💦44💦

40 7 39
                                    

Helööö!

Bölüm şarkımız: Adamlar - Sarılırım Birine

"Bak şimdi, İkinci viyana kuşatması Merzifonlu Kara Mustafa Paşa önderliğinde başlıyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bak şimdi, İkinci viyana kuşatması Merzifonlu Kara Mustafa Paşa önderliğinde başlıyor. Diyor ki Heheyt, Avusturya'da kimmiş, siz bana yeter ki yetki verin, ezer geçerim. Ama müttefiğe ihtiyacımız oluyor tabii. Kırım, Erdel, Eflak ve Bağdan Beylerini topluyor, gidiyor savaşa. Lehistan, Avusturya'ya yardıma yardıma gelirse diye, şurada gördüğün Tuna Nehri'ni de Kırım tutacak. Diğerleri de ordu gücüyle yanımızda. Tam kazanacak durumdayız, her şey çok güzel gidiyor. Sonra ne oluyor, bu beyin yerine ne taşıdıklarını anlamadığım, Kırım askerlerinin yanında duran Yeniçeri askerleri de Kırım askerlerine dikleniyor. Diyor hayırdır, siz kimsiniz? Kırım askerleri de trip atar gibi nehri terk etmesin mi, biz dımdızlak kalmayalım mı,"

"Tıpkı senin gibi mi?" diyerek sözümü keserken birden kafasını çizdiğim haritan kaldırdı ve gözlerime dikti gözlerini. 'Terk etmek' kelimesine ithafen konuşmuştu. Gözlerini hiç bu kadar yakından görmemiştim, ne kadar da güzeldi. "Lehistan da savaşı basmasın mı..." diye mırıldanırken ağzımdan ne çıktığını bile bilmiyordum şu an. Gözleri adeta beni serseme çevirmişti ve fazla yakındı "Cık, basmasın." diye mırıldandı ve kafasını iç çekerek diğer tarafa çevirdi.

Tam zamanıydı, onunla konuşmalıydım. "Uzay," diye seslendim bana dönmesi için. Bana döndüğü anda kalbim ağzımda atarken nefes almadığım için mosmor olduğuma emindim ama pes etmek yoktu, cesaretimi toplayabilirdim. "Çok kötü bir yanlış anlaşılmanın ortasında kaldım. Eski sevgilinle barıştığınızı sanmıştım ve nasıl hissettiğimi tahmin edebilirsin?" Kaşlarını çattı, birazcık Uzay'ı tanıyorsam Azra'yı nereden öğrendiğimi sorguluyordu.

"Umut ya tabii," diye mırıldandı ve yüzünü sıvazladı, ben de bundan cesaret alarak devam ettim. "Seni bu kadar etkileyeceğini aklımın ucundan geçirmezdim. Başından beri se- bunu göze alarak yazıyordum, hoşlanıyordum." Son kelimeyle yüzümü eğdim utançla, tenim beyaz olmamasına rağmen kızarmak benim şanssızlığımdı. "Gelip sorabilirdin, sen duyduklarına güvenmeyi tercih ettin."

"Özür dilerim, haklısın." diye mırıldandım ve buruk bir şekilde gülümseyerek önüme döndüm. "Her şeyi berbat ettim." diye devam ederken kaşlarını kaldırarak bana döndü. Bir süre öylece durduk. Bir şey sormak için dudaklarını aralamıştı ki, sonra vazgeçmişti. Yine de geri durmadı.

"Öğle arasında o pezevenkin çağırdığı yere gitmeyeceksin, değil mi?" Dudaklarımda kocaman bir gülümseme belirdi ve kafamı iki yana salladım. Gülümsedi, gülümserken gözlerinde adeta papatyalar açıyordu ve papatyaları severdim.

"Miyav desene bir de?" diye mırıldanırken ellerimi yanaklarıma yerleştirdim. Attığı bakışla ne dediğimi farkına varmış ve düzeltmek için ağzımı aralamıştım ki çok geç olduğunun farkına vararak sustum.

Tam anlamıyla patavatsızdım. Küçük bir kahkaha patlattığında daha çok utanmış ve kafamı deve kuşu gibi gömesim gelmişti ama gömemiyordum.

"Senin kedilerden korktuğunu sanıyordum."

"E zaten sevdiğim iki kedi var biri sensin biri de-" Ne dediğimi yine bilmiyordum işte, dilimi ısırarak sustum ve gözlerimi kaçırdım. Anında yüz ifadesi değişmişti.

"Ha yani birden çok kedin var?"

"Ha yani kedi olduğunu kabul ediyorsun?"

"İkinci 'kedin' kim?"

"Kara Kedi, oldu mu? Ay bak yine yükseldim, tatlı pisicik."

Hayranlığa çevrilen bakışlarımla göz devirdiğinde sırıtmadan edemedim, tam bir kediydi işte! Hadi ama bu yaşta Uğur Böceği ve Kara Kedi izleyen bir tek ben olamazdım... Hatta Marinette ile Luka'yı shiplerken aynı anda Kara Kedi ve onun böcüşünü shipleyen tek manyak da olamazdım.

Gülümsediğimde karşılık vermekle yetindi. Sanırım ihtiyacımız olan tek şey biraz zamandı.

İkimizin de telefonuna aynı anda bildirim geldiğinde kaşlarımızı çatarak telefonlarımızı açtık. Tanımadığım numaradan gelen mesajla gözlerimi büyüttüm ve hızla Uzay'a döndüm. Telefona sadece kaşları çatık bir şekilde bakmakla yetiniyordu. Ona da aynı mesajdan gelmiş olamazdı, değil mi?

Bölüm sonu!

Bilgilendirme:

Anlattığım tarih konusunu sallamadım, tamamen doğru bilgidir dövmdölvasdhjk

Bilgilendirme bitmiştir.

Uzaylı // Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin