Ablamın ölüm haberini alır almaz dağılmıştım. Dünyam bir anda kararmış ve başıma yıkılmıştı. Hayatta en değer verdiğim insan şuan yoktu.
Bunlar aklıma geldikçe gözlerimden dökülen yaşların sayısı artiyordu. Bu acının tarifi yoktu. Hani bir yerini kesersin ya... ama bu kesik derin ve bir o kadar da büyük olsun... hissettiğin şuan yaşadığım duygunun yanında kırıntı gibi kalırdı. Bu acı o kadar basit değildi.
" Hanımefendi. Mendil ister misiniz?"
Başımı yaslanmış olduğum camdan çekerek bana seslenen hostese baktim. Sarı saçları ve bakımlı yüzü ile bana mendil uzatiyordu.
" Teşekkür ederim. Acaba ne zaman ineriz?" Diye sordum aglamakli sesimle. Çıkan bu sesin benim sesim olduguna şüpheye düştüm ilk. Çünkü bu ses yüksek dozda acı ve caresizlik doluydu. Ben ne zaman bu kadar aciz olmustum ki? Ne zaman bu kadar yalniz...
" Bir saat sonra ucagimiz Istanbul hava alanına iniş yapacaktir."
Sorduğum sorunun cevabını aldıktan sonra hostesin bana uzatmış olduğu mendili aldim ve yanaklarimdan süzülen yaşları sildim. Ben sildikce yanaklarim tekrar islaniyordu. Bunun bir sonu yok diye düşündüm.
Tam bir saat sonra sarışın hostesin de dediği gibi Istanbul hava alanına indik. Yolcular bir bir inerken inme sırası bana gelmişti. Uçaktan indigimde sirket arabasi beni bekliyordu. Siyah gözlüğümu de takarak arabaya doğru ilerledim. Arabanın arka kapısını açarak içeri oturdum.
"Hoşgeldiniz Ilbige Hanim." Dedi Ahmet amca dikiz aynasindan bana bakarak.
" Hoş bulduk Ahmet amca. Babamlar evdeler mi?" Diyerek siyah gözlüğü gözümden çıkardim ve cantamin içine attim.
"Herkes sizin evde." Dedi.
Sesindeki kirginlik yok sayilamayacak denli fazlaydi. O da uzulmus içten ice kahroluyordu. Ablamin üzerindeki emegi çok fazlaydi. Ablam ve ben doğmadan önce bile Ahmet amca babamla calisiyordu. Sadakatinden asla şüphe duymadigimiz yegane insandi.
Şuan herkes bizim evdeydi. Herkesin içinde bir alev parçası büyüyüp gidiyordu. Annem ve babam perişan olmuslardir. Durumlari gozumun onune geldikçe içim burkuluyordu.
Ablamin neden böyle bir şey yaptığına anlam veremiyordum. O hep hayatı seven insanlar ile barışık biri olmuştu. Benim aksime fazla sosyal ve sıcak kanliydi. Hiç kimse ile sorunu olmayan kendi halinde 25 yaşında bir kızdı sadece.
Durup dururken böyle bir şey yapmış olduğuna inamiyordum. Insanmak istemiyordum.
Yol boyunca bunları düşünürken çoktan yaliya gelmistik bile. Dusuncelerimi dağıtan Ahmet amcanın sesi ile gerçek dünyaya döndüm.
" Geldik kızım."
Buruk bir şekilde basimi sallamakla yetindim. Arabadan indigimde açık hava cigerlerime baski uyguluyordu. O an bu basınç ile cigerlerimin patlamasini ve ablamin yanına gitmek istedim. Ama daha sonra annem ve babami bir kez de ben vururdum. Bu sefer ve temelli cokerlerdi. Bunu onlara yapamazdım.
Evin zilinin çalarak kapının açılmasını bekledim. Aglamaktan şişen gözlerim fena halde yaniyorlardi. Bir süre sonra kapinin acildigini isaret eden tok bir ses duyuldu. Ardindan da kapı tamamen acildi.
"Hoş geldiniz Ilbige Hanimim." Dedi Ayşe Teyze. Onun da sesindeki acı bariz ortadaydı. Bugün herkesin yüreği kan agliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Gül
RomanceSigaranın zehirli Aromatik kokusunu burnumdan beynime direk yollarken, gözlerimi kapayip kafamın ziyaretinde midemin icinde Yüzlerce tur atmasını bekledim. Nefesimi geri Bir olmak ufledigimde Bir akcigerlerimdeki O Lanet olası minicik kapsülleri Tek...