🥕21🥕

47 8 23
                                    

Hellö!

Nasılsınız Uzaylılarım?

Bölüm şarkımız: Yedinci Ev - Sevsene Beni


Dediklerine bakılırsa ben olduğuma az önceki olayla beraber emin olmuştu. O halde Uzay'ın bunu öğrenmemiş olma ihtimali az da olsa vardı.

Gözlerimi sıkı sıkıya kapatarak merakla beklenen o soruyu sordum.

"Uzay biliyor mu?"

Cevabını verene kadar gözlerimi açmayı düşünmüyordum.

Neden gerilim yartıyorsun versene cevabını. Ya evet diyeceksin ya hayır, neden bu kadar bekledin ki?

Ah, bu çocuk beni delirtmeyi düşünüyordu sanırım! Gitmiş olmasından korkarak gözlerimi araladığımda bağcığını bağlıyor olduğunu gördüğümde hem rahatlamış hem öfkelenmiştim.

"Cevap versene be çocuk!"

Kafasını şaşkın gözlerle kaldırdı ve bağcığını bağlamayı bitirmiş olacak ki cevap vermeye tenezzül etmişti.

"Ha, ha şey. Kabul ediyorsun yani? Benimki bir tahmindi sadece." dedi ve omxularını silkti.

Kendime öyle küfürler etmek istiyordum ki...

Dişlermi öfkeyle birbirine bastırdım. Bazen kafan duruyor be İz! Kafan takılıveriyor! Umut'un kafasına ayakkabı fırlatma isteğimi bastırarak gülümsemeye çalıştım.

"Umarım bu tahminini yalnızca kendine saklamışsındır."

Parmaklarımı kıtlatarak sorduğum soru üzerine yutkunarak bir iki adım geriledi.

"Tabii canım. H- hem ben baştan beri seni destekliyorum be, bana böyle atarlanamazsın!"

Çatık kaşlarım hayretle havalandı, uzaktan hiç de cazgır bir çocuğa benzemiyordu fakat beni bile susturmuştu.

"Tamam canım bir şey demedim. Sadece bundan sonra da ağzını kapalı tutacaksın." diye mırıldanırken sesim yumuşamıştı.

"Ay cidden benden mi bahsettiniz, nasıl bahsettiniz?" korkarak sorduğum soruyla parmaklarım oynamaktan kızarmıştı. Konudan konuya atlamamı ve merağımı bastıramayışımı yadırgamamıştı. Kocaman gülümsedi.

"Senden bahsederken yüzü gülümsüyordu." diye mırıldandıktan hemen sonra ciddi bir ton takındı.

"Ve seni bulduğumu tabii ki de Uzay'a yetiştireceğim!"

Bir anda koşmaya başladığında şaşkınlığımı üzerimden attığım anda ben de peşinden koşmaya başlamıştım. Panik popona vurdu, koş tabii! Bunu hesaba asla katmamıştım.

Fakat Umut'un da hesaba katmadığı bir şey vardı.

Hayatımın kahramanı Deniz!

Ceketinin ensesinden tuttuğu Umut'u önüme getirirken sorgular bir biçimde kaşlarını çatmıştı.

"İz?"

"Sen var ya birtanesin!" diye haykırdığımda Deniz gülümsemeye başlamış Umut somurtuyordu. Yakasını hışımla kendine çekti. Boğazımı temizleyerek ona döndüm.

"Öğrendiğin her şeyi kendine saklayacaksın." dedim parmağımı suratına sallaya sallaya.

"Ben Uzay'dan bir şey saklayamam ki." diye mırıldandı. Yüzüme üzgün bir ifade yerleştirdim.

"Beni ağlatmak mı istiyorsun?" derken hafiften sesimin titremesine dikkat etmiştim. Duygu sönürgüsünden başka hiçbir çarem yoktu.

"Ay önümde biri ağlarsa ben de ağlarım." diye mırıldanırken doğru yolda olduğumun farkındaydım. Deniz'in endişeli bakışları anladığını belirten bir gülümseye dönüştüğünde beni bozmadı.

"Valla ağlarım!"

"Beni de ağlatırsın!" ikimizin de gözleri dolduğunda kahkaha atmamak için o kadar zor tutuyordum ki kendimi...

Aklıma gelen ani fikirleri olayı noktaladım ve kendime bilmiş bir ifade takındım.

"Şimdi ister misin ki okulda hacker olduğunu öğrenmeyen kalmasın?"

Gözleri korkuyla açıldığında omzuları mağlubiyetle çökmüştü.

"Bu yaptığına var ya, şantaj denir şantaj!"

Yüzümdeki hüznü anında sildim.

"O zaman beni desteklemeye devam!"

Elimi anlaşma yaparcasına uzattığımda ciddi haline tekrar bürünmüştü. Duygu geçişleri fazla hızlıydı.

"Kankamı üzmemen şartıyla bunu kabul edebilirim. Sonuçta sevap işlemiş olacağım canım, değil mi?"

Heyecanla onayladım.

"Söz!"

Huzursuzca başını onaylarcasına salladı ve konuşmak için tekrar araladı dudaklarını.

"Fakat bilmen gereken bir şey var..."

Kendinize iyi bakın!

Uzaylı // Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin