Jinyoung dudaklarının arasındaki dili emerken hızlıca kafasını geri çekti. Gözlerini Jackson'ın yüzünde gezdirdi. Çoktan kızarmış, dağınık saçlarıyla hassas duruyordu. Tek kaşını kaldırıp gözlerine baktı.
"Oyuncak denemek ister misin?"
Jackson sık nefesleriyle sakinleşmeye çalıştı. Penisi henüz ilgi görmemiş, deli gibi atıyordu. Elini Jinyoung'un boynunda gezdirdi. "İstersen neden olmasın."
Jinyoung dudaklarına bir öpücük bırakıp kalçalarından tutup ayağa kalktı, ayaklarının ucunda olan çamaşırı ve eşofmanından birer adım atıp kurtuldu. Odasına yürümeye başladı.
Jackson da bacaklarını beline, kollarını omzuna sardı. Başını onun boynuna denk getirip bir nokta belirleyip dudaklarıyla emmeye başladı. Odasına geldiklerinde orayı çoktan kızartıp, kan toplanmasını sağlamıştı. Gülümsemesiyle parmaklarıyla ordaki salyasını silip üstüne minik bir öpücük bıraktı.Jinyoung Jackson'ı çift kişilik yatağına oturtturup vücudunun yarısının çıplak oluşundan utanmadan dolabının önüne gitti. Jackson da soyunup tamamen yatağa çıkıp bağdaş kurdu.
Uzun kapağı açıp yerdeki siyah, oldukça büyük bir kutuyu alıp Jackson'ın yanına gidip bir ayağı yere değecek şekilde ona dönük oturdu. Kutuyu ikisinin arasına koyup kapağını açtı. Jackson merakla başını uzatıp içine baktı. Eliyle karıştırdı.Deri kırbaç, kelepçe, adlarını bilmediği penis aletleri, tüylü apartlar...
Büyülenmiş gibi hâlâ kutunun içindekilere bakarken ağzını açıp konuştu "Vaa... hepsini denemek istiyorum."
Jinyoung dediği şeyle kıkırdadı. Kutuyu yatağın ucuna itti, üstündeki tişörtü çıkarttı. Elleriyle Jackson'ı itip uzanmasını sağladı. Başını yumuşak yastıklarına denk getirdi. Ellerini onun teninden ayırmadan göğsünde, kollarında, omuzlarında ve karnında gezdirdi. Üstüne çıkıp bacaklarının arasına aldı onu. Yüzünü Jackson'ınkine yaklaştırdı. Nefesleri birbiri yüzüne çarpıyordu. "Hangisini istersen bebek."
Jackson derin bir nefes alıp kafasını kaldırdı ve dudaklarını birleştirdi. Başlarda yumuşak olan öpüşme derinleşip ısırıklar içerdi. Jinyoungun üst dudağını dişleri arasına alıp başını tekrar yastığa koydu. Dudağını çekiştirmesi Jinyoung'a çok tahrik edici geliyordu. Sonra Jinyoung kendini ona götürdü. Sertçe emdikleri dudakları şişmeye başlamıştı bile. İkisi de dilini dışarı itince ortada buluştular. Savaştan çok dans ediyor gibiydiler. Değiştikleri salyaları altta olan Jackson'ın yanağından akmaya başlamıştı.
Jinyoung elini Jackson'ın penisine götürüp sıktı. Jackson inleyip fazlası için kendini kaldırıp Jinyoung'a sürtündü. Jinyoung eliyle git gel yaparken ikisi de sürtünen dillerinin altından inliyordu. İkisi de uyarılmış, penisleri şişmeye başlamıştı. Hızlanan nefesleriyle inip kalkan göğüsleri birbirine çarpıyordu.
Jinyoung dillerini ayırıp Jackson'ın yanağından kulak memesine doğru akan salyayı diliyle yaladı. Elinde kalp gibi atan penisi sertçe sıktığında kulağına bir ısırık bıraktı.
"Sikeyimm Jinyoung-ah..."
Jinyoung dudaklarını sürterek Jackson'ın göğsünden karnına, kaslarına indi. Isırıklar bırakarak penisine ulaştı. Başını ağzına alıp emerken eliyle kalan yerlere baskı uyguluyordu. Ağzında onu yalarken elini aşağı indirip parmağını deliğinin başında sertçe baskı yaparak daireler çizmeye başladı. Bakışlarını Jackson'ın yüzüne çıkardı.
Jackson kasılıyor ağzından çıkan tek kelime ve beyninde dönen tek şey Jinyoung'du.
"Jinyoung AAHHHH"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teach (m)e • jinson
Fiksi PenggemarJackson ağacın dibinde kitap okuyan çocuktan hoşlanır Sadece ruhları değil bedenleri de eşleşir