7.

3 1 0
                                    

Bir gün.

Yanlış yöne gittiğimi anlayana kadar geçen süre buydu. Hayal kırıklığı içinde bağırmak istiyordum. Nerede olduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu, kapana kısılmış gibi hissediyordum.

Etrafta hiçbir hayvan, insan, yaşayan bir ruh yoktu. Tamamen yalnızdım. Kendimden başka suçlayabileceğim birisi yoktu. Sonunda bana değer veren, benim değer verdiğim insanlar bulmuştum. Ancak yalnız kalmaktan çok korkuyordum, bu yüzden sahip olduğum her şeyden kaçmıştım. Kendi kendimi yalnız bırakmıştım. Bu tramvaya sebep olan kişi ise kendimden başkası değildi.

Ağladım, zaten bu aralar çok sık yaptığım bir şeydi. Yanaklarım daha önceki yaşlarımdan dolayı yapış yapıştı. Kıyafetlerim terliydi ve iğrenç kokuyordum. Etrafımdaki hava bile rutubetli ve bunaltıcı hissettiriyordu. Sanki nefes almamı sağlayan şey beni boğmaya çalışıyordu.

Bu ve cehennemden gelen sonsuz düşüncelerim beni yavaşça öldürüyordu. Akıl sağlığımın yavaş yavaş yok olmaya başladığını ve varlığımın gittikçe önemsizleştiğini hissedebiliyordum. Acı vericiydi, öldürücüydü, ama bir çıkış yolu bulamıyordum. Bulabilecek kadar kuvvetli de değildim. Bulmaya çalışsaydım bile dağılmış parçaları toplamak için bir nedenim yoktu artık.

Yaşamımdaki tek amaçtan kaçtım. Bana mutlulukları getiren o güzel oğlandan kaçtım. Taehyung'dan, aşık olduğum oğlandan, kaçtım.

Ona karşı bu aşkı hissetmem aşırı derecede garip ve kuşkuluydu. Seslerimizi daha önce hiç duymamıştık, adımı bilip bilmediğinden bile emin değildim. Hislerimin şehvetten ve Taehyung'un dış görünüşünden dolayı oluştuğu sanılabilirdi, ama ben onun farklı olduğunu biliyordum.

Aşırı çekici olduğu su götürmez bir gerçek, ancak ona aşık olmamın nedeni bu değildi. Birisini, onunla konuşmadan bile sevebileceğim gerçeği, nedense çok hoştu. Ona aşık olmuştum çünkü basit bir sarılma ile bana kendimi özel hissettiriyordu. Hatırlatılmaya ihtiyacım olduğum anda beni eşsiz hissettiriyordu, kederliyken mutlu, vazgeçmişken umutlu hissetmemi sağlıyordu. Ona duygularımı asla göstermemiştim, ama o biliyordu. Ve bunun için ona sonsuza kadar minnettar kalacaktım.

Kendimden geçmeden önceki son saniyelerde, Taehyung'a ne kadar fazla düşmüş olduğumu fark ettim. Ve o an, pişman hissettim.

Onu sevdiğim için değil, bıraktığım için. Beni önemsediğini biliyordum, ve benim hissettiğim türden bir sevgi olmasa da, beni sevdiğini biliyordum. Tam o anda neden suçlu hissettiğimi de bulmuştum işte.

Çünkü birini arkada bırakmak ne kadar acı verse de, arkada kalan olmak da acı veriyordu.

Ve ben Taehyung'u arkamda bırakmıştım.

Onu bırakmıştım, beni hala istediğini bile bile. Onun acı çekmesine neden olmuştum, böylece kendi acımı doğurmuştum. Bunu yapmamın sebebi ise oldukça aptalcaydı.

Onu sevmiştim bu yüzden onun gitmesine izin vermiştim.

--

Yazar Notu:

BENİ SEVİYORSAN GİTMEME İZİN VERRR.

Bu hikayeyi boşladığım için üzgünüm.
(Bunun tek suçlusu kdramalar (school 2013/ The lover/ Moorim school/ Pinocchio ^_^))
HER NEYSE, YİNE KISA OLDUĞU İÇİN ÜZGÜNÜM OOPS

Çevirmen Notu:

Çocuğum ne güzel geri dönecekti biricik Taehyung'una neden böyle oldu ki şimdi :(
Umarım okurken zevk almışsınızdır. Şimdilik görüşürüz <3

Tüm hakları softkisu 'da saklıdır.

silence; vkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin