Dürüst olacağım. İlk görüşte birine karşı aşk, sevgi, nefret, öfke, iğrenme, hayranlık ve birçok duyguyu beslemeyi doğru bulmuyorum. Çünkü onu tanımadan, tanımaya çalışmadan onun hakkında herhangi bir duyguya sahipsiniz. Karşınızdaki insana dair belki de hiçbir şey bilmiyorsunuz. Hoşunuza giden bir moda anlayışına sahip olabilir, sevimli bir yüze sahip olabilir ya da dikkat çeken özellikler barındırabilir. Oldukça normal. Bu sadece onun herkes tarafından görülebilen bir özelliğini sevdiğinizi veya sevmediğinizi gösterir. "Moda anlayışı bana ters. Giyim tarzından hoşlanmadım." demek yerine yalnızca tek özelliğine göre yargılayarak "Onu sevmedim." demek yanlıştır. En azından bunlar benim düşüncelerim. Benden farklı düşünenleri de gördüm.
Benimle ters fikre sahip olanlardan birine, arkadaşım Shinobu'ya, uğramak üzereydim. Aramızda uzak mesafe vardı. Ben de eğer onunla buluşacaksam sürekli otobüs kullanırdım. Otobüsün saatlerinin değiştiğinden haberdar değildim ve yeni öğrenmiştim. Durağa vardıktan sonra telefonumdan otobüs saatini kontrol etmiştim. Otobüs gelene dek zaman geçirme huyum bana gerçekleri göstermişti. İki yıldır değişmeyen otobüsün saatleri değişmişti. Şimdiyse yirmi dakika beklemem gerekiyordu. İşte buna sevinebilirimdim.
Asla kalabalık olmayan durak beni şaşırtmadı. Benim dışımda kısa boylu, uzun saçlı, suratında en ufak mimik barındırmayan bir genç çocuk kulaklığından müzik dinleyerek kendi otobüsünün gelmesini oturarak bekliyordu. Onun aksine ben ayaktaydım.
Geçen altı dakikanın ardından arkamdan yüksek ve hızlı nefes alış veriş sesleri duydum. Arkama dönünce beyaz saçlı birisini görmüştüm. Neredeyse her yerini sarmalamış yaraları gözüme çarpan ilk şeydi.
"Pardon, 127 numaralı otobüsün geçtiğini gördünüz mü?"
---
mrb hastalanmama rağmen sanegiyuu yazacak güç buldum. sanemi'yi baya değiştiricem söyleyim de.japonyada otobüsleri nasıl adlandırıyolar bilmiyorum bu yüzden ben bi şeyler sallayacağım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Escape |sane.giyuu|
FanfictionTomioka Giyuu otobüs durağında gördüğü kişiden hoşlanıyordu.