twenty four

4.6K 340 296
                                    

KUZEY

Uzun zaman sonra evde yalnız olduğum için kendimi çok şanslı hissediyordum. Annemlerin evde olmaması çok garip değildi zaten fakat Levent'in de olmaması bana keyif veriyordu. Onunla baş başa kalacak bir kafada değildim.

Elimdeki boş soda şişesini çöpe atıp son mesajlara göz gezdirdim. En başta yine 357 vardı, hemen altındaysa Boray piçi. Sırf bir kişi fazla olduğu için tam olarak gücüm ona denk değildi ancak yumrukları kullanmadan da ona hasar verebilmek hoşuma gidiyordu. Gerçekten gizli eşcinsel değil mi emin değildim ancak öyleymiş gibi yaparak onu sinirlendirmek bana çok büyük keyif veriyordu.

Sırf kendi cinsime ilgi duyduğum için bana olan nefreti kat be kat artmıştı gülünç bir şekilde. Onun ise pezevenkliği hiç durmadan artıyordu. Gözlerimi devirip telefonu kapattım ve oturma odasına geçtim. Saat gece yarısına yaklaşıyordu ve ben hâlâ boş boş oturuyordum. Bara gitmek yerine evde oturmak kötü bir fikirdi, beynimi sikmek istiyorum şu an bu yüzden. İç çekip açık olan televizyonu kapattım ve yattığım koltukta gözlerimi kapattım. Uykumun olmamasına rağmen yorgun hissediyorum.

Gözlerim kapanalı daha bir dakika olmamışken zilin çalmasıyla homurdanarak kalktım. Aklıma gelen tek isim Levent'ti ve onu azarlamak istiyordum. Resmen rahatımı bozmak için and içmişti.

Hâlâ çalmakta olan zil beni git gide sinirlendirirken en sonunda sertçe açtım kapıyı. Karşımda olmasını beklediğim kişi Levent'ti fakat o yerine Boray'ın olması beni şaşırtmıştı. Üstelik sarhoş bir Boray'ı hiç beklemiyordum. Sarhoş diyorum çünkü ayakta duramıyordu salak çocuk. Kolundan tutup içeri sokarken, "Ne işin var burada?" diye sordum sinirle. Sırıtıp ağzını yayarak, "Seni öldüreceğim demiştim," dediğinde kolunu bırakmadan odama soktum onu.

"Niye içip de geldin peki orospu çocuğu?"

Soruyu sorarken içimden bir yandan da Levent'in gelmemesini umuyordum. Bizim ev için güzel bir aksiyon olmazdı çünkü.

Sırtını yatağın başlığına dayarken, "Canım istedi amına koyayım," dedi ve güldü. En son istediğim şey sarhoş bir Boray'la uğraşmaktı. Elimi alnıma koydum ve "Batın'ı arıyorum gelip seni alsın," dedim diğer elimle de telefonuma uzanırken. Telefon Boray'ın hemen yanında olduğu için benden hızlı davranarak almıştı "Hayır kimseyi aramıyorsun," diyerek. Tek kaşımı kaldırdım bu sözü üzerine. "Gerekçen ne?"

Omuz silkti ve elinde sıkı sıkı tutmaya devam etti. Oflayıp yanına oturdum ve telefonumu elinden çekmeye çalıştım. Sarhoş olmasına rağmen gücü yerindeydi piçin. "Ver şunu amına koyayım!"

Birkaç dakika daha uğraştıktan sonra vermeyeceğini anladığımda pes ettim. Aramızda kısa bir sessizlik yaşanırken sarhoş halinden nasıl faydalanabileceğimi düşündüm. Geçen gün konuşurken söylediğim şeyler aklıma istila edince hızla ona döndüm. Etrafa boş boş bakarken komik gözüküyordu açıkçası.

Önce, "Boray," diye seslendim. Daha sonra, "Eşcinsel misin? Arkadaşların yüzünden mi saklıyorsun bunu?" diyerek ekledim. Sesim ile bana döndü aynı boş bakışlar ile. Birkaç saniye ne dediğimi anlamak ister gibi baktı yüzüme.

"Hayır." Tam olarak neye hayır dediğini anlayamayarak ilk sorumu yineledim. Sessiz kaldığında bunu olumlu anlamak istiyordum bir yandan.

"Bana her şeyi anlat, sabah zaten hatırlamayacaksın. Ben de unutmuş gibi yaparım." Soran bakışlarım yüzünde turladı. Avıma düşmesini sakince bekledim fakat beni yanıltarak güldü ve "Sarhoş halimden yararlanamayacaksın. Sana koz vermeyeceğim," dedi. Buna bozulduğumu yüzümden yeterince belli ediyordum tahminimce.

Dudaklarımı kemirmeye başlarken onu nasıl konuşturabileceğimi düşündüm. Saniyeler akıp giderken aklıma gelen şey ile sırıttım. Kelimeleri seçmiyorsa davranışları seçecekti.

"O zaman," diye başladım cümleme, aynı zamanada çenesinden tutarak yüzüme yaklaştırdım yüzünü. Gözleri gözlerimde durduğunda konuşmaya devam ettim. "Başka yollar bulurum ben de." Sözüm biter bitmez çenesinden sıkıca tutarak dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Alkole bulanmış dudakları istemeden de olsa hoşuma gitmişti ve inkar edemiyordum. Yavaş yavaş aralanan dudakları beni şaşırtsa bile üstünde durmadan öpmeye devam ettim.

Alt dudağını emerken bir yandan da aşağıdan elinde tuttuğu telefonumu almaya çalışıyordum. Batın konusunda ciddiydim, gelip almalıydı Boray'ı. Yavaşça elinden çekerek yanıma bıraktım telefonu ve dudaklarını öpmeye devam ettim.

Alt dudağını dişlerim ile ezdiğimde önce kısık sesle inledi daha sonraysa beni fazlasıyla şaşırtarak karşılık vermeye başladı. Bu hareketi beni kısa bir süreliğine durdursa bile hemen kendine gelip devam ettim. Bu işin sonunu görmek ve işin aslını öğrenmek istiyordum. Bunun için de öpüşmeye dilimi de davet ederek Boray'ın dudaklarına doğru yönlendirdim. Yine beni şaşırtarak dilimi kabul etti ve kendi dilini de çıkardı.

Bu işin iyice hoşuma gittiğini fark ederek bir elimi ensesine attım. Kendime daha fazla çekip dillerin de işin içine girmesiyle öpüşmeyi hararetlendirmiş oldum.

Boray'dan bu kadar nefret edip de dudaklarının da bu kadar hoşuma gitmesi ne derece normaldi? Sanırım hiç. Çünkü dudakları beni delirtmek ister gibi yumuşaktı ve bırakmak istemiyordum. Tekrardan alt dudağını dişleyip emdiğimde yine inledi ve bu sefer aynı şeyi o da bana yaptı. Yaptığı hareket ile zevkle izlemekten kendimi alıkoyamadım.

Uzun soluklu öpüşmeyi yavaş yavaş bitirip gözlerine baktım. "Sorum aynı."

Beni taklit edercesine, "Cevabım aynı," dediğinde git gide sinirlendim. "Siktir amına koyayım inledin ya," deyip hırsla tekrar dudaklarına kapandım. Bu seferki öpücük az öncekine oranla daha sertti. Belki de istedğim cevabı alana kadar yapacaktım bunu ama umursamadım. Göz göre göre gerçeği inkâr ediyordu.

Dudaklarını kanatmak ister gibi sertçe ve dişlerimi kullanarak öpüyordum. Her şey belli değil miydi zaten? Kendime engel olmayarak boşta olan elimi kasıklarına götürdüm. Yavaş yavaş okşarken bir hareketlenme olacağını düşünüyordum.

Ancak hiçbir şey olmadığını fark etmem ile anlık olarak durdum. Bunu fırsat bilen Boray da beni iterek yatağa yatmamı sağladı. Üstüme dorğu eğilip dudaklarını dudaklarıma değecek kadar dibime girdi. Kulağıma doğru yaklaşıp fısıltıyla konuştu.

"Eline koz vermeyeceğim boşuna uğraşma." Gözlerimi kısıp yakasından tuttum ve yüzümün hizasına getirdim suratını. Aynı onun gibi fısıldadım.

"Öyle bir vereceksin ki, zevkten dört köşe olacaksın Boray."

---

tam emin olamadım şu an ama aklımdaki 'super' bölüm buydu umarım beğenmişsinizdirr

buna biraz fazla yorum isterim zaten diğer bölüme çok az gelmiş ;((

ve bu arada ölüm yıldönümü olan Chester, ışıklar içinde uyu 🙏🏻❤

357 [bxb] +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin