-55-

477 30 374
                                    

Medya öylesine cnsşxlsüxl

İyi okumalar! ❤️

"Oynayalım gitsin."

Çınar'ın keskin sesiyle birlikte Berkay kolunu Dide'nin omzundan çekip 'ooo' tarzı bir ses çıkardı. "Partilerin kralı Çınar Saygın aşırı iddialı konuştu. Sakladığı bir şeyler yok herhalde."

Çınar, İzel'e saniyelik bir bakış atıp hafifçe sırıttı. "Herkesin sakladığı sırları vardır. Söylemek istemeyen shot atar ve olay kapanır."

"Ben de oynayacağım."

İzel lafa atladığında Sezgin ile aynı anda karşı çıktık. "Olmaz."

Sezgin'in bakışları bana dönerken bu defa aynı fikirde olduğumuz için memnundum. "İşin içinde içki olmasa tamam ama sen daha küçüksün. Shot atmana izin veremeyiz."

"Kanka o da meyve suyuyla shot atsın. Kızı dışlamayın şimdi ya, olmaz öyle."

Cenk'in önerisi trajikomikti. Ben sinirden gülerken Sezgin bu fikri mantıklı bulup onaylamıştı. Çocuklar birkaç saniye içinde oturduğumuz alana küçük cam bardaklar, tekila ve karışık meyve suyu getirmişlerdi. Ortadaki şişeyi Çınar'a ittirdim.

"Madem bu kadar isteklisin, sen başla bakalım."

Çınar boğazını temizleyip şişeyi eline aldı ve düzgün dönebilsin diye altına koyduğumuz tahtada çevirdi. Şişe, ben ve Berkay arasında durduğunda Berkay'ın yüzünde ufak bir telaş ifadesi belirdi. Ben soruyordum. İşin kötü yanıysa şişe çevirmecede adamın gözünün yaşına bakmazdım.

"Doğruluk mu, cesaret mi?"

Berkay sorum karşısında dudaklarını büzüp bir süre düşündü. Soruyu soran ben olduğum için bu kadar düşünmesi doğaldı. "Cesaret."

"Üç kere cesaret demek yasak!" Hayal birden yüksek sesle konuştuğunda ilgiyi üzerine çekmişti. Elini ağzına kapatıp güldükten sonra ekledi. "Ay pardon, heyecanlıyım biraz. Bir de sadece üç kere shot atabilme hakkımız olsun, yoksa eğlencesi kalmaz oyunun."

"Katılıyorum." diyerek destekledi onu Cenk. Kurallar kesinlik kazandığında tekrardan Berkay'a döndüm.

"Dide'yi yarım dakika boyunca öp."

Berkay kaşlarını kaldırıp alayla güldü. "E bu çok kolaymış. Senden daha fena bir şeyler beklerdim İrisgil."

Hafifçe gülümsedim. "Zorluk kavramı kişiden kişiye göre değişir Berkaycığım."

Berkay omuz silkip dudaklarını Dide'nin dudaklarına bastırırken Sezgin tek eliyle İzel'in gözlerini kapatmıştı. Bense gözümü kırpmadan Seray'a bakıyordum. Çınar'daki ilgisi kaybolmuştu, boş bakışlarla yeri izliyordu. Herkes kendi eğlencesinde olduğu için kimse Seray'ın yüzündeki hüznü fark etmemişti ancak benim görmek istediğim tam olarak buydu.

"Biz çıkalım mı?" Yarım dakika bittiğinde Cenk gülerek konuşmuştu. Berkay ve Dide ayrılırken Dide, başını utançla Berkay'ın omzuna yaslamıştı. Berkay Cenk'e dil çıkararak şişeyi çevirdi. Bu kez şişe Utku ile Sezgin arasında durmuştu.

Sezgin soğukkanlılıkla "Doğruluk mu, cesaret mi?" diye sordu. Utku gerginlikle bana baktığında kaşlarımı 'sen kaşındın' dermiş gibi kaldırdım.

"Doğruluk olsun."

Sezgin bir süre gözlerini kısarak düşündükten sonra kafasındaki soruyu sordu. "İris'e ne zamandan beri aşıksın?"

Utku bir anda rahatlamış gibi gözlerini bana çevirdi, benim bakışlarımsa yanan ateşteydi. "15 yıldır."

Berkay içtiği kolayı püskürtürken Cenk ve Çınar gülmüştü. Onlar biliyordu tabii bunu. Sezgin de epey şaşırmıştı fakat belli etmiyordu.

GÖKKUŞAĞI | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin