Üstüme başıma çeki düzen verdikten sonra dış kapıyı açıp evden çıktım. Annem ve Haewon'un ilişkisi garip bir şekilde mükemmel ilerliyordu. Doğrusu bunu kıskanmıyor değildim ama merak da ediyordum, çocuklarının sevgili olduklarını öğrenseler tepkileri nasıl olurdu? Ama mükemmel giden ilişkileri bir şekilde sonlanırsa Mark ve benim sevgili olmamız o kadar da sorun olmazdı. Yani bence.
Karşı kaldırıma geçtiğim sırada Sakura da evden çıkmış ve beni görünce gülümsemişti. Ona karşılık verip yanıma gelmesini bekledim.
"Boş olman ne güzel Hae. Sevgili yaptıktan sonra arkadaşlarını unutursun sanıyordum."
Sadece gülümsedim sözlerine. Mark'la takıla takıla onun gibi ketum mu oluyordum ne. Aman ne takılma!
"Cicim aylarını geçtik galiba. Birlikte pek vakit geçirdiğimiz söylenemez."
Birlikte sokaktan çıkıp sahile doğru yürümeye başladık. Bir süre sessiz geçen yolculuğumuzun ardından Sakura başlattı bir konuşma.
"İstemiyorsan konuşmayalım ama söylemeden geçemem bunu. Ben Mark ve senin ilişkine bayılıyorum. Siz çok tatlı ve uyumlu bir çiftsiniz cidden. Üstelik aşkınıza da inanıyorum. Öyle kolay kolay bırakmazsınız birbirinizi. Senin de için rahat olsun. Her insan bazen yalnızlık ister. Hem her zaman buluşursanız birbirinizi özleyemezsiniz. Birbirinizin kıymetini bilemezsiniz. Böylesi daha iyi."
Ona hak vermiyor değildim. Ayrıca bize, bizden daha çok inanması da garipti. Demek ki dışardan gören biri, Mark ve benim birbirimizi çok sevdiğimizi anlayabilirdi. Bu da önemliydi tabii.
"Teşekkür ederim Sakura. Her zaman öyle şeyler söylüyorsun ki bir şekilde rahatlarken buluyorum kendimi. Hep haklısın resmen. Bu haksızlık."
Güldü ve elini, yetişebildiği kadar omzuma attı.
"Birilerinin hep haklı olması lazım yoksa sizin gibi aptal aşıklar yanlış şeyler düşünerek hayatlarını mahveder."
Pekala. Aşık olunca insanın aptallaştığı konusunda hemfikirdik. Kendimde öyle bir şey göremiyordum tabi ama eminim aptallık ettiğim zamanlar oluyordur.
Sahildeki, ayarladığımız kafeye girdik ve gözüme, masada oturan sıkılmış Jungwoo takıldı hemen. Birkaç adımda yanına vardığımızda gülümseyerek selamlaştık."Her gün telefonlaşıyoruz Jungwoo ama yinede söyle bakalım, neler yapıyorsun?"
Alayla sorduğumda gözlerini devirdi ve Sakura'ya döndü.
"Bununla bilmem kaç senedir arkadaşız ama hala beni anlayamıyor. Zaten öküzdü, Mark'la sevgili olunca öküzün önde gideni oldu."
Kocaman açtığım gözlerimle ona bakıp ayağımla masanın altından bacağına vurdum. Yüzünü buruşturup hemen ardından dudak büzdü.
"İtiraf ediyorum", dedi Sakura bizim bu halimizi görmezden gelerek.
"Jungwoo kesinlikle Haechan'dan daha iyi bir arkadaş."Bu defa dudak büzen bendim. Bunlarda birleşip üstüme geliyorlardı. Ama ben ne yapacağımı biliyordum.
"Önemli olan Jungwoo'nun son zamanlarda fazlaca hırçınlaşmış olması. Nedenini bilmiyorum ama bir tahminim var."
Sinsice gülümsediğimde Jungwoo bana gözlerini kısarak bakmaya devam etti. Bu sırada yanımıza gelen garsona siparişlerimizi verdik.
"Birinin onunla ilgilenmesini istiyor belliki. Yani bir sevgiliye ihtiyacı var bence. Ne dersin Sakura?"
Jungwoo'nun bakışları değişince, onu tanımanın vermiş olduğu avantajla kocaman gülümsedim.
Sakura bir şey söyleyecekti tam ama aklıma gelen şeyle başlamadan böldüm onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Billionaire | MarkHyuck
FanficSadece seni hissedebildiğimi biliyorsun. Beni aydınlat, baştan çıkar, bana her şeyini ver. Çünkü biliyorsun, sadece seni hissedebiliyorum... #Onlyicanfeelyou _____________________________________ !Argo içerebilir! Başlangıç: 10/04/20 Bitiş: 23/07/20...