İstanbul
Ağırlayamayacağın misafiri yüreğine konuk etme..
'Aylin'
Bahçe kapısından esen rüzgar Aylin'in tepesinde kalemle topuz yaptığı saçlarını dağıtmaya yetiyordu. Hindistan cevizi yağı ile tatlandırdığı filtre kahvesini yudumlarken lap-top bilgisayarından kura sonuçlarına bakmak için cesaret toplamaya çalıştı. Kalbi hiç böylesine hızlı atmamıştı. Aylardır ev ve babasının iş yerinde vakit geçiriyordu, boş kalmaya alışık olmadığından, atanamamış olması ihtimalini aklına getirmek istemedi. Her ne kadar babası yanında işe başlayabileceğini tekrarlasa da Aylin bu teklifi reddediyordu. Babasının gözetimi altında bu mesleği yapmak fikri hoşuna gitmiyordu. Kafasını kurcalayan çok fazla şey vardı, en çok da babasının kütüphanedeki gizli odası... Aylin'i düşüncelerinden cep telefonunun sesi uyandırdı, arayan annesiydi.
"Alo anne"
"Aylin kızım yetiş!"
Aylin soğukkanlılıkla bilgisayarı sehpanın üzerine yerleştirip;
"Anne sakin olur musun lütfen, sorun ne?"
"Kızım baban kaza yapmış, bir kıza çarpmış hastaneye kaldırmışlar."
Aylin duyduğu haberin sarsıcı etkisiyle ne diyeceğini bilemedi, babasına bir şey olması ihtimali tüm benliğini ele geçirmişti, annesine sadece;
"Babam?"
"Babanla konuştum kızım iyiymiş, bir kaç sıyrık o kadar ama çarptığı kız yaralıymış. Çabuk hastaneye gel."
Telefonu kapatır kapatmaz hazırlanıp koşarak evden çıktı, kapıda Kerem ile karşılaşınca konuyu telaşla kısaca özet geçti. Kerem böyle bir durumda sevdiği kızı yalnız bırakmak istemeyince hastaneye bırakabileceğini söyledi. Babasını ve yaralanan kızı çok merak ediyordu zaten Kerem'i asla reddedemezdi. Arabaya bindiler, Aylin ilk kez Kerem'in yanında başka şeyler düşünebildi, ilk kez heyecanlanmadı ve sadece babası ve yaralı olan kızı düşündü. Fark etmeden tırnaklarını yiyordu, Kerem yavaşça elini ağzından çekti ve;
"Sakin ol önemli bir şey yoktur. Kendinde söyledin Salih amca iyiymiş."
"Sadece babamı düşünmüyorum Kerem, ya çarptığı kız? bu kadar bencil olmadığımı bilmen lazım."
"Öyle demek istemediğimi biliyorsun zaten Salih amca ilk müdahaleyi olay yerinde yapmıştır."
"Bilmiyorum Kerem inşallah ikisi de iyidir."
"Merak etme canım ikisi de iyidir, iyi olacaklar."
Aylin Kerem'in ilk kez 'canım' dediğini fark etmedi, Kerem telaşının farkında olduğundan bu duruma takılmadı. Elinden geldiğince hızlı bir şekilde Aylin'i babasına kavuşturmak için bütün dikkatini yola verdi ve yol su gibi akıp gidiyordu. Kısa süre sonra hastaneye geldiler kapıya yanaşıp Aylin'in inmesine müsaade etti, pencereden Aylin'e; "Sen gir ben geliyorum." dedi. Aylin koşar adım hastaneye girip ameliyathane katına indi, annesini görünce sımsıkı sarılıp, babasının nerede olduğunu sordu. Halide hanım;
"Baban içeri girdi kızım, ameliyata girmek istedi, başhekim izin vermedi. Babanda izlemek istedi."
"Babam nasıl peki, iyi mi?"
"Kıza çarpınca cam kırılmış, kolunu kesmiş biraz ama iyi merak etme kızım. Kendisini suçluyor sadece."
"Yarasına baktırdı mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzaklardan Yakınlara
General Fiction"Koparılması mümkün olmayan tek bağ, anne ile evlat arasındaki bağdır." Kabuslarla dolu dünyasında tek umudu küçük kızının battaniyesine sinmiş kokusuydu. Yıllardır bıkmadan, usanmadan Dicle nehrine gidip kocasının yasını tutuyor, küçük kızının yoll...