Kristina gözüne çarpan ışık hüzmeleri ile uyandı. Güneşin her zamankinden parlak olduğunu düşünerek kalktı yatağından. Her sabah yaptığı gibi, soğuk su ile duş almaya başladı. Duştan çıkan Kristina'nın gözü takvime takılıverdi doğum gününe 5 gün kalmıştı , Ayın 17 sinde 21 olacaktı. Kendine kahve hazırlayan Kristina, sıcak kahvesi elinde, televizyonun karşısına uzandı. Kanalları yavaş yavaş değiştiriyordu. Hiç birşey dikkatini çekmeyince televizyonu kapatmaya karar verdi. Eli kapatma düğmesine gitmişti ki daha önce orada olmayan bir kanal listede göründü. Kristina merakla kanalı açtı, yayın kalitesi kötü ve sesler kesik kesik gelmekteydi.
Yayını dikkatle izleyen Kristina, ne kanala ait bir simge nede programa ait bir isim görebiliyordu. Merakı iyice artmaya başlamıştı. 13 dk boyunca gözünü televizyondan ayırmadan soluksuz izledi. Ekranda, yüzünü kapşonuyla kapatmış, sağ göğsünün üstünde siyah bir hilal olan adam, etrafındaki karanlık silüetlere konuşma yapıyordu. 17 dk süren konuşma bittiğinde yayın bir anda yerini gri karıncalanmaya bıraktı demeden ekranda simsiyah bir hilal belirdi.
Az önceki adamın sesini aratmayan bir ses konuşmaya başladı. "Sesimi duyan 17 kişi, eski hayatınızı bir kenara bırakmaya hazır olun. olayları sadece sizler şekillendirebilirsiniz..." konuşma bittiğinde siyah hilal yerini tekrardan gri karıncalanmaya bıraktı. Kristinanın tüyleri diken diken olmuştu. ilk olarak tesadüf olduğunu düşündü ama "17 kişi tesadüf olamaz" diyordu içinden. "Birilerinin canı fazla sıkılmış olsa gerek!" dedi kendi kendine. " Ah geç kalıyorum" diyerek" hazırlandı. Sokağa çıkıp yürümeye başladı, korktuğunu hissediyordu, ne kadar şaka olduğuna inanmaya çalışsa da "17 kişi" fazla şüpheliydi. Yolda gördüğü herkese şüphe ile bakan Kristina'nın gözleri siyah hilali aramaktaydı. Okula gelene kadar, şüpeli kimseye rastlamadı, yada öyle sanıyordu! "Fazla abartıyorum." diyip biyoloji sınıfına yöneldi. Bu yıl Kristina'nın 3.senesiydi, bölümünün birincisi, uzun boyu ve simsiyah saçları sayesinde de herkesin gözdesiydi. Sınıfa girince, en yakın arkadaşı Angela'yı görüp gülümsedi. Angela kızıl saçlara sahip, uzun boylu, beyaz tenli ve ortalamanın çok üzerinde güzelliğe sahip bir kızdı. Kristina Angela'nın yanına gelip oturdu. Üzerinde çalıştıkları son projenin dosyasını masanın üzerine koydu. Dosyanın kapağında "İnsanoğlunun Fiziksel Sınırları" yazıyordu.
Dosyanın sayfalarını teker teker incelediler. Son sayfa olan 17 ye geldiklerinde Kristina donakaldı. Sabah televizyonda gördüğü hilalin aynısı, sayfadaki ilk kelimenin hemen yanında duruyordu. Kristina şoktaydı, "Dosyayı yanımdan hiç ayırmadım. Ne zaman? Nasıl?" dedi içinden. "Hey iyimisin?" diyen Angela Kristinayı bir anda kendine getirdi. Kristina hiç konuşmadan sınıfı terk etti. Kristinanın ayak sesleri koridoru terk ettiğinde, Angela cebinden telefonunu çıkardı, yüzünde sinsi bir gülümseme vardı...
Kristina okuldan çıkarken büyük çam ağacının yanındaki Brad'i fark etti.
Brad Kristina ile aynı sınıfta, konuşmayı pek sevmeyen, yakışıklı bir çocuktu. Brad donmuşcasına güneşe bakıyordu. "Sanki ruhu bedenini terketmiş" diye düşündü bir anda olsa Kristina. "Her zamanki hali " diyip evinin yolunu tuttu. Dünyadan bi haber koşar adımlarla...
Evine ulaşır ulaşmaz, hemen bilgisayarın başına geçip, siyah hilal adına araştırma yapmaya başladı. Hiçbirşey bulamayan Kristina'nın son çaresi 17 siyah hilal oldu. Arama motoruna 17 Siyah Hilal yazdı. Tek bir sonuç belirdi. Siteye girdi , karşısına beyaz bir ekran geldi. Zaman geçirmek için kahve yapmaya karar verdi. Bilgisayarın başından kalkıp mutfağa gitti. Bir kaşık Türk Kahvesini bakır cezveye koyup pişirmeye başladı. 15 dakikada kahveyi hazırladı. Bir fincan alıp bilgisayarın başına döndü. "2 dakika daha" diyip kahvesini yudumlamaya başladı. 2 dakika dolar dolmaz ekran ortadan kararmaya başladı 17 saniyede, siyah hilal şeklini aldı... Site yavaşca belirginleşti. "Oyun sitesi gibi" diye düşündü Kristina.
Sitenin tamamen yüklenmesi ile birlikte, Kristina siteyi gezinmeye başladı. Site komplo teorileriyle doluydu. İlk teoriyi okuyan Kristina teoriyi son projesine benzetti. "İnsanoğlunun Fiziksel Sınırları"
Yan etkileri okurken yüzünde yaraların oluşturduğu sarkıtlar olan bir insan gören kristinanın midesi bulanmaya başladmıştı, yaratık demenin daha doğru olacağına karar verdi. Sayfanın en altında 16 siyah 1 kırmızı pelerin resmi vardı. Bu 17 saçmalığından iyice sıkıldığını hissedip bilgisayarı kapattı.
Bu olaylardan sonraki 5 gün, Kristina için çok sıradan geçti. 5 gün önce olan şeyleri unutup projesinin üstüne daha fazla yoğunlaşmaya karar verdi... Pazar sabahı, marketten yeni alışveriş yapan Kristina, eve dönerken şehir merkezinden yükselen siren sesleriyle paniğe kapıldı bir anda. Kristinanın aklına ilk gelen Angela'ydı. Hemen onu arayıp nerede olduğunu öğrendi. Angela Kristina'nın evinin önünde beklediğini söyleyince Kristina rahatlayıp koşar adımlarla evin yolunu tuttu.
Halk çılgınca şehri terk ediyordu, Kristina aralarından zar zor sıyrılıp eve ulaştı.
Kaostan etkilenen kızlarda evde durmanın saçma olduğunu düşündüklerinden şehri terk etmeye karar verdiler. Çantalarına bir kaç kıyafet ve dondurulmuş yiyecek dolduran kızlar sokağa çıktılar. Metro hattına doğru giderken karşılarına yuzunde sarkıtlar olan bir yaratık çıktı. Bu sitede gördüğü yaratıklardandı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
17
Ciencia FicciónAksiyon 3.bölümden sonra 4.bölüme kadar sıkın dişinizi ^^ Çıkmaza giren hayatı gerçekten gerçek mi ?