Küçük kız bir anlık tereddütün ardından Kristina'nın elini tutmaya karar verdi. Elini sıkıca tutan Kristina, bu küçük mutluluğun ellerinden kayıp gitmemesi için herşeyi yapmaya hazırdı. Tatlı bir sesle "Hadi gidelim." dedi küçük kıza. Güven hisseden kız başını sallamakla yetindi.
Kan gölüne dönen koridora gelen Kristina, küçük kızı sırtına aldı. Kızın gerginliğini azaltmak için konuşmaya çalıştı "İsmini söyleyebilirmisin?" kız bir süre cevap vermedi. Kristina "Sanırım konuşmak istemiyorsun." der demez, kız ince bir ses çıkardı "Sena..."(Senâ değil arkadaşlar direk Sena) Kristina devam etti "Ailen nerede? Sen neden kaçmadın?" kız ağlamaklı bir sesle "Bilmiyorum... Hatırlamıyorum..." dedi. Kristina daha fazla konuşmanın Sena'yı ağlatacağını düşünününce susmaya karar verdi. Konuşmanın bitmesiyle merdivenlere ulaşmaları bir oldu. Basamakları çıkan bir çif ayak sesi duyuyordu Kristina. İyice yaklaşam sesler bir anda kesildi. Kristina başını uzatıp alt kata baktı, Brad tam altında dikilmiş elindeki bitter çikolatalı gofreti ısırmaktaydı.
"püff" gibi bir ses çıkaran Kristina, merdiven basamaklarını inmeye başladı. Kristina'nın arkasındaki kızı gören Brad gülümsemeye başladı, yanına geldiklerinde "Hey ismin nedir? dedi. Kız Kristina'nın bacaklarının arasına saklanmaya çalıştı. "Sena" diyen Kristina oldu."Biraz utangaç, üzerine gitme!"
"Konuşacaklarımız var Brad. Bu arada, Sena açmısın?" diyen Kristina istekli bir şekilde "Evet" cevabını aldı. Sena'yı Brad'le birlikte bırakan Kristina yiyecek birşeyler almak için alt kata inecekti.
Merdivenlere geldiğinde, gözü cama takıldı kaldı. Şehrin ışıklı bölgeleri hareket eden gölgelerle doluydu, asıl garip olan ise karanlık yerlerde, göz hizasında hareket eden renkli noktalar olmasıydı, yüzlerce yeşil nokta azalarak, yerini mavi ve beyaz noktalara bırakıyordu. Alışveriş merkezine en uzak noktada ise bir çift kırmızı nokta hareketsizce yerinde duruyordu. Sanki Kristina'ya bakar gibi... Kırmızı noktalarala göz göze geldiğini hisseden hisseden Kristina'nın tüyleri bir anda diken diken oldu. Kristina dengesini kaybedip olduğu yerede dizlerinin üstüne çöktü kaldı. Kendi kalp atışlarını duymaya başlayan Kristina korkuyu içinde hissediyordu, ölümün korkusunu... Ayağa kalkıp tekrar cama bakmaya başladı. Kırmızı noktalar ortadan kaybolmuştu... Kristina kafasını dağıtmak için koşar adımlarla, yiyecekleri almaya gitti.
Tedirginliği yüzünden geri gelmesi 2 dakikadan fazla sürmemişti. Kristina'nın korku dolu gözlerini gören Brad hemen yanına gidip "Birşey mi oldu?" diye sordu. Kristina titreyen sesiyle "Gözler... Kırmızı gözler..." diyebildi sadece. Brad bir anda kaskatı kesildi. "Ne biliyorsun? Hemen anlat!" dedi Kristina. Brad geç algılasada konuşmaya başladı. "Herşey bulanık... parçalanmış cesetlerle dolu bir oda... Sadece cesetler var ve Kıpkırmızı gözleri olan bir silüet, adeta gölge gibi..." Brad devam etti "Nerede gördün onları!? başka renklerde gördünmü yeşil? mavi ?" Kristina "evet" diyene kadar alışveriş merkezinin içi cam kırılması sesinin arkasından gelen uğultu ve hırıltılarla doldu...
Arkadaşlar sorularınızı ve yorumlarınızı bu bölümde bekliyorum. Lütfen pas geçmeyin :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
17
Ciencia FicciónAksiyon 3.bölümden sonra 4.bölüme kadar sıkın dişinizi ^^ Çıkmaza giren hayatı gerçekten gerçek mi ?