Paper Cuts, silindi. Evet, evet güzel kitabım silindi. Bizde sil baştan yapıp, her şeye en baştan başladık.
Paper Cuts, badbye.
Baekhyun titreyen eliyle kameranın açısını kendine çevirip, başlat düğmesine basarken kameranın odak noktasında ki kanepeye kendini bıraktı. Önünde duran sigara paketinden bir dal alıp dudaklarının arasına alırken elinden geldiğince kameraya bakmamaya çalışıyordu. Nasıl başlamalıydı ki? Video başlayalı saniyeler olmuştu ama o kendinde konuşacak gücü hala bulamamıştı. Belki de en başından beri aptalca bir fikirdi.
"Yakmıyorum, yani sigarayı. Sadece bir metafor. Sadece bana zarar verebilecek bir şeyin dudaklarım arasında olması beni tatmin ediyor. Aynı ereksiyon olmuş gibi bir his ama o kadar da kendimi kaybettirecek kadar değil. Aynı Augustus'un yaptığı gibi. Gerçi sen ondan da nefret ediyordun di mi? " Baekhyun sigarayı dudakları arasından çekerken istemeden istemeye istemeye kameraya dikti gözlerini. Bu videoyu izlerken bakışları altında ezilsin, acı çeksin en az onun kadar kalbi acısın belki biraz da olsa pişmanlık hissetsin istiyordu. "16 eylül'ü hatırlıyor musun Chanyeol? O gece bana bir erkeğin bir erkekle öpüşmesinin günah olduğunu söylemiştin. Bende sana ruhların aşkını küçümseme demiştim. Kafamız o gece trilyondu. Yeni bir ot denemiştik ve sen o gece olanları hatırlamayacak kadar kötüydün. Bu adil değil, neden hayat hiçbir zaman bana karşı adil değil? Niye her saniyesine kadar hatırlayan bir tek benken unutup hayatına bakan sensin? Ohh, bu hiç adil değil Park Chanyeol." titreyen dudaklarının arasına ucu yanmayan sigarayı tekrar aldığında acı acı gülümsedi. Tanrı adil değildi, bir tarafın kesinlikle acı çekmesini istemişti ve Byun Baekhyun acı çekiyordu. "Merak ediyorsun şu an di mi? Şu an içinden 'bu sikik herif neler çeviriyor' dediğini bilecek kadar iyi tanıyorum seni. Merak etme, her şeyi anlatacağım. Bundan sonrası için seni uyarıyorum. Yanında çocuklar varken izleme"
"Lisede Busan'dan Seul'a taşındığımızda hiç arkadaşım yoktu. Gerçi, Busan'da da pek arkadaşım yoktu. Bunu hiçbir zaman sorun etmedim ama annem bu duruma kafayı takık. Ehh, korenin bir numaralı adamın metresi olduğu için babamın diğer oğulları gibi zengin piç olmamı istiyordu, kendi aşağılık kompleksini benim üzerimden kapatmaya çalışmasını yargılayamayız di mi? Herneyse, konuyu saptırdım yine. Her şeyi bildiğim gibi bunu da biliyorum Chanyeol, annenin benimle arkadaş olman için seni tehdit ettiğini biliyorum, Hanfendi Park'ın da annemin zoruyla seni baskıladığını biliyorum. Başından beri biliyordum ama içinde bir tarafın benimle gerçekten arkadaş olmayı istediğine inanacak kadar yalnız bir çocuktum. Bu yüzden gurur yapmadım."
Baekhyun'un eli onunde ki boş küllüğe gittiğinde durdu. Dakikalardır dudaklarının arasında fırlamaya çalışan tek şey sigara değildi. Aylardır içinde mühürlediği sırrı açığa çıkarmak çok zordu. "Park Chanyeol, 16 Eylül 2012 gecesi, sen o gece beni öptün."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paper Cuts [bbh + pcy]
Fanfictie"Osamu Dazai, zayıf insanlar mutluluktan bile korkarlar. İplikle bile yaralanırlar diyor. Ben seni sevmekten bir an bile korkmadım, sana aşık olmaktan da korkmadım. Ben seni bir serçe parmağı ne kadar çok sevilirse o kadar sevdim ve umarım Chanyeol...