üçüncü kağıt kesiği; be'lie've

409 68 51
                                    

Sizi seviyorummm 💓💓

Üç:
Faili meçhul olmayan cinayet ve inanmanın
-be'lie've- içinde ki saklı yalan -lie-.

16 Eylül'de çokça garip şeyler yaşandı, gezegenler aynı sıraya girmedi, uzaylılar dünyayı ele geçirmedi ya da 56

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

16 Eylül'de çokça garip şeyler yaşandı, gezegenler aynı sıraya girmedi, uzaylılar dünyayı ele geçirmedi ya da 56. Bölgenin hala sırrı çözülmedi ama işte kendi hayatımda çokça şey değişti. O gece faili meçhul olmayan bir cinayet işlendi aslında. Parıldayan gökyüzü, titrek kalbim ve ıslak dudaklarım şahitlik etti olup bitene.

"Sıçtık," Jongin parmağıyla caddenin girişini gösterdi, "Bunlar geçen gün kavga ettiğimiz çocuklar değil mi?"

Kaşlarımı çatıp gecenin bir yarısında gösterdiği yere doğru bakarken neredeyse ordu gibi bizim tarafa yürüyen kalabalığa baktım.

Tamam, belki bir ordu diyerek olayı büyütüyordum ama en azından bir düzine insan vardı ve oldukça agresif duruyorlardı.

Hemen yanımda Chanyeol sigara içiyordu, "Boku yedik, intikam için geliyorlar."

"Neyin intikamı?" Diye sordum.

"Barbie bebeğini kırmıştım da onun intikamını alacaklar" Chanyeol yüzüme alayla baktı. Onunla ne zaman ciddi bir şey konuşsam ya beni alaya alırdı ya da duymamazlıktan gelirdi. En büyük korkum beni görmezden gelişine aşılmaktı. Bunu istemiyordum, alışmak istemiyordum.

"Birkaç gün önce içlerinden birkaçı ile çok pis kavga etmiştik." Sehun duvara yaslanıp rahat durmaya çalışsa da oldukça gergindi. "Anlaşılan bugün hesabı kapatmak için arkadaşlarını da çağırıp gelmişler."

Korkuyla hala caddenin başında bizi dahaca fark etmeselerde yaklaşan kalabalığa baktım. 13. Mayın dedikleri tekin olmayan ve asla tek başıma ayak basmayacağım caddedeydik. Hangi akıl ile onlara uyup buraya geldiğimi sorgulamak için çok geç kalmıştım. Terasta olanlardan sonra ne diğerlerini ne de Chanyeol'u görmüştüm. Kendimce ondan uzak durmaya çalışmıştım ama bu da bir yere kadar sürdü. Okuldan sonra Jongin'i bahane edip peşlerine takılmıştım ve evet, sanırım boku yemiştik.

"Ya bizi görürlerse?" Korkuya kapılmamaya çalışıyordum ama Sehun'un gerginliği hiçte yardımcı olmuyordu. "Ne yapacağız şimdi?"

Jongin çaktırmadan arkasına baktı. "Yakuza kılıklı baban adamlarını gönderemez mi?"

Tabi canım, gönderir. Hatta kendi de gelir ve karşısında dayak yerken beni kurtarması için ettiğim yalvarışları bile dinlerdi. "Boşuna uğraşmaya değmez, benim için kılını kıpırdatmaz o."

"Vakit kaybediyoruz," Chanyeol elinde ki sigarayı bitirip yere attığında, her saniyesini kaçırmadan onu izledim. Sigara olmak istemem normal miydi? Hiç sanmıyorum, karşımda Park Chanyeol vardı. Dudaklarında piercing. Dudakları arasında belki de parmaklarının arasında olmasam güzel olurdu. Egosunu tatmin etmek istemem ama karşısında diz çökmeden durmak çok zordu. "Bizi fark etmeden, kaçalım."

Paper Cuts [bbh + pcy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin