the weeknd - wicked game
jhene aiko - all i want (ft. the weeknd & frank ocean)"Jeongguk ile sevişebilmek için bizi buraya getirdiğine inanamıyorum cidden." Yoongi, inanamadığını abartılı bir şekilde ses tonuna yansıtırken Taehyung'un gözleri kalabalığın içinde geziniyordu. Jeongguk'un buralarda bir yerde olduğunu biliyordu. Kendisinden önce geldiğine neredeyse emindi. Sırıtmamaya çalışarak kaşlarını çattı ama bu zordu. Jeongguk'un fazla hevesli olduğunu biliyordu ve kendisine karşı bu kadar hevesli olması Taehyung'un hoşuna gitmiyor değildi.
"Sevişmek için gün belirlediler resmen amına koyayım, ben de inanamıyorum." Namjoon yakınlarında bulunan masadan bir bardak aldı ve dudaklarına götürdü. İçtiği saniye yüzünü buruşturarak "Berbat bir şey bu, kendi çişimi içsem daha iyiydi." dedi. "Resmen eziyet gibi bir gece."
"Arkadaşınızın adına yaptığınız fedakarlık için fazla söylenmiyor musunuz? Neden biraz Jin gibi olamıyorsunuz?" Çenesiyle biraz uzakta halinden memnun bir şekilde yeşil saçlı bir kızla konuşan arkadaşını gösterdi.
"O tam bir aptal," Namjoon gözlerini devirdi ve saniyeler önce iğrenç dediği alkole yeniden uzandı.
"En azından iyi bir arkadaş." Taehyung omuz silkerek söylediğinde Yoongi onu omuzundan itti. "Siktir git."
Taehyung güldü ve telefonundan yükselen mesaj sesiyle elini cebine attı. Gözleri ekrana değdiği an dudakları kıvrıldı.
Gönderen: Jeongguk
bul beni"Ben gidiyorum," dedi Taehyung telefonunu cebine geri sıkıştırırken. Arkadaşlarına kısa bir an için göz attı. "Siz de ne yapıyorsanız yapın işte, on-on beş dakika sonra ayrılırsınız buradan." Onların söyleyeceği bir şey olup olmadığını umursamadan yanlarından ayrıldığında kafasında dönen tek şey Jeongguk'u bir an önce bulma isteğiydi.
Merdivenlere yöneldi çünkü Jeongguk'un etrafta açık bir şekilde dolaşmayacağını biliyordu. Merak ettiği şeylerden biri de bu eve nasıl girdiğiydi. Yuewhyn gelen herkesi kapıda karşılıyordu ve onlar geldiğinde bile yüzündeki şaşkınlık okunuyordu. Yine de bir şey dememişti çünkü voleybol takımında bulunan herkes belli bir popülerliğe sahipti, öyle ki onlar geldikten sonra bir anda parti daha da kalabalıklaşmıştı. Yoongi siktiğimin popülerliği derken bundan bahsediyordu işte. Yaptıkları hiçbir özel şey yoktu ve bu bile insanların gözünde onları 'havalı' kılıyordu. Siktir be... 2020 yılında havalı kelimesini kullanan var mıydı cidden?
Girdiği ilk üç odada onu bulamamıştı ve biraz da ağırdan almıştı işte. Ancak ne zaman içinde Jeongguk'un olduğu odaya girdi, o zaman ağırdan almamış olmayı diledi. Çünkü onu bulduğunda Jeongguk beyaz çarşafların bulunduğu yatağın üzerinde siyahlara bürünmüş bir şekilde oturuyordu.
Kapıyı kapattıktan sonra kilidi bir kez çevirdi. Jeongguk eğdiği başını kaldırmadan alttan alttan ona baktığında, Taehyung onun küçük dudaklarının sinsi bir gülümsemeyle kıvrıldığını gördü.
Sırtını duvara yaslayıp kollarını göğsünün üzerinde kavuştururken "İstediğini yaptırdığın için memnun görünüyorsun," dedi.
Jeongguk'un üzerinde siyah bir gömlek vardı ve onun sadece alttan üç düğmesi ilikliydi. Sanki mermer gibi görünen tenini Taehyung'un gözleri önüne sunmuştu. Aynı zamanda bacaklarına geçirdiği yırtıklarla dolu siyah kotu ve o yırtıklardan görünen uylukları Taehyung'u zorlamıyormuş gibi düğmesinin açık olması Taehyung'un tek kaşını kaldırıp yeniden gözlerine bakmasına neden oldu.
"Burada olduğun için memnunum ben," Başını geriye atıp alnına düşen ıslak saçlarından kurtuldu. Sonrasında inanamıyormuş gibi dişlerini göstererek güldü ve "Gelmeni beklemiyordum," dedi. "Bu kadar-"