Ders bitmişti ama sonucunda bende bitmiştim. sürekli "neyin var lan" diye sorular geliyodu arka ve ön sıradan. Zil çoktan çalmıştı ama ben hala siniftaydım. Açıkcası bana "Senden utanıyorum gurur. Kimseye bi şey anlatma. " deseydi, imasız bi şekilde belki daha az üzülebilirdim. Ahmeti aradım gelmiyeceğimi haber verdim. Nerdesin diye 50 kez sormuştu ama, telefonu yüzüne kapattım. Fitness'a gittim. Basketbol oynayamıyacaktım çünkü aklıma ismi lazım olmayan şahsiyet geliyordu. Fitness da ilk 60 kgla başladım kaldırmaya, sonra 100 sonra tek sağ kolumla 120 kg kaldırmaya çalışırken, bileğimin alt ve üst tarafında bi ağrı hisettim. Kolum gerçekten çok acıyordu. direkt fırlattım dambılı. Ağlamak istiyordum. Kolum büyük ihtimal zedelenmiştir diye düşündüm çünkü ben normalde biraz daha kaslı olduğum için ve genelde çok ağır kaldirdiğımda hiç bir şey olmuyordu. Bünye alışık tabi.
1 Hafta oldu. Uyku ne mesaj attı ne aradı. Pazar günlerinden nefret ettiğimi bi kez daha söylemeliyim. annemlere hala kolumu incittiğimi söylemedim ve halen acıyordu. Acısı iyice sıklaşmıştı. Kendimi dayanılmaz bi acının içinde yatağımda kıvranırken buldum. Annem odaya girdiğinde beni öyle gördüğüne şok olmuş oldu ki, çığlı bastı. "NILDII?? EVLIDIIM BENIM GIL ANNIM" diyo bi susmuyordu. Anneme olan bitenin kısa bi özetini geçtim fitness daki.
ilk tepkisi, "Gerizekalı yavrum en başından niye yanıma gelmedin oy kiyamam senin canınaa" dedi ve beni bildiğimiz giyindirdi. ne oluyor diye sormadan kendimi arabada buldum. Babam gelmişti, annem herseyi anlatmış olmalıki arabada tek başıma arabanın arkasında da hararetli hararetli konuşuyorlardı.
Babamın arabaya yöneldiğini gördüm. Arabaya annemde bindi sonunda. Nereye gidiyoruz diyemedim çünkü, ölümüne sesizlik vardı ve babam gergindi. Ses çıkartmamak daha iyidir diye düşündüm.
Hastaneye getirmişlerdi tam da tahmin ettiğim gibi. Doktorla konuştular ve koluma epey baktılar film çektiler, tüm testlerden bi kol incinmesi yüzünden geçtim. Bundan nefret ediyordum.
En son beni odaya aldılar annemleride. Doktor Koltuğuna oturdu. "Bakın, endişe edecek bir durum söz konusu değil. Ancak Kolunun kırıldığını ve hemen alçıya almamız gerektiğini söyleyebilirim. Eğer daha ağır şeyler kaldırsaydın ve daha çok zaman geçseydi kolun sakat kalabilirdi. Hanımefendi, beyfendi izniniz varsa hemen alçıya alalım derim ben" dedi.
Ben olayın şokundayken "Ben alçıya alınmasını istemiyorum. Takım maçlarım başlayacak 1 ay'a ." dedim.
Annemin ölümcül bakışları ne kadar korkutsa da, cidiyetimi bozmadım.
Babam " Ulan sana fikrini sorduk mu it. Alın doktor bey ne gerekiyorsa yapabilirsiniz. Eti benim kemiği sizindir." dedi.
Kolumu alçıya aldılar ve 1 aya kadar iyleşeceğini sıkıntı olmadığını söyledi doktor. Az da olsa içim rahatladı.
Eve vardık, babam hiç konuşmadan gazetesinin başına döndü. Bende odama Çıktım. Üstümü değiştirmeye çalıştım ama olmadı. Annem geldi ve yardım etti. Annemde de bi suskunluk vardı ve bana her baktığında içinin burkulduğunu gözlerinden anlıyordum.
"Ben yarın okula gitmiyorum dimi?"
"Tabikide gitmiyosun gurur."
En azından Uykuyu görmeyecektim. Kolum hala ağrıyordu.
Ahmetin 78 kez aradığını gördüm. ve tam 53 tane Mesaj attığını gördüm. Telefon yine çaldı ama bakmadan bi kenara fırlattım. Arkadaşlar yeni bölüm 300de gelecek. Byüü.s
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLOTONİK
Teen FictionGurur adlı yakışıklı çocuğumuzun Uyku adlı tenis takımının başkanı olan kıza aşık olmasiyla hikayemiz başlar. Uyku popilerdir. Gurur biraz daha asosyal bi çocuktur. Lise hayatının en içten ve gerçekçiliği ile Gururun yaşadıkları anlatilir. Ve arkada...