6.Bölüm

39.4K 1.5K 184
                                    

        Medyada ki şarkıyı dinlemeden geçmeyin, benim en sevdiğimdir :))))

6 ay sonra ....

Evumuzun önünden dere akar denize, 
Yaşlansayduk sevduğum senin ile diz dize. 
Karayemiş dalinun açti beyaz çiçeği, 
Bu sevdadan fayda yok geçirmişuz zamani. 

Yüce dağ değilidum duman sardi başumi, 
Sevduğum beni ağlar ah ben da sevduğumi. 
Kayık gelir uzaktan dalgalara karişmiş. 
Daha kavuşamadan mevlam ayruluk yazmiş. 

Çalma kemençem dertli zaten yureğum yara, 
Böyle ayriluk olmaz hep mi bu bahtım kara. 
Civranun yalisina vardur küçük bir liman, 
Gelmeyelum gözgöze ağlarum dayanamam. 

Yüce dağ değilidum duman sardi başumi, 
Sevduğum beni ağlar ah ben da sevduğumi. 
Kayık gelir uzaktan dalgalara karişmiş. 
Daha kavuşamadan mevlam ayruluk yazmiş.

Genç kadın türküyü bitiren ninesine baktı sevgiyle. elinde çay makası eğilmiş çay topluyordu. Ahh çok seviyordu bu hatunu, yere göğe koyacak yer bulamıyordu bu yüzden.

"Hadi nenem bi kere daha söyle" dedi dinlemekten bıkmadığı türküyü. Aslında karadeniz türkülerinden başka bir şey dinlemezdi Gece. Başkaydı karadeniz, aşkları da ayrılıkları da bambaşkaydı. Yaşamayan tatmayan bilemezdi, dağların başında esen poyraz gibiydi sevgileri. Deli deli eser de tükenmezdi bir küçük naza.

"Ha oldi, başka derdun varmidur süflü (pasaklı)" diyen Asiye nine kara kızının gülümseyen suratına baktı. Aylardır durmayan yaşlarını silmiş, hasret kalmıştı gül yüzündeki gül goncalarına.

Kaşlarını çatan Gece üstüne başına baktı. Sonrada ninesinin haklı olduğunu görüp kahkaha atmaya başladı. Haklıydı kadın, üstünde ki şalvarı çamura bulamıştı gene.

"Haklısın bal küpüm, benden pasaklısı yok bu yaylada" deyip saçlarından kayan yazmasını çıkardı. Siyah saçlarına bağladığı mavi yazmasına dahi sahip çıkamıyorken, derli topluyum diye didişemezdi Asiye hatunuyla. Kaşlarını çatıp baktı ninesine, yaşlı olsa da ondan fazla çay toplamıştı yine.

"Kaşla göz arası beni geçmişsin" dedi dolgun dudaklarını büzerek. Çay toplamaya devam eden ninesini izlemek gerçekten büyük bir keyifti. Yeşil çay dalları arasında, yemeni şalvarıyla tam bir karadeniz anasıydı Asiye nenesi.

"Yane(ne sandın) senun gibin imelek(uyuşyuk)  sanaydun benu"

"Hemen de yapıştır lafı. Aman altta kalma". Ninesinin yanına yaklaşıp yanaklarını iki parmağı arasına alıp sıkıştırmaya başladı Gece. Dünya da böyle tatlı anneanne varmıydı acaba, sanmıyordu ki olsun.

"Ula bok yiyenun sebisi, ne ediyusun bırakasın mancurlarumi(yanaklarımı)" kıkırdayan kara kızının ellerine bir fiske vurup doğruldu.

"Ama nenem" dedi dudaklarını büzerek "Senin en cüzel yerun mancurlarundur bilmeyimusun" dedi gülümseyerek.

Ellerini beline yerleştiren Asiye nine, rahmetli kızının kopyası olan mavi gözlere baktı. Evlât acısı taş gibi otururdu göğsüne söküp atamazdı kimse, Asiye nine de tek evlâdının özlemiyle için için kavurulurdu senelerdir. 

"De hayde çok konuşmayasun, sirtuma yapuşti karnum. hayde yürüyesun egi(kız) azuk hazırlacasun bağa" dedi kızmaya çalışarak. Kara saçlı Gece'sinin gözlerinde gördüğü keder yetip artıyordu zaten yaşlı  yüreğine.

 "Sen ne dersen o kraliçem. Mis gibi kuymakta yaparım sana ben" deyip ninesinin koluna girdi Gece. İyi değildi ama iyi görünmeliydi ninesini de üzmeye  hakkı yoktu.

GECE (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin