6. Bölüm ✖ "YARA"

594 48 50
                                    

Hayatta en nefret ettiğim insan ile şuan spor salanunda yalnız olmamız yetmiyormuş gibi birde haddinden fazla yakindik. Son yaptığı şey ise sinirlenmem için yeterli bir sebep oluşturuyordu.

"Senin kadar yüzsüz birini daha görmedim. Bir hafta önce birlikte olduğun ölen kızın kardesiyim ben! Sen buna rağmen piskinliginden taviz bile vermiyorsun. Kalbin yerine kasıklarınla hareket etmeyi bırak seni serseri! " Diyerek yüzüne bir tokat attım. Yüzü öyle sertti ki tokat attığım elimin içi yanıyordu. Bir anlık boşluğundan faydalanarak kendimi ondan kurtardım. Ne tepki vereceğini merak ediyordum, bu nedenle gözlerimi ona diktim.

"Sana gelecekte ne olacağını söyleyeyim mi küçüğüm? Altımda zevk çığlıkları atacaksın ve bende bundan büyük keyif alacağım." Bu cümleyi öyle sert bir şekilde soylemisti ki kelimeler bende tokat etkisi yarattı.

" Karşıma çıkma bok herif! " Diye bağırdıktan sonra spor salanunda çıktım. Öğle arasında oldugumuz için okulda hiç kimse yoktu. Sınıfa girecegim sırada üstümü düzelttim ve öyle girdim içeri. Beyza kahvesinden bir yudum aldı ve masaya birakti.

" Nerede kaldın kızım kayboldun filan sandım." Dedi.

"Babam ile konuşmamız uzun sürdü. Ee sen bitirmissin her şeyi bir şey kalmamış ki?" Dedim tatlı tatlı.

" Şey... Seni beklerken acıktım da... Ama sana alabilirim hemen."

" Hayır canım ne gerek var. Ben aç değildim zaten. Bir kahve yeter bana." Diyerek hala sıcak olan kahvemden küçük bir yudum aldım. Az önceki olayları unutmaya calisiyordum. Hiç yaşanmamış gibi...

" Bugün Savaş buradaydi." Dedi Beyza.

Küçük bir yudum kahve bogazimda taş etkisi yaratmıştı. Oksurerek elimdeki kahveyi masaya birakmaya çalıştım ama çok zordu. Her öksürdüğümde boğazımdaki düğüm daha da büyüyor, nefes almamı engelliyordu.

" Ver. Ver. Ne oldu kızım birden sana?" Diyen Beyza oksurmemden dolayı sallanmakta ve her an dökülmek üzere olan kahveyi elimden alarak masaya bıraktı.

Oksurmem biraz geçtikten sonra "Savaş Bey mi? " dedim. Sesim tam da... Bok gibi çıkmıştı. Lanet olsun! Çantamın içinden su sisesini çıkardim ve seri bir şekilde kapağını açtım. Beni de öldürecekti bok herif! Hem de hiç bir şey yapmadan, ismiyle! Şaka gibi. Kahvenin neredeyse gerçek anlamda burnumdan gelme olasılığını düşündükçe... Iğhh!

"Savaş sence de çok karizmatik değil mi? Biskolata erkeklerine benziyor kereta." Beyza'nın bu cümleyi kurması ile ağzımdakı suyu püskürtmem bir oldu. Kesinlikle benim ölümün de onun yüzünden olacaktı.

"Ilbige ne yapıyorsun kızım sen? Her yer gölet oldu." dedi üzerine gelen su damlacıklarını eliyle silmeye başladı.

Cantamdan selpak çıkararak ilk agzimi sildim. Daha sonra da masamin islanan yerlerini. Peçeteyi çöpe attıktan sonra Beyza'ya dönerek "Bana burnu havada bir hovarda gibi geldi." Dedim.

" Kesinlikle öyle ama ben tipini söylüyorum. Hani dışı sizi içi bizi yakar cinsler var ya. Aynı ona örnek. Geçen hafta haberlerde gördüm. Eski sevgilisi intihar etmiş. Neydi kızın adı?.. hıh Bilge. Bilge Yakamoz. Yazık kıza ya. Onun için degmezdi. Kız çok da güzeldi." Dedi buruk bir şekilde. Ablamın adını duyduğum anda kalbime bir sızı düştü.

" Beyza, sana bir şey soyliyebilir miyim?" Dedim.

" Elbette. Seni dinliyorum." Beyza gözlerimin içine bakarken bunu söylemek çok zor geliyordu bana. Kim ablasının ölümünü su gibi söylerdi ki? Hiç kimse.

Siyah GülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin