Selam Kurabiye Halkım 👋❤
Aşık olduğum bir bölüm oldu bu bölüm.Gerçekten deli gini yorumları bekliyorum.🤗
Medya'yı açarak okuyalım lütfen...🎶
____________________☆___________________
●Hayallerin Ötesi●Değişken olan ruhlarımız, bedenimiz,
düşünce ve hissiyatımız değildi.Bunları değiştiren şartlar,türlü türlü oyunlar en önemliside benliğimizi mahşerin tam ortasına iten bir senarist vardı.
Isyankarlik bir işe yaramazdı.Sonuca varmak,ayakta kalmak,kaleyi devirmemek için oyunun sonunu beklemek şarttı.O yüzden herşeye açık olacaktın.Kuralların ,bedenin,düşünce ve hissiyatlarının bir an bir saniyede değiştirilmesi ayakta kalmak için arka plana itilecekti.Kaleyi sağlamlaştırmak,içinizdeki duygudan vücud bulan askerleri güçlendirmeye yetmez belki ama önemli olan kalenin duvarlarını yıkmadan seyircilere gücünü göstermekti.O yüzden önemli olan içimizdeki savaş değil karşıya ne yansıttığımızdı.Ne yansıtıyordum ben?Ben bu düzene uyuyormuydum?Benimde içimde sayısız duygu,his,karmaşık ruhum,benliğimden bağımsız hareket eden bir bedenim vardı.Ben size ne yansıtıyorum?
Deniz ile sahil boyu yürüyüp konuşmuştuk o akşam.Mina sayısız kere beni aramış sonunda açtığımda ise drama bağlayıp gelmem için yalvarmıştı.Ne olduğunu anlamadım ona ama bugün onu çok yorduğumun farkındayım ve bunun için ona kocaman bir teşekkür borcum vardı.Deniz diyordum ben size.Sahi ya ne ara sarı kafayı unuttum ben.
Unutmasam iyi olur en azından canımı sıkınca cepte dursun söylerim.Ama ismi gerçekten güzelmiş.Zaten bu gözlere başka isimde giydiremezdim doğrusu.O mavileri ilk gördüğüm an benzetmiştim zaten denizin binbir tonuna.Keşfettiğim kadarıyla değişik bir karakteri vardı,bir anı bir anını tutmuyordu .Bir an tüm ciddiyetiyle karşımda, bir an parmaklarımızı birleştirmek için gülümsüyor.Onu anlamadım ama anlamasam bile onu tanımak için geri çekilmiyordum.Belki doğru değildi onu tanımak bilmiyorum.Ona karşı düşüncelerimin sertliğinin neden birkaç saat içinde değiştigine verecek bir cevabım da yoktu.
Konuştuk durduk saatlerce yürüken.Bana resimle geçtiği anılarını ,resime karşı bakış açısını anlattı.Bende en azından bu konuda
fikirlerimi ve kendi hayallerimi söyledim.Bana özeli varsa anlatmadı neden anlatsın ki ?Belki benim ona olan uzaklığımı oda bana karşı kullanıyordu.Buna biŕsey diyemezdim sanırım oda bana anlayışla yaklaşıyordu."Seni bir kaç saat bile olsa tanımak güzelmiş Deniz."dedim artık konuşmanın sonuna geldiğimizde.Saat gece 12'ye geliyordu.Mina'nin yanına gidip sonrada mezarlığa gitmeliydim.Bakmadi bana, bir süre bakışlarını denizde tuttu.
"Beni daha tanımadın Güneş...Ben buna izin vermedim."dedi düz bir sesle.Anlamamıştımsözlerini.
Bakışlarını bana çevirdiğinde konduramadığım duygular vardı.Bazen bir damla duygu hissettirmeyen gözleri bazende hüzün,neşe,huzur,öfkeyi hissettiriyordu bana.Benim onda hissettiklerim bunlardı ama o gözlerde yaşayan gerçek hislerin ne olduğu çözemiyordum.Karışıktı bu maviler.
Bu yüzdendir onu tutarsız buldugum karakterinin bir sebebide bu olması.Onu anlamadığımı fark ettiki gülerek başını iki yana salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gün Batımı
RomanceMilyonda bir görülen bir hastalık. "Kseroderma Pigmentosum" Ve bu hastalığa mahkum genç bir kız. Hayatında hiç Güneş'e çıkamayarak sosyal yaşama meydan okuyor... Bu hastalık kendisine yanlızlığı,çaresizliği ve psikolojik sorunlar yaratırken karşısın...