[ Köprüdeki kısma gelince medyadaki müzikle okursanız daha fazla zevk alabilirsiniz ^^]
Sesleri duyan Kristina'nın kılıcını çekmesi, anlık bir süre içerisinde gerçekleşti. Az önceki korkak kız, yerini soğuk kanlı bir katile bıraktı adeta. Derinlerden gelen istekle "intikam... dedi. Yavaşça, seslerin geldiği zemin kata doğru yürümeye başladı. Kristina'yı durduran, Brad'in, sol kolunu tutması oldu "Bu sefer olmaz. Onlar geldiyse kazanamayız." dedi. Kristina arkasına bakmadan konuşmaya başladı "Peki... Söyle o zaman ne yapacağız?" "Diğerlerini bulmalıyız, tabi yaşıyorlarsa... Önceliğimiz buradan çıkıp güvenli bir yer bulmak." "Güvenli bir yer?" Brad cevap veremedi. Kısa süreli beklemenin ardından ortak bir karara vardılar. Karşıdaki kıyafet mağzasının giyinme kabinine girdiler.
Yaklaşık 10 yaratık, Kristina'ların olduğu kata gelmişti bile. Kristina kabinin perde aralığından tek gözü ile yaratıkları izliyordu. Farklı birşeyler vardı, önde yürüyenler, öncekiler gibi siyah gözlü, salak ve dikkatsizdi, ama arkadan gelen 3 yaratık, etrafı dikkatlice izliyor ve emin adımlarla hareket ediyorlardı. Bir tanesinin yüzünü gören Kristina, koyu yeşil gözlerine bakakaldı. Göz göze geldiklerini sanan Kristina başını hemen geri çekti. Anlık hareketlenmeyi fark eden yeşil gözlü yaratık diğerlerinin gerisinde kalıp, Kristina'ların olduğu kabine doğru, yavaş ve dikkatlice yürümeye başladı. Yaklaşan yaratığı fark eden Kristina kılıcın kabzasını sımsıkı tutmaya başladı, avuç içi hafiçe terliyordu. "Ses çıkarmasına izin verme." dedi Brad fısıldayarak. Kristina tepki vermeden beklemeye devam etti...
Yaratık iyice yaklaşınca, "şimdi" dedi Brad heycanla. Kristina perdeyi açar açmaz, yaratığın üstüne atladı, kılıcı direk olarak boğazına saplayıp, yukarı doğru kaldırmaya başladı. Kılıç kafatasına geldiğinde çatlama sesleri çıkınca, tüm gücüyle çekti Kristina. Yaratığın başı 2 parçaya ayrıldı kaldı, Kristina kılıcı ağzına yaklaştırıp üzerinde kalan kanı farkında olmadan yaladı... Gözleri bir anlığına kırmızı olup eski haline döndü. Kimse fark edememişti tabii ki.
Brad ölen yaratığı boş bir kabine doğru taşıdı. Bu arada Kristina Sena ile konuşmaya çalışıyordu "Üzgünüm tatlım, ama böyle olması gerekiyor..." Sena dolan gözlerini koluyla silerken "Biliyorum..." diyebildi sadece.
Koridorun kontrolünü bitiren yaratıklar geri geldiklerinde bizimkiler çoktan kabindeki yerlerini almışlardı. Mağzanın önüne gelen 2 yeşil gözlü duraklayıp, kabine doğru bakmaya başladılar. Kısa bi bakışın ardından ikiside bakmayı bırakıp geldikleri yöne koşmaya başladılar. Alışveriş merkezinin içi koşan ayakların çıkardığı seslerle dolsada seslerin kesilmesi sadece bir kaç dakika sürdü.
Kabinin perdesini çekip dışarı çıktılar. Kristina dikkatlice etrafı kontrol etmeye başladı. Alışveriş merkezinde, adeta sinek uçmuyordu, rahatlayan Kristina, mağzaya geri geldiğinde esneyen Sena'yıda görünce kendi uykusununda geldiğinide fark etti. Uyumak için güvenli bir yer düşünüyordu. Kapısını kilitleyebilecekleri tek yer malzeme odası gibiydi. Brad'e söyleyince oda onay verdi. Sena'yı kucaklayan Brad temizlik odasına giderken Kristina'da yüzünü yıkamak için lavaboya gitti.
Aynanın karşısına geçen Kristina musluğu açıp bir avuç suyu yüzüne serpti, kurulamadan bir avuç su daha serpti. Lavaboyu tutmuş akıp giden suya bakıyordu, kafasını kaldırıp aynaya bakması şok olmasına neden oldu. Karşısında net olmayan kırmızı gözlü bir silüet Kristina'ya doğru yürüyordu... Kristina yavaşca aynaya dokundu, farklı bir şey yok gibiydi, korkudan mı, yoksa sinirden mi istemeden aynaya yumruğu yapıştırdı. Ayna ortadan kenarlara doğru çatlayarak parçalara ayrıldı. Elinden akan kanı umursamadan lavaboyu terk etti Kristina.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
17
Science FictionAksiyon 3.bölümden sonra 4.bölüme kadar sıkın dişinizi ^^ Çıkmaza giren hayatı gerçekten gerçek mi ?