyle gözlerini kapayıp abartarak dedi. "Yaa insanların arasında ne yapıyorsunuz?"

İkisi de ona döndüğünde parmaklarının arasından baktığı için görmüştü bunu. Ellerini serbest bırakıp sağ elini Jinyoung'a uzattı. "Jinyoung sensin galiba. Değilsen de o zaman Jinyoung diye biri için aldatılıyorsun." Gülüşüyle ona bakmıştı. Yüzünü biliyordu çünkü geçen gün Jackson ondan ayrılınca yanına oturmaya gitmişti. Stalkçu BamBam'den bir şey kaçmazdı.

Jinyoung onun dediği şeyle genişçe gülümsedi ve o da elini uzatıp sıktı. "Memnun oldum. Ve sen?" Cevap bekler ifadesiyle ona baktı.

"Kunpimook Bhuwakul, ama BamBam derler, Jackson'ın sınıf arkadaşıyım." Diyip bakışlarını kısaca Jackson'a çevirdi. "Neyse çok tutmuyum sizi. Sadece Yugyeom beni kabul etti Jackson demek için gelmiştim. Bildiğin flörtleşiyoruzz." Çocuksu hareketleriyle yerinde zıplanıp Jackson'ı iki omzundan tutup hafifçe salladı.

"Yaa dedmiştim sana işte." Saçlarını karıştırmıştı. "Şimdi daha rahat ol ama çok olma. Saçma hareketlerinle korkutma çocuğu." Şaka olduğunu belli eder bir şekilde kıkırdadı.

teach (m)e • jinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin