-Katie-
Alttan hızlıca kayan isimleri okurken ekrana bakakaldığımda Swan'ın salya sümük ağlama sesiyle anca kendime gelebildim. Joutsen, oğlu, akıl hocası seçilmişti ama o sanki ismi Açlık Oyunları kurasından çıkmış gibi davranıyordu. Koluna dokunarak "Swan," dedim sakin sakin "ağlama! Neden ağlıyorsun?" Onu biraz da olsa teselli etmeye çalıştım "Bak, Valerie Katie de akıl hocası seçilmiş. İkisinin ayrı düşmemesine sevindim. Çocuklarımız bir arada, güvende olacaklar. Birbirleri dışında otuz sekiz öğrenci daha yanlarında olacak."
"Anlamıyorsun!" diye uludu "Önce Dominic'i kaçırdılar; ne ölüsüne ne de dirisine ulaşabildik, şimdi de oğlumu alacaklar! Senin kızına da rahat vermeyeceklerdir!" ondan böyle bir komplo teorisi duymayı beklediğimi söyleyemem ama yaşadığı üzüntüyle bunları düşünmesini normal karşılayarak cevap verdim "Bu saatten sonra kimse Joutsen'a bir şey yapamaz. O bir akıl hocası oldu artık... Bırak ortadan kaybolmasını, ayağına taş değse ortalık ayağa kalkar. O artık dokunulmaz; hem büyücüler hem de Mugglelar tarafından."
İnce parmaklarını gözlerine bastırarak gözyaşlarını sildi "Hyena ortalık ayağa kalksın istemiyor mu zaten? Bunun için neden bu çocukları kullanmasın? Eğer bu çocuklardan birine bile bir şey olursa ve bunu başarıyla basına yansıtmayı becerirse, insanlar Muggle Açlık Oyunları fikrine daha sıkı sarılır ve onaylayan sayısı her geçen gün artar... Ben okula baykuş gönderip, Joutsen'ın akıl hocası olmasına izin vermediğimi bildireceğim."
Can sıkıntısıyla ofladım "İkinci Büyücü Açlık Oyunları'nda Mugglelar haraçları çok kısa bir süre içinde Hogwarts'tan Haraç Merkezi'ne götürdü. Ulaşım büyücüler için çok daha basit. Yani demem o ki akıl hocaları çoktan Haraç Merkezi'ne götürülmüş olabilir." Swan oflayıp yanaklarını şişirirken, Winter Jade karşıma geçti "Anne, yakında babamdan bir mektup gelecek! Baykuşlar bu adayı bulabilir, öyle değil mi? Vivien Crystal, adanın büyülerle korunduğunu söyledi."
"Vivien Crystal'ın bahsettiği büyüler Muggle karşıtı büyüler." diye yanıtladım "Tıpkı bizim evimizde olduğu gibi. Yani baykuşların gelememesi için bir engel yok. Hem sen babandan mektup geleceğini nereden duydun?" Sanki yaşına uygun olmayan filmleri nereden izlediğini sormuşum gibi, suçlarcasına televizyona işaret etti "Az önce altyazı geçti. Bakan Hyena, babamın Azkaban'daki hücresine parşömen ve tüy kalem istediğini söylemiş. İstediklerini göndermişler. Parşömen ve tüy kalem aldığına göre, bize mektup yazacaktır."
"Ben de öyle düşünüyorum." dedim onu alnından öptükten sonra "Ama pencerenin önünde oturup o mektubun gelmesini beklersen zaman hiç geçmez. Git, kardeşlerinle oyna ya da izlemeye değer bir şeyler bulun." saçlarını okşarken koşarak içeri geçti. Swan başını bana çevirdi "İzlemelerini istemiyorsan oturma odasındaki televizyonu kapatabiliriz." Başımı iki yana sallayarak "Açık kalsın, sorun değil." dedim. Birbirlerini boğarcasına oyun oynamalarındansa televizyon izlemeleri daha iyiydi. Ya da değildi... Bilmiyordum. Çocuk gelişiminden pek de anladığım söylenemezdi.
Reklamlar bitince yeniden haraç kuralarına döndük. Yayın yirmi birinci bölge olan Leicester'da devam ediyordu. Sunucu kadın yüzünde memnun bir gülümsemeyle yeni haracın, ki bence kurbanın demek daha uygun olurdu, ismini okudu "Leicester haracı Owen Locke!" bir anda sessizlik çöktü. Kameralar kalabalığı çekerken kimse kılını bile kıpırdatmıyordu. Genelde haraç seçilen çocuklar yanındaki çocukların, aradığınız kişi ben değilim dercesine ondan uzaklaşmasıyla kendini belli ederdi. Sunucu cadı "Owen Locke!" diye tekrar etti "Hadi, utanmana gerek yok!"
Utanmak mı? Bana kalırsa çocuk, ben hayatımı seviyorum tepkisi gösteriyordu. Biz Owen Locke'u göremeden yayın Birmingham'dan devam etti. Swan gözlerini kısarak "Locke!" dedi ve güldü "Bizim lanet müdirenin torunu falan olmasın!" Dudak büktüm "Karen Locke genç görünen bir kadındı ve hiç de çocuğu varmış gibi görünmüyordu. Hogwarts savaşında öldüğünü düşünürsek, Hogwarts ele geçirildiğinde çoktan anne olmuş olması gerekiyor." Swan omuz silkti "Belki genç anne olmuştur ya da bizim düşündüğümüz kadar genç değildir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üçüncü Mıntıka | Regulus Black + Açlık Oyunları
FanfictionMıntıka Serisi'nin ikinci kitabıdır. Dünyaların Dokunulmazlığı Antlaşması yapıldıktan sonra her şey normale dönecekti. Döndü de... Ya da biz öyle sanıyorduk. Kim bilebilirdi ki intikam için yanıp tutuşanların bir gün hem büyücü hem de Muggle dünyas...