SEVİYORUM (B×B)

YANLIŞ ANLAŞILMA

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

11.Bölüm

Okan
Yiğiti evine getirmiştim. Yol boyunca konuşmamıştı benimle. Neden bilmiyordum? Kesin onu öptüğüm için kızgındı bana. Tam teşekkür etmiş arabadan inecekken kolundan tuttum.

"Neyin var Yiğit? Neden konuşmuyorsun benimle?" diye sordum.

"Yorgunum biraz." dedi gözlerini kaçırarak. Geçiştiriyordu beni. Bunu anlayacak kadar iyi tanımıştım onu.

"Yalan söylüyorsun." dedim ve sinirli bir gülüş kaçtı dudaklarımdan. "Seni öptüğüm için kızgınsın bana. Değil mi?" dedim bu kez. Şaşırmış görünüyordu.

"Alakası yok." deyip kolunu çekti ve indi arabadan. Bende peşinden indim ve tekrar kolundan tuttum.

"O halde neden kaçıyorsun benden? Bal gibi de kızmışsın işte bana." dedim.

"Sen beni anlamıyor musun, rol mü yapıyorsun? Yorgunum dedim sana. Yor-gu-num." dedi heceleyerek ve kolunu çekti elimin arasından. Evine doğru gitti hızlı bir şekilde. Orada dakikalarca durdum. Durduk yere kavga etmiştik. Hemde hiç yoktan. Bi süre sonra arabama binip eve geçtim.

Yiğit
Okan'la boş yere kavga etmiştik ve bu durum canımı çok sıkıyordu. Beni öptüğü için kızgın olduğumu düşünüyordu ama aslında kızgın değildim ki. O pişman olmuştu bunu biliyordum ve bunu duymak istemiyordum sadece. Yatağımda bu düşünceler içinde uzanırken telefonum titredi. Semra mesaj atmıştı. Hass... Ben Semra'yı unutmuştum. Ondan ayrılıp bu işi bitirmeliydim. Çünkü bugün test edilip onaylandı ki ben kızlardan hoşlanmıyordum. Düşüncelerimi kenara bırakıp mesaja girdim.

21:15
Semra:Yiğit buluşalım mı?

Yiğit:Önemli birşey mi var?

Semra:Buluşunca öğrenirsin. Gelecek misin?

Yiğit:Nereye geleyim?

Semra:Sahildeki kafeye.

Yiğit:10 dakikaya ordayım.

Beklediğim fırsat ayağıma gelmişti. Ayrılmak için güzel bir konuşma yapabilirdim. Yürüyerek sahile indim. Kafe görüş alanına girince heyecanlandığımı hissettim. Kafeden içeri girince Semra'nın sarı saçları hemen gözüme çarptı. Yapay sarışındı. Normalde esmerdi ve esmer tenine gitmiyordu sarı saçları. Her sorduğunda yakışıyor demiştim ama aslında çok kötü duruyordu.

"Selam Yiğit. Hoşgeldin." dedi.

"Hoşbuldum. Eee akşamın bu saatinde neden çağırdın beni?" Diye sorduğum sırada garson geldi. Ben çay söyledim, Semra kola. Böyle de zıttık işte. Ben bunun her saatinde çay içerdim. Çayı çok severdim. Semra kahvaltıda bile zor içerdi. Neyse gereksiz bilgiler bittiğine göre konuşmaya geri döndüm.

"Seninle aramızdaki şey hakkında konuşmak istiyorum. Şey diyorum çünkü aramızdaki şey ney bende bilmiyorum. Sevgili olmadığımız o kadar bariz ki. Sevgili gibi değiliz..." dediği sırada siparişlerimiz geldi ve sustu birkaç saniye. Garson girince devam etti. "Bak Yiğit. Ben böyle devam edemem. Yani bana çok uzaksın. Yanımdayken bile ulaşamıyorum sana." dedi.

"Biliyor musun Semra bence de ayrılalım. Ben daha fazla yapamayacağım. Yani hem okul hem iş hemde ilişki çok fazla yoruyor beni." dedim.Tabiki de başka bahane bulamamıştım.

"Tamam. Yine de geçirdiğimiz günler oldu. Hakkını helal et." dedi kısaca helâlleştik. Iceceklerimiz henüz bitmediği için kalkmamıştık.

"Bu arada Semra sarı saç sana hiç yakışmıyor." Dedim çayımı yudumlamadan önce.Eli saçlarına gitti ve kaşları çatık şekilde bana baktı.

"Yiğit manyak mısın sen? Bu şimdi mi söylenir? Ben 4 aydır bu saçlarla geziyorum." sinirle.

"Kör değilsin. Aynaya bakınca farketmen gerekiyordu." deyip çayımı sonunu yudumladım ve hesabı ödeyip çıktım kafeden. Hafiflemiş hissediyordum. Rahatlamıştım. Eve giderken kulaklığımı kulağıma taktım ve müzik dinleyerek eve doğru yürümeye başladım.

Eve gelince bildirim sesi yükseldi telefondan. Telefona baktığımda Okan mesaj atmıştı.

22:03
Okan:Yarın görüşelim. Konuşmamız gereken şeyler var.

Niloya:Tamam haberleşiriz.

Okan:Tamam
(Görüldü)

Al işte aptal kalbim yine olur olmaz yerde hızlanıyordu. Bir mesajına da hızlanmazsın be! Kalbime isyan edip üstümü değiştirdikten sonra yatağıma girdim. Güzel bir uykuya ihtiyacım vardı.

Yeni bölüm geldiii.

Umarım beğenirsiniz 🙏

Sizleri seviyorum ❤

İyi okumalar 💜