Üçüncü Mıntıka | Regulus Black + Açlık Oyunları

5: Haraç Kuraları (Bölüm 1)

-Joutsen-

Cadılar bayramına kadar Muggle Açlık Oyunları hakkında konuşmayan bir öğrenci bile kalmadı ki buna aşırı saçma bir şekilde birinci sınıflar da dahil olmuştu. Dördüncü sınıflar ve üstleri akıl hocası olmak için mümkün kılınsa birbirini öldürmek için hazır gibiydi. Herkes akıl hocası olmak istiyordu, tamam bazılarına para ödülü cazip gelmişti, ama herkes Açlık Oyunları gerçeğini gözardı ediyordu. Sihir Bakanı kırk haraç demişti yani kısa süre içinde seçilen kırk kişi ölümcül bir arenaya koyulacaktı ve otuz dokuzu yok yere canlarından olacaklardı. Bu fazlasıyla sinir bozucuydu üstelik bunun sorumlusu biz, bizim ailelerimiz olacaktı.

Biri ne zaman çıkıp da bunun korkunç bir şey olduğunu dile getirmek istese, ona korkunç bir şey görmek istiyorsa portre odasına bakması söyleniyordu. Hele ki eleştiri sahibi eski haraçlardan birinin yeğeni gibi bir şeyi ise bir dövmedikleri kalıyordu. Tartışmaların üzerine Valerie Katie'yi bulduğumda, kız delirecekmiş gibi görünüyordu. Slytherin Ortak Salonu'nun bir köşesinde oturmuş, ellerini saçlarına götürmüş bir halde söyleniyordu "İnsanların aptallıklarına sabretmeliyim! Hayır, sabırlı ol. Aptal olmak onların tercihi değil ama sen sabırlı olabilirsin."

"Neyin var, VK?" diye sorduğumda başını bana kaldırarak "Joutsen," dedi "sonunda aklı başında biri!.. İnsanların durmaksızın Muggle Açlık Oyunları hakkında konuşmaları ve büyük hayranlıkla bu vahşeti savunmaları... Kontrolden çıkmamaya çalışıyorum." Şöminedeki harlanıp dinginleşen ateşe bakacak olursak öfke kontrol konusunda pek de başarılı olduğunu söylemek mümkün değildi. "Amcanla görüşmen nasıl geçti?" diye sordu.

"Pek iyi geçtiğini söylemem mümkün değil. Aramızda bir tatsızlık yaşanmadı, neyse ki, ama bilirsin işte, büyükler sürekli bizi dizginlemeye çalışırlar. Okuldan kaçmaya çalıştığım için haliyle kızdı ve annemi korkuttuğumu söyledi. Annemi korkutmak istemezdim ama zaten onun yanına gitmeye çalışıyordum... Babam hakkında hiçbir şey söylemedi. Bir şey olmuş olsa söylemeyi unutacak değil; ya bir gelişme yok ya da benden saklıyorlar." dudak büküp oflayıp pufladı "Bizde de durum aynı. Kardeşlerimle farklı farklı zamanlarda baykuş gönderiyoruz ama annem sürekli bir yanlış anlaşılma olduğunu söyleyip duruyor. Çocuğuz belki evet ama o kadar da küçük değiliz. Yanlış anlaşılma olsaydı bu kadar uzamayacağını biliyorum. Belki o anlatır diye Rabastan'a yazdım ama o da henüz cevap vermedi."

Valerie Katie'nin, babası Azkaban'a gönderildikten sonra ne kadar üzüldüğüne bizzat ben şahit olmuştum. Kimse bir çocuğa babasının arkasından ağlamamasını söyleyemezdi ama herkes ondan aynen bunu bekliyordu. Kardeşleri için sabırlı olmalı ve güçlü durmalıydı. Bunun yanı sıra kontrol edilemez, derinleşmiş veela gücü yüzünden duygularına hakim olmalıydı. O ağladıkça şömine ve meşalelerdeki ateşin ne denli harlandığını görüyordum ve hepimiz için ürküyordum.

Yerimden kalkarak Niall Purdy portresinin karşısına geçtim "Sen babamı, Regulus'u ve Rabastan'ı tanırdın, Niall. Şimdi bu yaşananlara, yaptıklarına bir anlam verebiliyor musun?" Niall, Hogwarts'taki en hüzünlü ve mutsuz tablolardan biri olunca verdiği cevap da sahip olduğu sıfatların hakkını vermiş oldu: "Ben Mugglelar Hogwarts'ı ele geçirdiğinden beri yaşanan hiçbir şeye anlam veremiyorum. Şimdi benden yaşadıklarınızı yorumlamamı beklemeyin. Kaldı ki ben neden öldüğümü bile hiçbir zaman anlayamadım."ona yok yere öldün demek istedim ama sustum. Eski bir tablo olabilirdi ama babamın arkadaşı olduğu için ona saygım vardı.

"VK-" dedim kızın yanına dönerek ama Valerie Katie lafımı böldü "Belki de olayları yorumlaması için Evan ile konuşmalıyız ya da Valerie veya Winter ile konuşsak bile olur. Yani bir ihtimal olabilir." Kontrolsüzce kahkaha attım, sanırım ben de deliriyordum "Evan mı?" babamın en yakın arkadaşlarından biri ve bir de dayım olduğu için eğitim hayatım boyunca beni sık sık taciz etmişti, onun tabiriyle musallat olmuştu, ama hiçbiri beni onun son eylemleri kadar kızdırmamıştı " Olmaz." diye ekledim "Evan bu sıralar sapıtmış bir halde. Açlık Oyunları fanatiklerini destekleyip, onları gaza getiriyor."