Ne diyeceğini çok merak ediyordum. ah baba seni lanet olası, ne diyeceksen de çatlatma insanı. Uzun bir süre konuşmadı "Oğlum" kelimesinden sonra. Sıkılan gözlerimle ona sert bir bakış atmaya çalıştım. Ama babam nereye kadar sert olabilirdim ki? Bu ciddiliği beni güldürmeye zorluyordu sanki. Gülmek istiyordum çünkü genellikle patavatsızın teki olduğum için olup olmadık her yerde gülerdim. Güleceğimden korkmaya başladım ve "Baba kolum ağrıyor cidden, eğer bir şey demiyeceksen artık odama çıkabilir miyim?" dedim. Bir anda kelimeler ağzımdan dökülü vermişti. Iyide olmuştu. Babam korkan gözleriyle bana bakmaya devam ediyordu ve hiç belli etmemeye çalışsam bile bu beni yavaştan yavaştan tahrik etmeye başlamıştı.
" Bak Gurur. Sen benim oğlumun, bu sıralar piskolojinin iyi olmadığını gayet net bir şekilde görebiliyorum. Beni kendine yakın hissetmeni istiyorum. Seni önemsemiyor, sevmiyor gibi görünüyorum öyle değil mi? Ama öyle değil işte. Sen benim daha doğrusu annenle benim en değerlilerimdensin. Biz sizin için yaşıyoruz oğlum. " dedi. Bir süre bekledikten sonra devam etti. " Şimdi bu soruyu sormakta tereddüt ediyorum ama sormak zorundayım çünkü meraktan kalp krizi geçirme olaslığım var." dedi ve ufaktan gülümsedi. " Kim o evlat? Senin canını bu derece yakan kız kim? Seni sinirlendirip fitneesda kolunu kırmana, neden olan kız kim? Niye bu kadar dolusun, biraz anlatmak ister misin" dedi. Bu cümleler babamdan duyabileceğim en ama en nadir cümlelerdendi. Bana umut dolu gözlerle baktı. Belliki anlatmamamı istiyordu. Söze nerden başlayacağımı bilmiyordum. Ne diyeyim şimdi ben? Baba ben bi kaç yılımı bi kızı plotonik olarak sevmekle geçirdim sonra kızla daha bu sene tanışabildim. Kız bana benden kimseye bahsetme dedi, mi diyecektim? Hayır, asla. Oğlunun pısırık, asosyal ve çekingen biri olduğunu bilmemeliydi. " Hahaha. Güldürdün, kız mı kim olacak allasen? Kimse yok sadece ahmetle aram iyi değil ve lisede çok fazla arkadaşım yok. Sorun sadece bu güven bana." dedim. Kendimden taviz vermeden merdivenlere yöneldim. Arkadan sanki bana seslenmek istedi ama sonra hemen sustu. Önemsemeyip odama geçtim. Kenara fırlattığım telefonumu elime aldım. Ahmeti aradım.
Dırt dırt dııırptt
-"Ahmet hemen konu özetini anlatıyorum. Uykuya çok sinirliyim, ona sinirim ve kirgimligimla fitneesa gittim kolum kırıldı. "
-"Aslında ben şey..."Bu UYKUYDU!!
-" uyku?" dedim garipseyen ve şaşırmış ses tonumla.-"Aslında ben seni merak etmiştim. Telefonum servisteydi, bozuldu. Numaranda yoktu. Bende ahmetle karşılaştım. Sana neler olduğunu anlattı ve beraber bir kafeye gidip seni ahmetin telefonundan tam 1500 kere aradık, insan bi cevap verir, karşımdaki hayvan değil der bi cevap verir. Neyse ya, Aa bi dakika Yine ben suçluyum, niye bana sinirlisin, Oha lan benim yüzümden mi kırdın bileğini." dedi ürkmüş ve kırgın ses tonuyla.
-" Hayır Uyku, ben öyle bişey demedim." diyip kıvırmaya çalıştım.Ama zeki kız, yemedi tabi.
-"Peki Gurur ya, ben sana zarar veriyorum, birdaha konuşmasak iyi olacak, kimse için canını yakma. Senin için çok endişlendik. Neyse kendine iyi bak, birdaha sana zarar vermiyeceğim zaten hayatından tümüyle çıkıyorum kendine iyi bak. Hoşçakal. " dedi ve ben o an ne kadar hıyarlık yaptığımı anladım.
-"Ta-" tamam diyemeden telefonu suratıma kappatı.
Arayıp Özür dilesem mi diye düşündüm ama o bana benden bahsetme derken iyiydi? Hanımefendinin kölesi var sanki. Beni çok incitmişti. Kolum acımıyordu ama Uykunun söylediği her söz bana bir bıçak gibi saplanıyordu. Fazlasıyla canımı acıtan neydi anlamıyordum. Bir kızın sözüne niye bu kadar aldırış etmiştim? Derke kalbim "Çünkü o sevdiğin kız gerizekalı" der gibiydi. yeni bölümde nolacak? Vote lütfen.
Hepinizi çok seviyorum :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLOTONİK
Teen FictionGurur adlı yakışıklı çocuğumuzun Uyku adlı tenis takımının başkanı olan kıza aşık olmasiyla hikayemiz başlar. Uyku popilerdir. Gurur biraz daha asosyal bi çocuktur. Lise hayatının en içten ve gerçekçiliği ile Gururun yaşadıkları anlatilir. Ve arkada...