𝘽𝙤𝙤𝙢 ❦ 𝙅𝙪𝙣𝙜 𝙅𝙖𝙚𝙝𝙮𝙪𝙣 ✓

Unutulmayacak bir anı

"Evet,biz hazırız siz?" Hasır yazlık fötr şapkası ile ve elindeki çantasıyla zarzor telefonda konuşurken Jaehyun çantasına koyması için bagajı açtı. Halbuki kısa bir süreliğine gidiyorlardı,doğum günleri için geri dönmek zorundalardı.

"Tamam,bizde çıkıyoruz şimdi. Hm,hm evet. Tamam,öptüm. Orada görüşürüz." Jaehyun o telefonda konuşmayı sonlandırırken göz ucuyla onu izledi. Londra'ya gideceğini öğrendiğinden beri aşırı bir şekilde dalgında ve içi anlamdıramadığı bir özlemle doluydu. Ona daha sıkı sıkı sarılmadan,onu doya doya öpmeden gitmesini düşünmek,canını sıkıyordu.

"Hadi gidelim." Jaehyun'a kısa bir bakış attıktan sonra derin bir nefes alarak ön koltuğa oturdu. Jaehyun ise bagaj kapağını kapatarak arka cebindeki sigara kutusunu ezilmemesi için eline aldı. Sürücü koltuğuna yerleşirken Areum'a baktı ve kemerini takmadığını gördü. "Kemerini tak."

Kendisi de kemerini takarken Areum'da kemerini takmayı ihmal etmedi. "Çok heyecanlıyım! Sen,sen heyecanlı mısın?"

Areum çekinerek ona baktı,gidecekti gitmeden önce güzel anılar biriktirmek istiyordu. "Ben... normalim işte ancak buradan gideceksin. Onlara daha fazla bağlanmak kötü olmaz mı?" 'Onlar' olarak kast ettiği kişi kendisiydi.

Areum sadece yüzüne baktı ve hiçbir şey olmamışçısına gülümsedi. "Güzel anılar biriktirmek istiyorum." Areum'un dediği şeyle Jaehyun fevri bir şekilde ona döndü.

"Biliyor musun? Bende güzel anılar biriktirmek istiyorum." Yüzünü Areum'a yaklaşıldığında kırmızı dudaklara baktı. Areum yaşanan yakınlaşma ile konuşamadı,dudaklarının üstündeki gözler bunu engelledi. "N-ne?"

"Unutulmayacak bir anı ister misin?" Areum dudaklarına vuran sıcak nefesle birlikte yutkundu. "Güzel ve unutulmayacak bir anı ister misin Areum?" Jaehyun onun gözünün içine baktıkça daha derine iniyordu. Areum'a baktıkça göz bebekleri büyüyor,yutkunma ihtiyacı artıyordu.

Elini kaldırarak Areum'un boynuna koydu,Areum oranın yandığını hissetti. Jaehyun ise boynunu okşadı. "Sana tüm öpücükleri unutturacağım." Daha fazla dayanamayıp Areum'un dudaklarını kendi dudakları ile ezdi.

Unutulmayacak bir anı demişti,haklıydı.

Areum'un soluğu kesilirken sadece anın büyüsü ile gözlerini yumdu,elleri havada kaldı. Jaehyun'un öpücüğü minik ama şehvetliydi,en çok özlem doluydu. Ama o kadar güzel seviyordu ki Areum'u,öpmeye kıyamadı. Areum'un sıcacık dudaklarının üstündeki dudakları yanıyordu.

Tüm öpücükleri unutturacağını söylemişti, haklıydı.

Nefes nefese ayrıldıklarında Areum titreyen gözlerle ona baktı. Kim bilebilirdi ki evlerinin bahçesinde Jaehyun'un onu öpeceği?

Transa geçmiş bir şekilde birbirlerine bakarlarken Areum kendini geriye çekip arkasına yaslandı. Jaehyun ise ne yapacağını bilemeyip camları açtı. O kadar garip bir atmosfer içindeydiler ki nasıl davranacaklarını bilmiyorlardı.
Arabayı deminki anı unutmak ister gibi çalıştırırken sigarasını eline aldı.

Dudaklarını yaladığında istemsizce aklına Areum geldi. Bıkınca ama duyulmamasına özen göstererek derin bir nefes aldı. Resmen sesini duymasından çekiniyordu.

Dudaklarının arasında olan sigarayı yapacakken duyulan sesle çakmak söndü. "Sigara kokusundan nefret ederim." Areum ağzından kaçırdığı şey ile gözlerini yumdu. "Senin için bırakırım."

Sigarayı camdan attığında Areum şaşkınca ona baktı. Areum her zaman aynı şeyi tekrar ettiğinde Jaehyun inadına onu sigara dumanına boğardı. "Ha?" Jaehyun dudağını sinirle dişledi,az önce ne demişti o? 'Senin için bırakırım.' Utançla gözlerini yumdu.

"N-ne? Bir şey mi dedim ben?" Bilmemezliğe verip tam bir aptal gibi davranırken Areum onu zor durumda bıraktığını anladı. "Bir şey mi dedin?"

"Hayır,demedim." İkisi yeniden boş bakışmalar yaşarken aynı anda önlerine döndüler. Areum elini yanağına bastırarak şapşalca güldü,uzun zaman sonra o kadar içten bir gülümsemeydi ki bu. Dudaklarını birbirine bastırdığında parmaklarını dudağına dokundurdu. Gelen arama ile bakışları arabanın dokunmatik ekranına döndüğünde gülüşü soldu.

Mingyu Arıyor...

Araba Jaehyun'un telefonuna bağlıydı. Jaehyun,Areum'u kontrol ederken aynı zamanda aramayı cevaplandırdı. "Efendim?"

"Nereye gidiyorsun bakalım?"

"Ah,şey..." Yalan söyleyemezdi,grupça gittikleri için illaki haber kulağına giderdi. Areum onun için çok değerliydi ancak Mingyu ile olan bir geçmişi vardı,ortaokuldan beri arkadaşlardı. "Tatil köyüne gidiyoruz."

"Mm,iyi eğlenceler o zaman?" Davet ister gibi konuştuğunda Jaehyun bunu görmezden geldi. "Sağol. Kapatıyorum." Telefon kapandığında ikisi de sessizliğe gömüldü.

Mingyu arayınca Haeun ve Jaehyun gece klubünde takıldığı aklına geldi ve ne kadar umursamamaya çalışsada huzursuzluğuna engel olamadı. Jaehyun ise duygularını Mingyu'ya nasıl ifade edeceğini düşünüyordu.

Arkadaşının eski sevgilisine tutulmak,en zor durumlardan biri.

Suri koşarak Areum'a sarılırken Jaehyun'da arkadaşları ile selamlaştı. "Yolculuk nasıldı?" Soru ile Areum ve Jaehyun göz göze geldiler. Anında ise gözlerini kaçırdılar. "Güzeldi..." Kısık sesle konuştuğunda Jaehyun gülümsemesine engel olamadı. Bu bakışmaları ve gülücükleri tek ikisi anlıyordu.

"Odalarınızı gösterelim,gelin." Mina ikisine onu takip etmesini söylerken taşlı yolda ilerlediler. Jaehyun hem kendi eşyalarını hemde Areum'un eşyalarını taşıyordu çünkü yol taşlıydı ve yürümekte şuan bile zorlanırken alması en doğru olan şeydi.

"Eğer böyle susacağını bilseydim,seni daha önce öperdim."

Areum onun dediği şeyle hem utanıp hemde göz devirirken gülümsedi. "Ha beni öpmeye çok meraklıydın yani?" Jaehyun dediği şeyle diliyle yanağını şişirdi,anlaşılan Areum'un hazır cevaplığını unutmuştu. O zaman dürüst olmak sorun yaratmazdı.

"Evet,biraz fazla bekledim ama değdi."

Jaehyun'un dediği şeyle Areum olduğu yerde dururken Jaehyun kıkırdayıp yanından geçti. Suri Jaehyun ile küçük bir sohbete dalarken Areum'u görmemesi ile kaşlarını çatarak arkasına baktı. "Areum,gelmiyor musun?" Ona bağırdığında Areum irkilerek onlara doğru koşuşturmaya doğru başladı. "Geliyorum,geliyorum!"