1~Serim

86 5 9
                                    

Anahtarı koltuğun üstüne fırlatıp kendimi bitkin bir şekilde koltuğa bıraktım. Yine terk edilmiştim. Kalbim yanıyor aga.

"Yine kim tarafından terk edildin?" dediğinde dudaklarımı büzüp mutfakta bir şeyler yapan Woobin'e baktım. 

"Sorma bebeğim ya." 

"Okay, sormadım say." dediğinde sinirlenip yanına gittim. Yemek masasının altından bir sandalye çekip kıçımı yumuşak yüzeyine bıraktım.

"Pezevenk herif ciddi al diye söylemedim. Bak şimdi ne oldu biliyor musun?" Elindeki çırpıcıyı bırakıp elini uzattı.

"Hayır, şekeri uzat." Kafamla onaylayıp yanımdaki çekmeceden şekeri çıkarıp ona uzattım. 

"Hani benim konuştuğum kız vardı ya? Şu babasının güzellik merkezi olan. Hatırladın?" Kafasını salladığında devam ettim. "Heh işte, neyse biz bunla gayet iyi konuşuyoruz. Babasıyla falan tanıştırmak istedi, oradan geliyorum zaten. Yemek yedik, hesabı bunlara kilitledim. Neyse tatlılar geldi konuşuyoruz babası dedi bana 'Serim ne mezunusun.' Bende okumuyorum biliyorsun. Neyse salladım bizim Minhee'nin bölümünü söyledim." Gülerek elindeki leğeni kek kalıbına dökerken sözümü kesti. İt herif.

"Oğlum sen işletmede yapamazsın ki. Seungmin'i atsaydın ortaya." Sözümü kestiği için hafifçe ayağımla kıçına vurarak susturdum.

"İşte dur iki dakika. Neyse dedim 'Sayın babacığım işletme okuyorum.' Bizim karı kalktı birden ayağa, böle ağzını yaya yaya 'Hani okul öncesi öğretmenliği okuyordun.' yaptı. Karıya farklı söylemişim azına sıçayım. Ben bir göt oldum tabi. Neyse ne yapsam diye düşünmeye başladım. Dedim kendi kendime 'Serim sıçayım şimdiye kadar yalan söyledin bir bok kazanamadın, bunda dürüst ol. Dürüstler hep kazanıyor.' Kalktım ayağa, gurur yaptım bir de sebepsiz yere." dedikten sonra banyonun kapısının sesine döndüğümde yarı çıplak Wonjin görmeyi beklemiyordum. İlk defa bu şekilde çıkmıştı duştan, genelde kefenlerdi kendini hayatımın anlamı. Ellerini göğsünde tutarak kendi odasına yürüyordu.

"Hayırdır? Çıkmazdın böyle?" dediğinde Woobin'ninde en az benim kadar şaşırdığını gördüm. Wonjin'e kısa bir bakış attıktan sonra kekini fırına koymak için tekrar sırtını döndü. Ben ise hala far görmüş tavşan gibi Wonjin'e bakıyordum. Beni fark ettiğinde eline bir kırlent geçirip göğüsüne tuttu. Ardından da bana bir bakış atıp Woobin'e açıklamaya yaptı.

"Güzel ülkemin, güzel vatandaşı Minhee kardeşim yine almış bornozumu. Bornozumla dışarıya çıkmış meydanda fotoğraf atıyor bana bit yeniği. Sende bakıp durma be!" Bana bağırıp birden odasına koştuğunda  Woobin hafifçe kıkırdayarak el havlusunu  önlüğünün içine sıkıştırdı. 

"Eee sen devam et." dediğinde sırıtarak ona döndüm.

"Neyse kalktım işte ayağa. Dedim 'Ben bir bölüm okumuyorum. Bu gidişle de okumayacağım.' Dedi adam 'Niye?' çok mantıklı soru sordu atar da yapamadım. Dedim Aşk101 Eda ablamızı örnek alıyım 'Niye okuyayım ki? Bir kere ben çok güzel erkeğim. Böyle zengin biriyle evlenip lüks içinde yaşamayı hak ediyorum ben. Okul koridorlarında çürümeyi değil.'" dediğimde gülerek sırtını fırına yasladı.

"Eeeee?" dediğinde yüzüm birden düştü. Masaya elimi yavaşça vurarak koltuklara doğru döndüm. 

"Eee simi var oğlum? Adam ilk suratıma bardak boşaltmak için hareketlendi. Dedim Serim tabana kuvvet. Onu yapamayınca önündeki pastasını kıçıma fırlattı herif. Bak!" deyip sandalyeden kalkarak kıçımı ona gösterdim. Kahkaha atarak kıçıma vurdu. Sıkkın bir nefes alıp tekrar yerime oturdum. 

"Yalnız sen öyle hem koltuğa hem sandalyeye oturdun. Jungmo gelir birazdan sıçar ağzına. Artı olarak çilekli pasta mı o?" dediğinde aklıma Jungmo'dan yiyeceğim dayak geldi. Ahh Allahım sen koru.

"Bir haklısın feci dayak yerim. En son çarşafımı iki hafta değiştirmedim diye dayak yedim, hala acısını hissediyorum. İkincisi o herif çilekli pasta yer mi salak herif? Karidesli marideslidir. Neyse ben kalkayım da şuraları temizleyeyim." deyip kalktığımda gülümseyerek onaydı ve elini yıkayıp ardından telefonunu alarak balkona çıktı. Bu şerefsizde bize namuslu rolü oynuyor.

Ayağa kalkarak favori playlistimi açık dans ederek koltuğun örtüsünü çıkarmaya başladım. 

"AH SEKSİ! TENİNDE OYNATIYOR! AH CİCİLERİ!"

"Kıs şunun sesini namaz kılmaya çalışıyoruz şurada!" Wonjin'im odasından bağırınca memnuniyetle sesini azalttım. 

"Doksan atmış doksan vücudum var. Doya doya bitmez tadım var. Kendime arkadaş arıyorum, aradığım bana uyacak dediğimi yapacak." Son sözleri elimde koltuk örtüsüyle Wonjin'imin odasının önünde söylemiştim. Biliyorum o da beni istiyor ama naz yapıyor zilli.

Odama gidip pantolonumu çıkarıp daha rahat bir şeyler giydikten sonra koltuk örtüsünü pantolonumla birlikte yıkamaya attım. Makineyi çalıştırdıktan sonra şarkıya eşlik ederek mutfağa gittim.

"Leydiz end centilminı! Mınıha! Ar yu redy! Van, tu, tiri, foro!" Tezgahın üstüne baktığımda bezi göremediğim için Woobin'in bezlerinden kullanmayı seçtim. Bunu hemen temizleyip yok etmem lazım. Bunları okulda yanında götürüyor. Bu kadar bezi ne yapıyor bilmiyorum ama götürüyor. Okulda topluca totolarına soksalar yine de fazla. 

Deri sandalyeyi silip bezi hemen çöpe attım. Sebepsiz yere bunları yıkayıp tekrar kullandığımızda kızıyor. Tekrardan sandalyeye oturduğumda Wonjin bebeğim çıktı. Bana ters bir bakış atıp koltuğa oturarak Yasin okumaya başladı. Mecbur o okumaya başlayınca bende müziği kapattım. Tam onun güzel sesini dinleyecektim ki kumam kolunda montuyla beraber içeri girdi.

"Selam çocuklar. Wonjin şuan okumanı tercih etmiyorum. Çünkü en son Seungmin, Hyeongjun'u sokağın köşesinde tur attırıyordu. Eve gelirlerse rahat bırakmazlar seni. Nasıl gidiyor Serim?" derken montunu askılığa astı ardından da odasına gitti. Suratımı düşürerek arkasından baktım.

"Bu itte sadece sormuş olmak için soruyor he. Bilen yok bu minicik bedenin içinde, minicik bir kalp kırık." derken drama queen rolüme bürünüp elimi kalbime götürdüm. Ardından da kendimi yere attım. Ahhh.

"Allahım sen bana sabır ver yarabbim." diyerek göğsüne yasinini bastırdı yiğidim. Sırıtarak tavana döndüğüm sırada bir şey hızlıca bizim odaya girdi. Ardındansa Seungmin üzerimden atlayarak dolaptan bir tava aldı. 

"İt herif! Abi mabi demiyeceğim sıçaçam ağzına." Bizim odanın önüne gitmiş tavayla kapıya vuruyordu. Aha Seungmin yine Hyeongjun'u dövecek. Kolumu kafama yasladım ve eğlenceyi izlemeye başladım. 


Şef Woobin ve YamaklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin