GÖKKUŞAĞI | Texting

-61-

Fotoğrafta Melisa ve Sezgin var.

Melisa'nın kim olduğunu hatırlamayan varsa buraya yazsın, açıklayayım. Not düşmeye üşendim ksğdksğxls.

İyi okumalar... 💓

"Niye apar topar çağırdınız bizi buraya?"

Berkay, sesimi duyduğu gibi kafasını baykuş gibi 360 derece döndürerek bana baktı. Sabah İzel ile tartıştığım için sinirim hâlâ üzerimdeydi, umarım kimse bunu tetikleyecek bir şeyler yapmazdı.

"Kanka mevzuya gidiyoruz."

Berkay yürümeye kalkıştığında Cenk, elini Berkay'ın göğsüne koyarak onu durdurdu. "İbnelik yapma da açıkla şunu adam akıllı."

Berkay homurdanarak saçını düzeltti ve bedenini tam anlamıyla bize çevirdi. Etrafa kısaca göz gezdirip yangın merdivenine çıktığında sessizce onu takip ettik. Nihayet duyulmayacağından emin olarak söze girdi.

"Konu kahpe Melisa. Bildiğiniz üzere bir süredir okula gelmiyordu. Ama bugün geri dönmüş ve duyduğum kadarıyla pis Tuğba ile iş birliği yapıp bizi onların tabiriyle 'tahtımızdan' indireceklermiş."

Ben tepki vermezken Seray gülmüştü. "Kesin yaşanır."

"Nereden duydun?"

Soruyu soran Sezgin'di. Berkay ona dönüp yüzüne koca bir sırıtma takındı ve kaşlarını birkaç kez kaldırıp indirdi. "Reis sen bizi ne sandın? Etrafımız geniş herhalde, duyarız biz."

"Biz? Siz kimsiniz tam olarak?" Seray komedi filmi izlermiş gibi yüzündeki alaylı ifadeyle Berkay'a bakarken Berkay gözlerini devirmişti. "Ben, keyfim, onun kahyası ve zirvedeki egom. Oldu mu?"

Seray, ona yanıtını gülerek verirken Fırtına'nın gözleri yüzümde geziniyordu. "Ne yapmayı düşünüyorsun?"

Fırtına'ya bakmadan kollarımı göğsümde bağladım ve omuz silktim. "Hiçbir şey."

"Ne demek hiçbir şey? Melisa'nın elinden neler gelebileceğini kestiremeyiz, böyle elimiz kolumuz bağlı bekleyecek değiliz herhalde?"

Seray'ın sitemli sesiyle ona baktım. "Aynen öyle yapacağız."

"İrisgil işine karışmak gibi olmasın ama ya işin içinde Kutay da varsa?" Berkay konuştuğunda Cenk ona destek verdi.

"Katılıyorum. O itin ne bok olduğunu biliyoruz, beklemediğimiz anda bir şey yapabilirler. Hadi biz neyse de senin üstüne oynayacakları kesin."

İçime doldurduğum nefesi yavaşça dışarı üflerken kafamı iki yana salladım. "Kutay korkağın teki, bana bir daha sataşmaya götü yemez. Video yayıldığında belli etmemiş olabilir ama şu an yanındaki insanların sayısı bir elimin parmağını geçmez ve o, bu sayının daha da azalmasından korkuyor. Melisa'ya gelince..." Birkaç saniye cümleleri toparlamak için kendime zaman tanıdım.

"Biz korkak değiliz, bir şey yaparlarsa karşılığını fazlasıyla alırlar. Onları bekleyerek vaktimizi harcamayacağız, Melisa'nın asıl istediği de bu zaten. Psikolojiden yürümeye çalışıyor fakat başarılı olduğu söylenemez."

Herkes beni onaylar mırıltılar çıkarırken birden bir gürültü koptu. Merdivenler sallanırken irkilerek Fırtına'nın koluna tutundum. Çatık kaşlarımla ne olduğunu anlamaya çalışırken bağıran birinin sesi kulaklarıma dolmuştu.

"Artık dayanamıyorum! Yaklaşma bana!"

Bu, Melisa'nın sesiydi. Diğerleri de en az benim kadar şaşkındı, böyle bir şey beklemiyorduk. Sesin nereden geldiğini de anlayamamıştık. Birkaç dakika içinde büyük bir kalabalık bahçeyi sardı, biz henüz içeri girmemiştik merakımızdan dolayı.