İnstagram: selma.kahraman.7
Kaç yaşına gelirsek gelelim insanın içindeki çocuk ölmüyordu. Hani yaşlanınca çocuklaştı derler ya işte o zamanında çocukluğunu yaşamamış olanlar için geçerliydi bence. Masallarda gibiydim şu anda. Sarayda, Prenses Lucky 'nin gelişi şerefine balo düzenlenecekti. Bende, Prens Derek 'in yanında duran koruma olacaktım. Yani iş yine aynı işti. Acaba gerçekten de Masallarda ki gibi mi oluyordu bu balolar. Hani böyle Sindirellada ki gibi bir müzik çıkar. Prens Derek balodaki güzel bir kızla dans eder.
Prens Derek'in odasında oturuyordum. Thomas ile oğlu da birlikte Prens Derek'e balo için kıyafet dikiyorlardı. Bende oturma kısmında oturmuştum. Nisan'a mesaj atıyordum. Kız Karayel, diye biriyle evleneceğini söylemiş. Resmini bir at bakim dediğimde attığı resim ile gözlerim kocaman oldu. "Hay maşallah" dedim dışımdan. Sonra ağzıma vurdum. O benim eniştem eniştem. 😊
Prens Derek, üzerindeki kıyafeti ile gelince ona şöyle bir baktım. Göz kırptı "Nasıl olmuş" dedi.
"Dön bakim bir şöyle" dediğimde güldü ilk başta. Sonra kendi etrafında döndü. Maşakkah omuzlar geniş felan cuk oturmuş. "Eh işte" dedim tekrardan çayımı elime aldım. Göz ucuyla ona baktığımda kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu. Boğazımı temizleyip önüme döndüm.
"Şunları çıkartayım da şu dövüş işine yeniden bakalım"
"Şu kız yapmıyor muydu onu"
"Yüzünde bir sorun varmış onun" dedi. Gülerek. "sen öğreteceksin"
"Başa gelen çekilir" dediğimde içeriye üzerini çıkartmaya kahkaha atarak geçti. Bu da ne dersem gülüyor canım. Üzerini değişmiş geldiğinde eşofmanlarını giymiş olduğunu gördüm. Thomas ile oğlu da akşama kıyafeti yetiştirmeye çalışacaklardı. Oğlu 14- 15 yaşlarında bir şeydi. Babası ona iğneyi ipliğe nasıl takılması gerektiğini öğretiyordu. Normal bildiğimiz iğne değildi tabi ki de bu. Dikiş makinesinin iğnesiydi.
"Kolay gelsin Reis" dedim elimi atıp.
"Eyvallah" dediğinde ben güldüm. Prens Derek şaşkınca bana baktı işaret parmağıyla arkayı gösterdi şaşkınca.
"Sen Türkçe ne ara"
"Gel, sen gel" dedim koluna girip. Birlikte odadan çıktık. "bir Türk hiçbir zaman yeni bir dil öğrenmez. Yabancı birine Türkçe öğretir bu bizde bir gelenektir" dediğimde elini elimin üzerine koydu. Ben ne ara bu adamın koluna girdim lan.
"Ee" dedi bana dönerek. Gamzesi çıktı.
"ee si" diye kolundan çıktım. "Onları da sonra söylerim. Düş önüme Prens" dediğimde önümden gülerek ilerlemeye başladı. Bende arkasından gülerek devam ediyordum.
Bahçeye çıktığımızda. Karşıma geçti. "saldır bakim ne kadar iyisin" dediğimde bana baktı gülümsedi. Elini havaya kaldırdı, eli havada bana baktı. "sinek mi yakalıyorsun" dedim ona bakarak. "Dövüşün temel amacı" derken kıl payı yana eğildim. Yumruk suratımın ortasına geliyordu. Bana saldırıyordu. Saldırısının her hamlesini karşıladım. Elini tutup kıvırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prens'in Fedaisi
Teen FictionGökçe, iyi bir korumadır. Ama mesleğinden istifa edip hayali olan Dünya'yı gezmek ister. Tesadüf eseri, Prens Derek 'i kurtarır. Prens ondan koruması olmasını ister ve olaylar böyle gelişir. Gökçe ve Derek 'in komik anlarına şahitlik edelim. :)