içimden yazmak geldi sadece...

48 5 1
                                    

"hahaha sen asla beklemeyi bilmezsin jan ve sen Aldrin bir an önce Parise dönmek istiyorum, gidilecek bir randevum vardı, ayrıca Londra'yı hiç sevmem bana eski erkek arkadaşımı hatırlatıyor.... " bunlar hiç konuşmayan ama konuştugunda susmayan Marıanne nın sözleriydi. Mari 40 yaşinda bir soyluydu, aslen ingiliz olmasına rağmen ingiltere yi asla sevmezdi. Hiç evlenmemiş yıllardır kendinden küçük aşıklarıyla flört etmişti. Tabi insanlarlada beraber oluyordu ama sonu ölümle biten aşklar... Zarif ince belli, sarısın mavi gözlü yaşını göstermeyen olgun bir kadındı. En büyük kızgınlıgı insan yaşında 40 olunca yaşlılıgı durmuştu, herzaman istedigi 20 yaş onu terketmişti. Bu yüzden genc olan herkesden nefret eder kendini tatmin etmeye calişırdı. Yalnız Marıanne de kendisinin olmayan ama olsun arzusuyla yanan, başkalaşmış, bölünmüş hastalığına yakalanmıştı.Bunun benim için hastalıktan bir farkı yoktu, bu delilik bu aslı olmayan istekler, asla tatmin olamayan ve zamana her seferinde yenilen hastalar...

Hayat her zaman acımasızdı onlara ölümsüzlüğü vermişti, insanlara ölümü buda yetmezmiş gibi onları avcı insanlarıda av yapmıştı. Bu hayatın derdi neydi herseyle, herkesle, hatta kendisi ile karanlık örtüyordu  cevaplarını, kusurlarını... İlk defa karanlığa acımıştım bu kadarıda onada ağır gelmiş olmalıydı herşeyi örtmek, kendini bile...
"lütfen gidip onları karşıla merleyn, null... "Nişhar böyle istemişti belki bir çözüm olabilir diye ama oda biliyordu eyer bir insan yada vampirde olsan, umutsuzluk içinde olursan tükenecegini, karanlığı aydınlatmaya çalışan mum gibi yandıkça ölüyordu,öldükce birikiyordu Nişharın mum umutları... Umutsuzdu güçsüzdü en ufak hatası telafi edilemez boyutlara ulaşabilir, ufak bir kıvılcım felaket olabilirdi. İçinden düşünüyordu Nişhar "evet sakin olmalıyım sanki kutlamaya gelmişler gibi karşıla onları, ahhh sevgili ailem neden dünyaya yasayan ölüler olarak dogduk ki neden bu lanet bizde..
"Nişhar.. Nişhar.. Niş.. Har "..Else Nişhar a seslenmiş ama sesini duyuramamıştı eliyle omzuna uzandı yanaklarına her zamanki muhtesem öpücüğünü verdi ve kulaklarına fısıldayarak "yalnız degilsin ve ben de pişman değilim... İkimizde akan gözyaşlarımıza teslim olmuştuk, ama ne acı bizim gözyaşlarımız yoktu, aglayamamak ne kötü, yüzlerimizin ıslanmaması... Nasıl böyle duygularımız olabilir diki, biz katildik canavardık..Bize zehri ve ilacını aynı tabakta sunan hayattı canavar olan ve bende ona dönerek "hep seninle olmak istiyorum" dedim...
"bueneve te adoles meiner Lordum,..Sör,... Kontes ale ponspons "(iyi akşamlar efendim hoşgeldiniz, lütfen bizi takip edin kontum, sör, kontesim) onları karşılayan hizmetliler yukarı doğru yürümeye başladılar, karanlık salona dogru..Acılan kapıdan soguk esen rüzgarlar hiç üşümüyen tenleri üşütmüş, salona fazladan karanlık yüklenmişti.hepsi egildi revarans yaptılar kendilerinden üstün olan efendilerine "olalala ne kadarda muhtesem bir aile tablosu, umoni, ale fersüs... (muhteşem, güzel)...
Pianonun başından kalkan Sharma "hoşgeldiniz kont Aldrin aile tablomuz sizinle bütünleşti lütfen ziyaretlerinizi sıklaştırın kendinizi bu kadar özlettirmeyin, siz bizim için çok önemlisiniz, yaptığı resmi bitiren ressamların tablonun bunu üstüne basarak söylemişti bir kenarına attıgı imza gibisiniz, küçük ama her zaman ilgi cekicisiniz "...Aldrin baya öfkelenmiş ama kahkalarına engel olamamıştı "ahh Sharma bence edebiyatı bırakıp Piano Calmaya devam etmelisin, en azından caldıgın müzikten bir sey anlaşılabiyor.. "daha Aldrin hınzırca gülümsemesini bitirmeden,Vincent Sharma nın yanındaydı birden ateşli bir şekilde dudaklarından öptü. Salondaki herkes şasırmıştı ama Franco deliye dönmüş Nullda sinirden duvarı kırmıştı ve hepsi beş saniye içinde olmuştu. "Sharma seni hep seviyorum ama bu akşam seni cezalandırdım lütfen daha fazla konuşma babam sinirlenmeden burdan gitmeliyiz..." Kısık bir sesle "yalvarıyorum "demişti. Vincent aslında olayların büyümesini istemiyordu cünkü Nişhar bir adım öndeydi Sharma.. "bir daha bana dokunma Vincent.. Yoksa.. Sen..i..."sinirden konusamadı ve sustu Sharma.
"çok eglenceli, cok güzel jan ve Sharma aşkı tekrar alevlendi, Aldrin sinirli ve bende sıkılıyorum Size bir randevum oldugunu söylemişmiydim "Marianne julves öfkeli bir sekilde konuşmuş olay asıl konuya dönmüştü...
Bebek nerde Nişhar, onu götürmemiz lazım, bu Paris'in emri biliyorsun 12 konta karşı gelemezsin, bu bebek bizim için tam bir utanc, tehlike, yüzyıllardır süren varlıgımız bir bebek yüzünden bitemez... Bono teava... İmkansız... Lütfen kont Hamill olayı kan dökmeden bitirmemizi istedi sevgili abini kırmazsın degilmi....."

Sisinin KızılıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin