Pek sık görünen bir durum değildi ama bugün güne erken başladım. Saat dokuz gibi 'erken' de değildi üstelik, uyandığımda saat yediye geliyordu. Yataktan kalkıp, terasa çıktığımda Dominic yanıma geldi. Aynı odada kaldığımız için teras kapısını açtığımı duyunca onun da uykusu bölünmüştü. Terastaki karşılıklı koltuklara oturarak ona baktım. Aklıma bir anda, yağmalama zamanında birlikte balkonda konuştuğumuz an geldi. Kendi canı sıkkınken bana motive edici bir konuşma yapabilmişti.
"Hava bayağı soğukmuş." dedi kollarını sıvazlarken. Dudak büktüm "Doğrudur. Açlık Oyunları'ndan beri soğuk hava beni pek rahatsız etmiyor. İlginç bir durum." Güldü, ben de gülmeye çalışınca "Senin neyin var?" diye sordu. "Yarın Ace Sirius'un doğum günü ve muhtemelen hayatının en kötü doğum gününü geçirecek. Düşünsene, bir anda babanı tutukluyorlar ve daha sonra onun öldüğünü öğreniyorsun. Okulda olduğun için elinden gelen hiçbir şey yok. Sadece Ace Sirius değil, diğer tüm çocuklarım beni affetmezlerse haklılar."
"Tabii doğru, sizin nüfus biraz kalabalık." dedi "Küçük çocuklar affedicidir; seni karşılarında gördükleri anda boynuna sarılacaklardır ya da babam hortladı diye senden kaçabilirler de... Joutsen'in Valerie Katie'ye onun da Evan Niall'a durumu izahat ettiğine eminim. Bunun için korkman gereken kişi çocukların değil, karın." başımı arkaya yaslayarak iç geçirdim "Merlin! Kat beni öldürecek." başımı dikleştirerek ona baktım "Dua et sen de Kat'in öfkesinden payını alma."
"Öyle çıtır bir şey değilim ama yine de ölmek için genç sayılırım." dedikten sonra güldük "Ayrıca Katie hem Swan'ı hem de Joutsen'ı çok seviyor. Onları üzmemek için bana dokunmaz... Yani umarım öyle olur." öyle mi dercesine kaşlarımı kaldırdım "Tabii seni öldürmek için Swan'dan Katie'ye sıra kalmayabilir. Ya da annenden, babandan veya ağabeyinden... Merlin! Sevdiğimiz tüm insanlar bize çok kızacaklar."
"Sanırım bu işin sonunda hanımlar bizi boşayacaklar." dediğinde bön bön suratına baktım "Evlenirken bozulmaz yemin ettik. Bizi boşayamazlar." omuz silkti "Gerçek anlamda boşayamazlar belki ama bizi terk edebilirler. Annem genç bir kızken zorla evlendirildiği, bunak kocasından babama kaçmış. Çift nikahlı olduğu için büyükannem ondan nefret ediyordu. Sonra ağabeyim ve benim doğmamız durumu pek de değiştirmemiş." Biraz ürkerek "Sence korktuğumuz olursa ve eşlerimiz bizi terk ederlerse, başkasıyla evlenirler mi?" diye sorunca Dominic'in rengi attı "Umarım ne başkasıyla evlenirler ne de bizi terk ederler."
Terasa gelen üçüncü kişi Amy oldu ve benim çaprazıma oturdu. Uykudan henüz uyandığı için gözleri şişmişti "Sabahın köründe ne dırdır konuşuyorsunuz? Sesinizi alt kattan duydum." Dominic ona bakarak "Eşlerimiz." diye yanıtladı "Tüm bunların sonunda bizi terk edeceklerini düşünüyoruz." Amy sabahlığını giyerken kıkır kıkır güldü "Dominic, ben seni bulduğumda akıllı bir şeydin. Ne oldu, çiftleşirken tüm zekanı oğluna mı geçirdin? Keşke kendine de bıraksaydın biraz... Katie ve Swan sizi terk edecek olsalardı bunu bugüne kadar defalarca kez yapabilirlerdi zaten."
Dominic bacaklarını yana uzatarak iyice yayıldı "Oh be! Swan'ın beni terk edeceğine dair hiç korkum kalmadı artık." Amy göz ucuyla, kaşlarını kaldırarak Dominic'e baktı "Bana kalırsa, siz eşlerinizi sevmiyorsunuz. Livia ile bana bakın bir de. Mutlu muyuz? Beraber mutlu oluruz. Boka mı batıyoruz? Beraber boka batarız. Bizim de bir kızımız var ve onun ebeveynleri olarak her ne olursa olsun Suki için yapabileceğimiz en iyi yaşam standartlarını sunmak zorundayız. Kaçıp, saklanarak ya da yalandan intihar mektubu yazarak ne iyi bir ebeveyn ne de iyi bir eş olunuyor. Muggle evlilik yemininde der ki: 'iyi günde, kötü günde; hastalıkta ve sağlıkta' siz eşlerinizle Açlık Oyunları'na gittiniz ve Regulus, kabul etmeliyiz ki Katie olmasaydı hepimiz ölmüştük. Şimdi neden onları geride tutmaya çalışıyorsunuz? Zaten büyük bir savaş çıkmayacak mı? Eninde sonunda çocuklarınız bile savaşın bir parçası olacak."
![](https://img.wattpad.com/cover/230952561-288-k736009.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üçüncü Mıntıka | Regulus Black + Açlık Oyunları
FanfictionMıntıka Serisi'nin ikinci kitabıdır. Dünyaların Dokunulmazlığı Antlaşması yapıldıktan sonra her şey normale dönecekti. Döndü de... Ya da biz öyle sanıyorduk. Kim bilebilirdi ki intikam için yanıp tutuşanların bir gün hem büyücü hem de Muggle dünyas...