"Siz iki geri zekalı sorunlarınızı halletiğinizden beri eskisinden daha yapışık görünüyorsunuz, sebebini öğrenebilir miyim?" Jeongguk dirseklerini masaya yasladı ve bir Jimin'in keyifli suratına, bir de Hoseok'un kızarmış yanaklarına bakıyordu. Onları sadece bir ders görmemişti ama olana da bakın, üçüncü tekerlek gibi hissediyordu.
"Sanırım bir kavgaya ihtiyacımız varmış," Cevap veren Jimin olmuştu.
"Kavga mı ettiniz?" Jeongguk kaşlarını kaldırarak sorduğunda ise Hoseok başını iki yana sallayarak "Öyle değil," dedi. "Biraz atıştık yalnızca."
"Ama ne atışma!" Jimin, baş parmağını gülerek dişleri arasına sıkıştırdığında Hoseok'tan dirsek yedi. Gülüşü bozuldu ve yüzünü buruşturdu. "Ne yapıyorsum amına koyayım?" Elleri karnına gitti ve ovaladı.
"Siz bir şeyler çeviriyorsunuz..." Jeongguk şüpheli bir surat ifadesi takınarak gözlerini kıstı.
"Yok öyle bir şey." Hoseok yalanladığında Jeongguk başını soluna yatırıp kaşlarını kaldırdı. Bir süre göz hapsine alınan Hoseok'un ezilip büzülmelerine dayanamayan Jimin ise el atmıştı. "Ona seni bir eteğin içindeyken kucağımda görmek istiyorum dedim ve o da sanırım üslup konusunda biraz gelişmem için karnıma bir yumruk geçirdi, sonra da-"
"Jimin!"
Hoseok sözünü kesse de Jeongguk çoktan anlamış ve irileşen gözleriyle "Öptün değil mi lan ayarsız?" diye sormuştu. Hoseok çığlık atmak istiyormuş da yapamıyormuş gibi yüzünü elleri arasına gömdüğünde Jeongguk yeniden Jimin'e bakmış, onun alt dudağını dişleri arasına alarak başını salladığını görmesiyle "Hassiktir ya, olmuş cidden." demişti.
Jeongguk gülerek arkasına yaslandığında Hoseok "Bu konu hakkında konuşmuyoruz." dedi. Hemen ardından da Jimin "Neden öyle diyorsun çiçeğim? Jeongguk yabancı mı?" dedi.
"Dil var mıydı?"
"Jeongguk!"
"Ne be?" Göz ucuyla Jimin'e baktı, onun abuk subuk hareketlerle sorusunu olumlu yanıtladığını görünce "Ha... berabersiniz yani şimdi," dedi.
"Öyle miyiz, Hoseok?"
"Değiliz, Jimin. Kapa çeneni şimdi." Hoseok tüm sabrı tükenmiş gibi söyledi.
"Lan dilini boğazıma kadar soktuktan sonra nasıl değiliz dersin, senin beynin yok mu?"
"Her dilini boğazına sokanla birlikte olsaydın eski sevgili listen epey kabarık olurdu,"
"Sen bana laf mı soktun şimdi?"
"Ne anlarsan."
"Seni var ya-"
"Ben de Taehyung ile öpüştüm bu arada," dedi, Jeongguk. Onların saçma sapan bir kavgaya girişmemeleri için gündemi değiştirmek istedi. Ancak kendisine kocaman gözlerle dönen arkadaşları öyle korkunç görünmüştü ki, pişman oldu söylediğine.
"Yalan söyleme be yalancı, bizi kıskandın da söylüyorsun şimdi." Jimin, Jeongguk'a gönderme yaptığında Jeongguk gözlerini devirdi ve "Aynen amına koyim, tam da öyle oldu." dedi.
"Nasıl oldu?" diye araya girdi, Hoseok. "Hangi ara lan?"
"Biraz zaman geçti üstünden-"
"Neden söylemedin?"
"Çünkü siz birbirinize bozuktunuz ve ben-"
"Sen ne alaka ya?" Jimin homurdandı. "Direkt gelip söyleyecektin oğlum, sana ne bizden?"
"Hadi lan oradan," dedi Jeongguk gülerek. "Gelip anlatsaydım ağlayarak günlüğüne Jeongguk ve Taehyung nasıl olur da Hoseok ve benden önce öpüşür yazardın."