Anlatılmamış Gerçek - 1

135 11 5
                                    

Merhaba Bağlantı okurları! 💕

Öncelikle bu başlık altındaki bölümleri kitabı bitirmeden okumanızı tavsiye etmem. Spoiler olur yani.

"Anlatılmamış Gerçek" yani orijinal haliyle "The Truth Untold" serisi kitabı okurken gözden kaçırmış olabileceğiniz detaylar ve önemli mesajları ele alacak.

Bir bölümde 4-5 bölümlük detaylardan bahsedeceğim. Amacım kitabı güzel ve biraz da olsa gizemli kılan belki de fark etmediğiniz detayları size göstererek "Okurken hiç aklıma gelmemişti!" veya "Hiç böyle düşünmemiştim!" demenizi sağlamak.

Bahsettiğim mesajlara asıl bölümlere gidip göz atabilir, gitmişken (spoiler vermeden ve yeni okuyuculara çaktırmadan tabii ki) yorum yapabilirsiniz.

Hadi başlayalım!

----

1. BÖLÜM

Bölüm (başta fark etmemiş olabileceğiniz üzere) bir kış günü Marinette'in eve yürümesiyle başlıyor.

"Akşamın bir vakti ve uykulu olmasaydı birkaç kar tanesinin havada süzüldüğünü bile söyleyebilirdi."

Bu satırlarda ilk kitapta birkaç kez sözü geçen hatta ikinci bölümün başlığı olan "Kar Tanesi"ne gönderme var. Kara Kedi, Uğur Böceği'ni "kar tanem" diye anıyordu.

Burada ilk kitabın bitimiyle ikinci kitabın başlaması, her sonun yeni bir başlangıç olmasından bahsettim.

Bölümün devamında ise Marinette'in bulunduğu olgunluktan bahsediyor:

"Doğruydu. Liseden beri çok değişmişti. Artık olgundu. İçinden ne orada burada koşuşturmak ne de yatıp yuvarlanmak geliyordu. Geçimini sağlamak için çalışıyordu veya...çalışmıyordu. Evet, para sıkıntısı yoktu ve olmayacaktı. Ama kendi parasını kazanma hissiyatı kadar güzel bir şey yoktu.

Kaldırımda yürürken aniden düşmesine karşın ayağına takılan taşa veya taşa takılan ayağına sinirlendi.

'Lanet olsun Ornitorenk Perrryyy!'

Tamam, belki de olgun değildi. Henüz.

Ehem, devam edelim."

Şeklinde. Aslında olgun bir yetişkin gibi hissetse de içten içe bir çocuk olduğunun göstergesi. Bunun en önemli sebebi de ilk kitabın son bölümünde Adrien'ın Marinette'in yaşlanmaktan korkuyor olduğunu fark etmesiydi. Görüyoruz ki yaş almış olsa da ruhu hâlâ genç. Yani korkması için bir sebep yok. Aynı şeyi bölümün ortalarına doğru kuşları önemsemesi, onların üşüdüğünü fark edip empati kurmasında da görüyoruz.

Oysaki bunca "genç ruh" konuşmasına rağmen şu satırlarda:

"Gerçekleşmeyeceğini bildiği hayalleri vardı. Gençken erteleyip çekindiği hedefleri, anlamsız hayallere dönüşmüştü."

birçok normal yetişkinin yaşadığı sorunları yaşamasından bahsettim. Sonuç olarak Marinette gençlik ve yetişkinlik arasında bir ikilemde.

Bölümün sonunda ise:

"Yaşı büyüyor ama nasılsa hala bir çocuk kalıyor bu çocuk. Gerçekten tanıdığım kimsede böyle bir enerji yok. Sandalyeden kalkmayı bile "havalıca" yapıyor, ceketini havalandırıyor. Anlatılmaz, yaşanır tipten bir edayla yapıyor her şeyi. Bir gülüşü var dünyaları aydınlatır... Sevdiklerine verdiği sonsuz değer o kadar temiz ki. İşte o Kara Kedi. Herkesin sevdiği, sempatik yüz."

Bağlantı (Ladynoir) ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin