Gözlerimi perdenin arasından sızan güneşle açarak etrafa baktım. Etraf dağınıktı dün Lisa'yla içkiyi biraz fazla kaçırdık demek ki, yan tarafımdaki yatağa baktım.
Kahvaltı bahçede hazırlanmıştı. "Günaydın Rose" Arkamdan gelen sesle oraya döndüm.
Elinde meyve suyuyla jisoo unnim vardı. "Günaydın unni" Dedim gülerek, elindeki meyve suyunu masaya koydu. Unuttuğu birşey varmı diye kontrol ettikten sonra oturdu.
Bende onun tam karşısına oturdum. Gözlerinin altı mor ve halkalaşmış bir âdet Lisa geldi. Onun bu halini görünce alttan alttan gülmeye başladım.
Jisoo unnim canavar görmüş gibi bakıyordu Lisa'ya sonra sessiz sessiz gülmeye çalışan -ama hayvan gibi gülen- bana döndü. "Siz dün içtiniz mi ?!" O an ikimizde far görmüş tavşan gibi jisoo unnime baktık.
Öğrendiğinde bizi tek kaşık suda boğması şaşırılacak birşey değildi. "Ş-şey ya jennie unnim nerde ortalarda yok ?" Dedim konuyu değiştirmek amacıyla
"Rose jennie 1 hafta önce solo çekimi için Los Angeles'a gitti ya bugün dönece- sen konuyu mu değiştirmeye çalışıyorsun !?" Dedi
"Ne haddime lütfen ben ve konuyu değiştirmek ben kim konuyu değiştirmek ki-" "İçtiniz dimi ?" Dedi lafımı bölerek, kafamızı suçlu çocuklar gibi eğerek evet anlamında salladık.
"Aishh siz iki velet!" Bize yaklaştı aynı anda ikimizin kafasına eliyle vurdu. "Salaklar, bir daha sakın!" Dedi sinirle, jisoo unnim çok tatlı ve şirin biridir ama sinirlenince içinden farklı birşey çıkıyor.
"Tamam" Dedik Lisa'yla aynı anda "Başlayın hadi birazdan havaalanına gidip Jennie'yi karşılayacağız. Bu arada Jennie'ye sakın içtiğinizi söylemeyin o benim gibi sakin kalmaz." Tamam anlamında kafa sallayarak kahvaltımızı etmeye başladık.
Yaklaşık yarım saat sonra kahvaltımız bitince kalktık hazırlanıp kapıda bizi bekleyen arabaya bindik.
Uzun bir yoldan sonra havaalanına geldik hava nerdeyse kapanmak üzereydi. Arabadan inip koşarak içeri girdim. Arkamdan bir kol beni çekince o tarafa döndüm.
"Rose ne yapıyorsun sen !? Şunları tak bir sürü fan var burda!" Dedi, elindeki şapkayla maskeyi uzatırken "Üzgünüm unni çok heycanlandım" Dedim elindeki şapkayla maskeyi takıp içeri girdik bir sürü fan ve paparazzi vardı.
Jennie unnim görününce herkes onun üstüne koşmaya başladı ama korumalar dikkatli şekilde onları uzaklaştırdı.
Jennie unnim bizi görünce gülümsemesi büyüdü koşarak yanımıza geldi hepimize sarıldıktan sonra bizi bekleyen siyah büyük arabaya bindik.
Yol boyunca Jennie unnim bize yaptıklarını anlattı. "Öyle işte müzik videosunu çekip bitirdik ama çok güzel oldu bir örneği bende var size izleteceğim eve gidince" Diyerek güldü.
Onu cidden özlemiştim. Blackpink kurulduğundan beri ilk ayrılışımızdı bu, umarım bundan sonra ayrılmak zorunda kalmayız...
"Unni bana ne aldın ordan ?" Dedi Lisa heycanla, Jennie unnim güldü. "Lisa sana peluş oyuncak aldım hem de unicorn, Rose sana avokado şeklinde çok tatlı bir peluş aldım. Jisoo unnime de tavuk şeklinde bir peluş aldım." Dedi
"Yaa unni versene şimdi! Eve gidene kadar çatlarım ben" Dedi Lisa "Tamam" Dedi jennie unnim
Yanına ki siyah bavulu kucağına koyup açmaya başladı. Açtığında hepimiz gördüğümüz manzarayla şok olduk.
Bavulun içinde siyah erkek iç çamaşırı vardı! Jisoo unnim aynı anda Lisa'yla benim gözümü kapatıp Jennie unnime döndü.
"Jennie bu ne !?" Dedi "Unni bilmiyorum hâlbuki bavulun benim olduğundan emindim." Dedi
Jennie unnim bavulu kapatınca Jisoo unnim gözümüzdeki ellerini çekti. Jennie unnim bavulun yanında asılı olan etikete baktı. "Min yoongi mi ?!" Dedi bağırarak "Aishh cidden!" Dedi Jennie unnim sinirle
Telefonunu çıkartarak etiketin altında yazan telefon numarasını girmeye başladı. "Aynı filmlerdeki gib-" Jisoo unnim Lisa'nın kafasını vurunca Lisa susup kafasını ovalamaya başladı.
"Çalıyor ama açmıyor!" Diyerek telefonu kapattı. "Bir dakika şimdi bu bavulun sahibi Min Yoongi bangtan'ın rapçisi olan Suga mı ?" Dedi Lisa, hepimiz aynı anda ona döndük.
O da 'Tamam sustum' dermişcesine kollarını bağlayarak geriye yaslandı. "Off unni ne yapacağım ?" Dedi Jennie unnim "Ne demek'Ne yapacağım ?' Gideceksin gizlice onun bavulunu verip kendininkini alacaksın" Dedi Jisoo unnim
Jennie unnim saçlarını karıştırıp cama döndü. Jennie unnimin telefonu çalınca hepimiz ona döndük.
"O arıyor ne yapacağım !?" Dedi "Açsana jennie!" Diye bağırdı Jisoo unnim, Jennie unnimde telefonu açıp hoparlöre aldı.
+Alo
-Sen Kim Jennie olmalısın ?
+Evet
-Ben Min Yoongi, yarın saat 8'de gel bavulunu benden al
+Pardon ben niye geliyorum ? Sen gel, tanrı aşkına bu nasıl bir terbiyesizlik!
Telefonu kapattığında şaşkınca ona bakmayı sürdürdüm. "Cidden bu ne ya ?!" Dedi Jennie unnim sinirle
Araba durduğunda geldiğimizi anladık. Şoför kapıyı açınca indik. Jisoo unnim telefonu çalar çalmaz koşarak gitti.
Bizde hep birlikte eve girdik. Jennie unnim bavulu yere atarak tekmelemeye başladı. "Terbiyesiz herif! Önce git kadınlarla nasıl konuşulur onu öğren!" Diyip tekrardan vurdu.
Jisoo unnim koşarak geldi. "Kızlar bugün erken yatın yarın saat 7'de şirkette olmalıyız Yang başkan çağırıyor!" Dedi "Aishh o adamın ismini duyunca tüylerim diken diken oluyor" Dedi Lisa
Hepimiz o adamdan nefret ediyorduk çünkü Jennie unnimle Kai oppanın ilişkisi ortaya çıktığında Jennie unnimi dövmüştü ve ceza olarak ölümcül diyetlere soktu.
Sonuç: ikisi ayrıldı Jennie unnim bir çok kez intihar girişiminde bulundu o yüzden Jisoo unnimle Jennie unnim birlikte kalmaya başladı.
"Tamam, hadi herkes yataklara!" Dedi jisoo unni, hepimiz odalarımıza dağıldık. Hızlıca pijama takımımı giyinip yatağıma girdim.
