Selammss Kurabiye Halkı'm❤
Yeni bölümle Gün Batımı'na hoş geldiniz.
En sevdiğim kurabiyelerim.
Yorumlarinizi okumak için sabırsızlanıyorum hadi hemen girelim bakalım bizim aptal kız ve sarı kafa neler yapıyor...😉_____________________☆__________________
●Oyun Bozan●
Oyun demiştik.Oyun bozan demiştik kadere.Bilirmisin aslında bir gölge oyununa benziyordu bu oyun.Herkes çocukken oynardı ,ben büyürken bile oynuyordum.
Gece'nin zifiri ve Ay...Bunlar oyunun elemanlarıydı.Bende sahnede oynayan figür.Kurallar açıktı....Gece çökmeseydi figür sahneye çıkamazdı.Ay doğmasaydı oyun oynanmazdı.Bende bir figürüm.Bu ikiliyle bir oyundaydım.
Ne zaman ki Ay doğmazsa oyunun perdeleri kapanırdı.Ne zaman ki Gece örtüsünü kaldırırsa bende perde önüne çıkamazdım...Dünya adı verilmiş bir fanusta oynuyordu bu oyun.Fanustan çıkmak isterim.Oyunun bitmesini,sahneden çekilmeyi...Ama oyunda bir eksik var dedi yazar.
Bir baykuş...
Kimdi o baykuş bilmiyorum ama onu bu gölge oyununa gelmesinden bir yandan delicesine korkuyor bir yandan oyunu yanlız oynamayacağım için seviniyordum.Ama bu mümkün mü?Baykuş figür ile arkadaş olurmu?Peki baykuş rolünü sevicek mi?Belkide senaryoyu okursa hiç düşünmeden buruşturup atıcak sayfaları.Bir sorun daha doğardı ki oda hepimizin bildiği birşeydi.Oyunu başlatan kader tekrar oyunu bozarmıydı?
Soruyorum şimdi o baykuş nerede?
O baykuş tamda karşında diye seslendi
senaryo...Yazar oyuna yeni birini daha alıyordu demek.Bize sormadan zorla koyuyordu fanusa.Üstelik sadece bizim hikayemiz demiştim ona.Ben oynayacağım ben kurmak istiyorum demiştim.Oyunumuzun yazarı kaderdi ve o çok oyunbozandı..."Bu çok adice bir tehdit!"dedim sinirle tırnaklarımı avucumun içine geçire geçire.Derin bir nefes alıp ellerini pantolonunun ceplerine soktu.
"Bak karşımda başka biri olsa şuan çoktan kapıdan ellerinde kelepçeyle çıkıyordu.Bence fazla merhametliyim.
Hem bu senin kârına olucak daha fazla müşteri alıp kendini daha fazla tanıtabileceksin."Dediklerine aldırış etmeden aklıma takılan soruyu sordum bu sefer"Şimdi ben bu teklifi kabul ettim diyelim.Sen ne yapıcaksın pastanemde?"sırıtması daha bir büyüdü ve elleri ceplerinde arkasını dönerek başıyla duvardaki tabloyu işaret etti.
"Resim"dedi omuzunu silkerek.Resim mi?Bu adam hırsızlıktan nasil ressamlığa geçti ya?Pardon o hırsız değildi!
"Sen burda resim yapacaksın bende pasta öylemi?"diye sordum kaşlarım havaya kalkık olayı anlamaya çalışarak.
"Evet pastane bir nevi resim galerisi olucak.Zaten baya büyük bir mekân masaları ortaya alırsak duvarlar ve duvar önlerine tabloları yerleştirebiliriz "dedi kafasinı kaldırıp etrafını incelerken.Evet biz annemle hep ufak bir pastanemiz olsun isterdik ama bu pastane baya büyüktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gün Batımı
Roman d'amourMilyonda bir görülen bir hastalık. "Kseroderma Pigmentosum" Ve bu hastalığa mahkum genç bir kız. Hayatında hiç Güneş'e çıkamayarak sosyal yaşama meydan okuyor... Bu hastalık kendisine yanlızlığı,çaresizliği ve psikolojik sorunlar yaratırken karşısın...