-20-

791 48 209
                                    

Fotoğrafta sırasıyla Sezgin, İris, Utku, Cenk, Hayal ve Berkay var.

İyi okumalar!

Hayal: İris

Hayal: İyi misin?

İris: Gayet iyiyim

İris: Neden sordun?

Hayal: 2 gündür okula gelmiyorsun

Hayal: Zorunda kalmadıkça devamsızlık yapmazsın sen

Hayal: Gruptaki mesajlaşmalara da bakmıyorsun

Hayal: İyi olduğundan emin misin?

İris: İyiyim dedim ya Hayal.

Hayal: Hey, seni tanıyorum tamam mı?

Hayal: Bana her şeyi anlatabilirsin

Hayal: Evde mi sıkıntı var?

İris: Hayır

Hayal: Meraktan çatlamak üzereyim gerçekten

Hayal: En azından konunun neyle ilgili olduğunu söyle

İris: Konuşmak istemiyorum

İris: Beni tanıyorsan üstelemekle cevap alamayacağını da biliyorsundur

Hayal: Evet, biliyorum

Hayal: Tamam, sen nasıl istersen öyle olsun

Hayal: Bizimkilere ne diyeyim?

İris: Bir şey demek zorunda mısın?

Hayal: Yani

Hayal: Sorup duruyorlar

İris: İşlerimin olduğunu söyle

Hayal: Peki, öyle yapacağım

Hayal: Ama eğer konuşmak istersen seni her zaman dinleyeceğimi bilmelisin

İris: Eyvallah

***

Elimdeki bileklikle oynarken gözlerim tavandaydı. Aklımda dönüp duran o kadar çok düşünce vardı ki hangisine odaklanacağımı seçmeye çalışırken hepsinin altında eziliyordum. Hiçbir heyecanı olmayan hayatıma iznimi dahi almadan bir anda giren Fırtına, beynimde ismi gibi büyük bir fırtınaya yol açmıştı. Paniklemeye başlamıştım çünkü söylediklerinde haksız değildi. Hakkımda birçok şey biliyordu ve bunlar beni sarsmaya başlamıştı.

Annem denen kadınla kardeşim İzel bu şehirden gittiken sonra her şey değişmişti. İzel doğmadan önce annem, babam ve ben oldukça mutlu bir hayat sürüyorduk. Babamın iyi bir işi vardı, geçimimizi fazlasıyla sağlıyordu. Ancak ne zaman İzel doğdu, o zaman yer yerinden oynadı. Bütün ilgi onun üstünde toplanmaya başladı. Bu durumu hoş karşılamasam da ağzımı açıp bir şey söylemiyordum, ta ki annemler parka gidecekleri bir gün beni evde unutana kadar.

Tüm isyanlarıma, bağırıp çağırmalarıma rağmen zamanla ailem için görünmez oldum. Babamın geliri gün geçtikçe bize yetmemeye başladı. Evde tartışmalar yaşandı, babamın kendini alkole vermesiyle bu tartışmalar şiddete evrildi. Annem sonunda dayanamadı ve İzel'i yanına alarak evi terk etti. Ben onun için İzel'den sonra hep görünmez olduğumdan bana bir veda bile etmedi. Bunlar olurken yalnızca 5 yaşında küçük bir çocuktum. Babam, annemin gittiği günden sonra daha da acımasızlaştı. Anneme uygulayamadığı şiddetin odağı ben oldum. Her sabah sırtımdaki kemer izlerinin acısıyla uyanmak kadar kötüsü yoktu. Neşeyle gülen gözlerim yıllar içinde donuklaştı. Büyüdüğümde, 16 yaşına geldiğimde, bana verdiği harçlıkları biriktirip ona karşı koyabilmek için bir dövüş kursuna yazıldım. Artık bana eskisi kadar zarar veremiyordu çünkü karşısında başım dik duruyordum.

GÖKKUŞAĞI | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin